Gecenin bu saatinde gelen telefondan hayır gelmez

221 42 1
                                    

Gecenin ilerleyen saatlerinde misafirlerin çoğunun gittiği ve geri kalanlarında hazırlanmasıyla gitme vaktinin geldiğini gösterdi.

Demir Yağmur’a yaklaşıp “Araba aşağıda bekliyor hadi çıkalım.” Diye söylediğinde göz göze geldiler.

Birlikte gelmediği ve kendisini geldiği günden itibaren yok sayan adamın sözlerine karşı “Siz gidin beni Cenk bırakacak.” diye yalan söyledi. Demir’le gitmemek için Cenk’i arayıp bir yerlere gitmeyi teklif edecek böylece hayatına devam ettiğini gösterecekti tıpkı onun yaptığı gibi.

Etrafına bakınıp “Cenk’i ortalıkta göremiyorum. Eve gidiyoruz gerekirse yolda arar gelemeyeceğini söylersin.”

“Konuşmaya gerek yok ,söylediğim gibi beni Cenk bırakacak hatta ilk önce bir yerlere gidip birlikte eğlenmeye karar verdik. “

Öfkeden sesinin çatallı çıktığına aldırmadan “Yağmur şu anda eve gitmen daha iyi olur yorgun görünüyorsun. “ Derken yanlarına Deniz de geldi  “Burada her şey yolunda mı.” Diye sordu.

“Eve gitmeniz için araba hazır ama Yağmur Cenk ile dışarıda eğlenmek istediğini söylüyor.” Duyduklarından sonra Deniz Demir ile göz göze gelince o ikisinin arasındaki diyaloğun Yağmur’un dikkatini çekmemesi mümkün değildi. Ama neden böyle davrandıklarını merak edip olayları akışına bırakarak neler çevirdiklerini anlamaya çalıştı. 

Deniz “Hadi eve gidelim bu ayakkabıları bir an önce çıkarmalıyım.” Diye fikrini değiştirmeyi denedi.

“Ben daha yorulmadanım hem arabada yedek ayakkabılarım var onları giyebilirsin. “

“Geç oldu eve gidip dinlenmek istiyorum yarın çıkarız. “

“Hayır ben şimdi gideceğim. İstiyorsan  arkadaşın seni eve bırakabilir. “ diye söylerken ikisinin arasındaki gizemi merak etti. Kendisinden bir şeyler saklıyorlardı ve artık her şeyi bilmek istiyordu. 

Demir daha fazla dayanamayıp “Sen biraz benimle gelir misin?” diye söyleyip kolundan tutup salondan çıkarttı.

Kendini çekiştiren adamın tutuşundan kurtulmak için direnirken “Nereye gidiyoruz? “ diye sordu.

“Sana söylemem gereken bir şey var.”

Alandan yeterince uzaklaştırınca bir şey demesine fırsat vermeden masanın üzerindeki örtüyü çekip aldı.

Yağmur hayretler içinde “Hey sen ne.. .” Cümlesini tamamlamasına izin vermeden  Demirin vücuduna örtüyü sardığında tepki veremeyecek kadar şaşkındı. Üstelik karşı çıkmasına fırsatı olmadan kendini Demir’in omzunda buldu. 

Elbisesi zaten yeterince açıktı birde omzuna atınca daha da açılıp insanların  görmesini göze alamazdı. Yaptığından memnun bir ifadeyle “Deniz asansörü çağır.” diye söyledi. Saniyesinde asansörün düğmesine basan Deniz'in gözlerinde ki parlama Yağmur’un dikkatini çekti.

“Saçmalamayın  Demir indir beni aşağı yoksa bağıracağım.”

“Herkese rezil olmamızı istiyorsan bağırabilirsin. “

“Deniz, bunu yapmaya hakkı yok beni indirsin. Hem o kim oluyor da bana emir veriyor üstelik istemediğim halde zorla eve götürüyor.”

Deniz “Haklısın hayatım ama sende hiç yardımcı olmuyorsun.” Cevabıyla gülmeye başladı. İkisinin de hali içler acısıydı birbirlerini  seviyorlar ama kaderin kendilerine çizdiği yollar hep dikenliydi artık bu dikenleri temizleme zamanı gelmişti. Demir’e bakıp “Beyaz atlı prens değilsin ama beyaz pelerinli prens olma yolunda ilerliyorsun.” diye dalga geçti.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin