Kabul etmemi istiyorsan senin kuralların değil benim kurallarımla oynayacağız.

407 53 2
                                    

Demir için gece geçmek bilmedi yaşadıklarına hala inanamıyordu. Gözlerini her kapattığında Yağmur denen kadının kendisine ettiği teklifi tekrar tekrar yaşıyordu. ’ Sizinle  evlenmek istiyorum.’ Hayatında hiç bu kadar garip bir durumla karşı karşıya kalmamıştı.

Diğer yandan evlilik fikri artık imkansızdı. Yalanda olsa birine bağlanmak şu anda istediği en son şeydi. Daha Özlem’i unutamamıştı ki başka bir kadına karım desin.  Tamam Yağmur denen kadın güzeldi ama güzellik her şey demek değildi. Zaten kadın tam bir baş belasıydı. Utanmadan evlenebilmek için kendisini tehdit etmişti.

İşin içinde ailesi ve çalışanların durumu olmasaydı düşünmesine bile gerek kalmazdı. Şirketin mali durumu elini kolunu bağlıyordu. Sanki kendisine ettiği işkence az gibi birde babasının ölmeden önce son nefesini verirken söylediği sözler kulaklarında yankılandı. ‘Sana güveniyorum annen ve kardeşlerin sana emanet.'

Uzun süre ailesinden uzakta yaşamıştı. Bu yüzden de vicdanı kendisine bir türlü huzur vermiyordu. Babasının ve annesinin en zor günlerinde yanında değildi. Belki fabrikayı kurtararak kendisini affettirmeyi başara bilirdi. Fakat çaldığı bütün kapılar bir bir yüzüne kapanırken bunu nasıl  yapacaktı. Bankalar bu kadar büyük bir meblağ bizim için imkansız diyerek karşılığında teminat olarak bir şey göstermesini istemişti. Tek çare kalmıştı yaşadıkları ev... Ne kadar düşünürse düşünsün başka bir çıkar yol bulamıyordu. 

Odasının camından dalları görünen çınar ağacına kaydı gözleri. Babası doğduğu gün dikmiş.  Ağaç gibi güçlü ve uzun ömürlü olsun diye. Oysa şimdi ailesine destek bile olamıyordu. Derin bir nefes aldı. 

Alacağı kararlar en çokta ailesini yıkacaktı. Kardeşleriyle birlikte çocukluğunun geçtiği güzel günler aklına geldi. Ya annem babamla yıllarını geçirdiği bu evden ayrılmaya dayanabilirmi... 

Dayanamazdı… Evini ve anılarını yok sayamazdı. ‘Ailem bu kadarını kaldıramaz.’ diyerek aklından geçenlerden vazgeçti. Ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Çoğu ödemelerin zamanı geçmişti ve maalesef ki  bazı ödemelerinde zamanı gelmişti. Bankanın biri ipotek için gün sayıyordu ve en kötüsü de tefeciden alınan borçtu. Babası aldığı borçlarla iyice köşeye sıkışmıştı. Yüksek ihtimal hastalığını tetikleyen de aşırı stresti. Annesini ve kardeşlerini bu işten uzak tutması gerekiyordu. Adamların sağı solu belli olmazdı paralarını zamanında ödeyemediği takdirde onları tehlikeye atabilirdi. 

Son umudu Necati beyle yapacağı ortaklıktı. Maalesef onada adamın kızı engeller koymuştu. Çaresizdi göz göre göre fabrikanın batmasına izin veremez di. Başka bir çare aramak için zamanı da kalmamıştı. 

Gözlerini yumdu. Allahtan kendisine bir çıkar yol göstermesi için dua etti.  Kulakları bütün gece kendisine işkence etmişti ve etmeyede devam ediyordu. 'Sizinle  evlenmek istiyorum.' diye bir kez daha yankılandı. 

Kalbinin sesini dinlediğinde hayır evlenme derken aklı ise neden bu kadar büyütüyorsun evlen gitsin bu bir anlaşmalı evlilik olacak diyordu. Kızla evlenecek ve şirketini kurtaracaksın diye ikilem yaşıyordu. Necati bey'in şımarık kızı yüzünden bu anlaşmayı kaybederse bir ömür kendini affetmezdi. Babasına gidip kızı da şikayet edemezdi. Ettiği takdirde ortak olma ümitleri varsa da o saatten sonra yok olup giderdi. Kafasının içinde belirli bir şeyler oluşmaya başlamıştı. Bağlanmak yoktu zaten Yağmur denen o kızla sekiz ay evli kalması formaliteden olacaktı. Şiddetli geçimsizlikten ikisinin isteğiyle mahkemede hemen boşardı.

Her şey ortadaydı kendini düşünmek gibi bir lükse sahip değildi. Önceliği babasının kurduğu ve kriz yüzünden batmak üzere olan şirketi eski haline  getirmek ve ailesine daha fazla dar boğazda olduklarını hissettirmemek.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin