Bazen güveni ve askı tek bir bakışta bile bulabilirsin.

258 40 5
                                    

Sabah gözlerini camdan gelen güneş ışınlarının yüzüne vurmasıyla açtığında yorgunluğunu hala üzerinden atamamıştı. Gece boyunca kabuslar gördü. Her defasında Alper Demir’i vuruyor vücudundan sızan kan etrafını sarıyordu. ‘Ona bir şey olsaydı ve ben yaşasaydım aklımı kaçırırdım herhalde. “diye düşündü Sonrada gözlerinin önüne Şükrü ve Alper’in cansız bedenleri geldi. Hayat ne kadarda ucuzdu. Küçük bir mermi insan hayatının yıllarca oluşturduğu bedene girdiğinde saniyeler içinde ifadesiz bir yığına dönüştürüyordu. Olanlara hala inanamıyordu saplantılı bir aşk para hırsı insanı ne durumlara düşürüyordu. Oysa hayvanlar bile sebepsiz öldürmezken, insanların hırsları yüzünden    bir can başka bir canı alıyordu. 

Demirin alperle yüzleştiği anlar gözünde bir kez daha canlandı. Özlemin ölüm sebebini öğrendiğinde nasıl perişan olmuştu. Şimdi ailesiyle birbirlerinin yaraları sarıyor olmalılar diye düşündü. Yatakta biraz onaylandıktan sonra sıcak bir duş alıp hazırlandı ve aşağı indi. Akşam Deniz’in ısrarıyla tıka basa yemek zorunda kalmıştı. Midesindekilerin kendini bir kaç gün idare edeceğini düşünüyordu. Kahvaltı masası hazırdı ama etrafta kimseyi göremedi. Deniz büyük ihtimal hala yataktaydı. Demir’de ailesinin yanındaydı , tek başına kahvaltı yapmayı istemedi ve Deniz’in uyanmasını beklemeye karar verdi. 

Mutfaktan çıkan Şükran teyze “  Günaydın kızım dinlenebildin mi.” diye  sorup elindeki tabağı masaya yerleştirdi.

Yağmur aç olmasa da çay içmek için masaya oturduğunda  “Evet dinlendim.” Diye cevap verdiğinde giriş kapısından içeri Deniz, Arda ve Demir’in peş peşe girdiğini gördü. Arda’yla Demir’in bu saatte ne işleri olduğunu merak etti. 

Arda “O nihayet uyana bildin, biraz daha uyusaydın  kapına dayanacak tım." dedi ve eliyle karnına vurup “ Açlıktan ölüyorum.” diye veryansın etti.

Yağmur “Beklediğinizi bilseydim aşağı inmek için daha hızlı  hareket ederdim.” Diye cevap verirken Demir, Arda'ya kötü kötü bakıp “Boşver. O hep aç.  Sen dinlenebildin mi? “ diye sorduğunda göz göze geldiler.

Kendisi için endişelenmesi hoşuna gidiyordu.“Evet dinlendim.” diye cevap verdiğinde içini saran meraka yenik düşüp “ Senin burada ne işin var?” Diye  sordu. 

Demir masada yerini alırken “Burası benim de evim unuttuysan hatırlatayım.” Diye söyleyip tabağına önünde bulunan kahvaltılıklardan almaya başladı.

Yağmur  yanlış anlaşıldığı için üzülüp “Onu kastetmediğimi biliyorsun. Halâ ailenin yanında olacağını sanıyordum.” diye düzeltmeye çalıştı.

Genç adam onun demek istemediğini biliyordu. Sadece dikkatini dağıtmaya çalıştı.“Merak etme yeni geldim. Yiğit aradı ve birazdan ifade vermemiz için emniyet te bizi beklediğini söyledi.”

“Demir.”

“Efendim.”

Sormakla sormamak arasında kaldığı konuyu nasıl açacağını düşünürken kelimeler dudağından korkarak çıktı. “Selda olanları nasıl karşıladı.”

“O tanıdığım en güçlü kadınlardan biridir merak etme atlatacak.”

“Ya annen.”

“O Selda dan daha çok yıkıldı. Özellikle....” dedi ve duraksayıp doğru kelimeleri bulmakla zaman kazanmaya çalışırken Yağmur “Özellikle Özlem’in  Alper yüzünden öldüğünü öğrendiğinde.” Diye tamamladı.

Demir gözlerini kaçırıp “Evet.” yanıtını verdi.

Yağmur “Üzgünüm.” Derken önündeki tabakla oynamayı seçti.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin