Hayır huzur Demir'in olduğu yer.

256 46 3
                                    

Yağmur  kulübenin önüne arabayı park ederken içi içine sığmıyordu. Demir’in kendisini gördüğünde vereceği tepkinin nasıl olacağını merak ederek arabadan indi. Yavaş adımlarla 3 basamaktan oluşan merdivenleri çıkıp kapıyı çaldı. Bir süre bekledi ama cevap gelmedi. Banyoda olabileceğini düşünerek  “Demir içeride misin?” diye sordu bekledi ama yine cevap gelmedi. Kapı kolunu yokladığında kilitli olduğunu anlayıp gidebileceği yerler arasında ilk sıra olduğunu düşündüğü göle doğru ilerledi. 

On dakikalık yürüyüş sırasında burayı ne kadar çok özlediğini fark etti. Etraf sessizdi ama doğanın sunduğu müzik ruhuna işliyordu. ‘Huzur burası.’ diye iç çekti. Sonrada sesini kendinin duyacağı bir tonda ‘ Hayır huzur Demir’in olduğu yer.’ Diyerek kendi kendini düzeltti. Söylediği şey içinde de heyecanın artmasına neden olurken gülümsedi.   Patika yolda ilerlemeye devam etti.

Gölü gördüğünde balık tutmak için Demirle geldiğinde bulundukları alana göz attı. Ordaydı ve oltası da yanındaydı. Yavaş adımlarla  küçük iskeleye doğru ilerledi. 

Tam arkasında durunca gölgesi Demir’in güneşini kesti ve daldığı derin düşüncelerden çıkan genç adam birden dönünce gözlerine inanamadı. Bekledigi sözler  “Senin burada ne işin var.” değildi ama bunada razıydı.

 “Daha sonra konuşuruz dedin ama benim yakında gitmem gerekiyor. Bu nedenle konuşuruz diye geldim.” Dedi  eliyle yeri göstererek “Oturabilir miyim?” diye izin istedi.

Demir başıyla onayladığında gözlerini Yağmur’un üzerinden bir an  bile ayıramadı. Hala inanamıyordu. Belki de bulunduğu ortamın sessizliğine fazlasıyla dalıp rüya görüyordu. Yanında oturan kadının gerçek olduğuna  emin olmak istedi. Ama hayal olduğunu düşündüğü kadına kaybolmasından korkarak dokunmaktan vazgeçti.

“Seni burada bulacağımı biliyordum.”

Hayal değildi o buradaydı. Aklında ‘ Yalnız mı?’ Diye bir düşünce oluştu. “Buraya kiminle geldin.” Diye sordu.

“Yalnız.”

Demir kaşlarını çatarak “ Şaka mı yapıyorsun?” diye azarladı.

“Hayır dedim ya seninle konuşmalıydım. Bende arabaya atlayıp geldim.”

“Kulübeyi nasıl buldun hatırlarsan gece gelmiştik ve sen yolun bir bölümünde uyuyordun. Giderken de yola dikkat etmeyecek kadar kötü durumdaydın.”  sözleriyle babasının hastanede yattığını hatırlatıp ağzından çıkanlar için pişman oldu.

“Arda tarif etti.”

“O aptal seni getirmek yerine yolumu tarif etti.” Dediğinde sesindeki  hiddetten bir başkası korka bilirdi ama Yağmur’un gülümsemesine neden oldu.

“Bırak şimdi nasıl geldiği mi. Ayrıca Arda beni getirmeyi teklif etti ama ben kabul etmedim.” Diye söyleyip arkadaşına öfkelenmesini engellemek istedi.

Demir gölü seyrederken “Her zaman dik kafalıydın ve hala da aynısın.” Diye itiraf etti.

“Haklısın dik kafalı ve aptalın tekiyim ve değişmek çok zor.”

 “Aptal olduğunu hiç düşünmedim.”

“Aptal olmasaydım hata üstüne hata yapmazdım.”

“ Özgüveni büyük kadına ne oldu.”

“Bu kadın evlilik konusunda çok büyük bir aptallık etti.”

Onun pişman olduğunu biliyordu bunu defalarca ima etmişti. Bir kaç kerede söylemişti ama şu anda durmak kalbinde bir sızı olmasını sağlıyordu. “Sen pişman olsan da, seninle evli olmaktan hiç pişman olmadım.”

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin