Bizden vazgeçmediğini ve beni sevdiğini kanıtlamana ihtiyacım var.

271 41 1
                                    

Yağmur bugün babasını toprağa vereli  8 gün olmuştu. İçindeki acıya bir tek gözyaşları isyan edip artık daha da az akıyordu. Yatağın üzerine bıraktığı kolilere babasının kıyafetlerini koyarken yerdeki sandığa da saklayacağı anıları olan eşyaları yerleştiriyordu. Annesine öldüğünde sadece gardırobunda bulunan kıyafetleri toplamıştı kişisel eşyalarına dokunmak istememişti o görevi babasının yapacağını düşündüğünde yanıldığını şimdi görebiliyordu. Çekmecelerin bazılarında annesine ait eşyalar olduğu gibi yerli yerindeydi. Bu yüzden ona ait birkaç eşyayı da toplarken gardırobun arkasında özel bir kutu bulunca içini garip bir acı sardı. Kutuyu açtığında kendisine ait bir fotoğrafın üzerinde parmaklarını gezdirirken kurutulmuş gülleri görünce heyecanına yenik düştü. Babasıyla annesinin aralarının iyi olduğunu düşündüğü zamanlardan kalan hatıraları saklaması içinde taşıdığı özlemi büyütüyordu. Kutunun içinde eski bir çift sinema bileti tektaş bir yüzük ve  tahminen 18 yaşlarında bir erkek resmi o kadar eskiydi ki yüzü bile zor seçiliyordu. Yağmur’un en çok görmeyi istediği kırmızı kurdeleyle bağlanmış mektupların varlığı dikkatini çekmişti. İçini büyük bir heyecan sardı. Hayatlarının sonlarında bir birine iki yabancı olsalarda gecmişteki aşklarına şahit olacaktı. Hep merak etmişti aralarındaki uçurumun sebebini. Kurdeleyi çözüp içinden bir tanesini alıp açtı , meraka engel olamıyordu bunlar ailesinden kalan en büyük hatıraların belgesiydi. Artık annesi de babası da hayatta olmadığına göre hepsinin kendine ait olduğunu düşünerek göz attı.

Arzu bu mektubu yazmak benim için hiç kolay olmadığını biliyorsun artık başka bir adamın karısı olman beni deli ediyor.

 Yağmur okuduğu kelimelerle beyninden vurulmuşa döndü. Kalp atışının hızlandığını ellerinin titrediğini hissedemeyecek kadar şoktaydı. Kendini yatağın kenarına bıraktı ve biraz olsun sakinleşmeyi başarınca okumaya devam etti.

Bunu  bize nasıl yapabildin. Senin için aşkımız bu kadar mı basitti. Seni sevdiğimi söylerken sende beni sevdiğini söylemiştin şimdi bunların yalan olduğunu bilmek canımı acıtıyor. 

Yağmur  bulduğu mektupların babası tarafından yazıldığını düşünürken bir yabancının kaleminden annesine yazılan aşk mektupları olduğunu anladığında dünyası başına yıkıldı. Kaldığı yerden devam ederek merakını gidermeye çalıştı. 

Bana yaptığını ihanet olarak düşünmek istemesem de öyleymiş gibi hissediyorum 

Bizden vazgeçmediğini ve sevdiğini kanıtlamana ihtiyacım var. Bu nedenle seni Cuma günü her zamanki yerimizde saat 4’de bekleyeceğim eğer gelmezsen benden vazgeçtiğini düşünüp bu şehirden sonsuza kadar gideceğim.

A,Ş

Mektupları inceledi ama kim tarafından yazıldığını bulamadı. Sadece baş harfleri olduğu tahmin ettigi iki harf.  Annesinin bir sevgilisi olduğunu anladığında babasının bunu bilip bilmediğini merak etti. İçinde köpüren öfkeyle gözü dönerken bunu kimseyle paylaşamayacağına karar verip kutuyu kimsenin bulması için odasına götürüp sakladı. Daha sonra sakin bir anında daha dikkatli bakacaktı. Ama şu an halasının öğrenmesinden kaçınması gerektiğinin farkındaydı. Aklında  başka bir soru oluştu halanın ne zaman kendi evine döneceğini merak etti. Gözü üzerlerindeydi bu yüzden Demir’le aynı odayı paylaşmak zorunda kalıyorlardı. Kendisine destek olmak için Gönül hanım yanlarında kalırken acısına rağmen hareketlerine dikkat etmek zorundaydı. En azından bunu Demire borçluydu. Evlendikleri günden bu güne kadar garip bir şekilde birbirlerine alışmışlardı. 

Ertesi gün evdekilere biraz yorgun olduğunu uyumak istediğini söyleyerek kendisini odasına kapattı. Annesine ait olan mektupların  bulunduğu kutuyla yatağının üzerine oturup bir tanesini alıp okumaya başladı.

Canım bir haftadır seni görememenin acısıyla yine  geceyi sabaha bağladım. Bir hafta geçmek bilmezken bir ömrü sensiz geçirdiğimi düşünmek ölüm gibi geliyor.  Dilerim o günleri hiç görmeyiz. Sana özlemim öyle büyük ki gözlerimi her yumduğumda güzel yüzünün beni benden aldığını ve çektiğim acıyı bil diye sana bunları yazıyorum. Hasretin sevgimi her geçen  gün büyütürken sana kavuşacağım anı sabırsızlıkla bekliyorum. Şu anda tek tesellim iki gün sonra ,İstanbul’da olacağım. Seni Cuma günü her zamanki yerimizde saat 16:00 da bekleyeceğim.  

Beni sensiz bırakıp kör kuyulara atma. Yüreğimdeki aşkın okadar büyük ki sensiz geçen her gün ölümüm olur.

A, Ş 

Yağmur her kelimesinde şaşkınlığını daha büyüten mektupları tek tek okurken annesinin sevdiği adamla değil de babasıyla neden evlendiğini merak ediyordu. Sorupta cevap alacağı kimse yoktu, bir kişi dışında onunda sadece baş harflerini biliyordu. 

İnsan dünyaya gelirken aklıda kalbide bomboşken, ölürken neden sırlar, günahlar ve acıyla dolu oluyordu. Tıpkı annesi ve babası gibi. Kendileri gibi sırlarıyla birlikte öbür dünyaya gitmişlerdi. ‘Ve ben bunları öğrenmek için ikisini de kaybetmemmi gerekiyordu.’ diye kaderine kızdı. 

Yaklaşık bir saattir elinin altındaki mektupları okuyordu. Sevmediği biriyle evli olmak annesi için zor olmalı diye düşündü. Üstelik sevmediği bir eşin genlerini taşıdığı için beni de  hiç benimsemedi, diye aklından geçirirken gözleri dolmaya başladı.

‘Ya babam istenmeyen bir eş olduğunu bile bile  seninle nasıl yaşadı.’ bunun cevabını ortadaydı. Aslında hiçbir zaman gerçek bir aile olmamışlardı. Sadece dışardan öyle olduğuna inandırmışlardı.  Ama arkalarında bir enkaz bırakarak gittiklerini göremeyecek kadar ikiside kördü. Kaderin doğmadan yazdığı ve acılarının sebebi olan geçmiş bu gün gün yüzüne çıkmış ellerinin arasında duruyordu. İnanmak istemese de elindeki kağıt parçası, geçmişin bıraktığı acı hatıralar eksik olan pazılın tamamlanması gibiydi. Şimdi herşeyi daha net görüyor ve anlıyordu. Karşısında duran aynaya içinde oluşan hayal kırıklıkları ile baktı. 

Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı, daha sakin olması gerektiğini bilerek  kendini yatağa bırakıp öğrendiklerini düşündü. Sinirden elleri titrerken bunlara sebep olan annesinin bir sevgilisi vardı. Babasına ihanet etmişti kavgalarının sebebi olarak hep annesini ihmal ettiğini düşünüp babasına kızar ve uzaklaşmasına neden olurdu. Ama şu anda olayların tam tersi olduğunu öğrenmenin acısını yaşıyordu. 

İhanet ağır bir yüktü ve bu yükün altında sevilmeyen eşin genlerini taşıdığı için ne kadar istese de annesi tarafından kabul görmemiş ezilmişti. Şimdi neden hep yalnız ve sevgisiz büyüdüğünü daha iyi anlıyordu. ‘İki nefretin arasında beni unutup gittiler.’ diyerek dolan gözleri tutmaktan vaz geçip peş peşe akıtmaya başladı.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin