Peki size bir hediyeyle teşekkür etsem olur mu?

496 57 19
                                    

Yağmur asansör kapısı açıldığında heyecanını kontrol altına tutabilmek için derin derin nefes aldı. Her şeyin başladığı yere sağlam adımlar atarak ilerledi.

Kendisini içerde karşılayan garsona ”Yağmur Gürhan Altay adına rezervasyon yaptırmıştım.” direyerek kendisine gösterilen masaya gideceğini düşünürken  görevlinin ”Eşiniz balkonda isterseniz haber verebilirim." demesiyle "Gerek yok bende kendisine katılayım birazdan masamıza geçeriz.” diyerek balkona doğru masaların arasından ilerledi.

Bu salonda defalarca davet vermişlerdi tabi o zaman etrafta masalar yok denecek kadar azdı.

Balkona adım attığında kocasını sırtı dönük güneşi izlerken gördü. Bu manzara neredeyse tıpatıp aynı idi. Aradan geçen  iki seneye rağmen o günü dün gibi hatırlıyordu. Geniş omuzlarına bakarken o günde üzerinde aynı takım vardı. Sabah bilerek üzerindeki kıyafetleri yatağın üzerine giyinmesi için bırakmıştı. 

Bir süre kocası batan güneşi izlerken Yağmur da kocasını hayranlıkla izledi. 

Telefonda biriyle hararetli bir konuşmaya dalmış arkasında durduğunu fark etmemişti. "Anlaşıldı seni de oyalayacak bir şeyler bulmalı." diyen kocasının bir kaç saniye sonra " Neden birkaç gün bir yerlere gitmiyorsun. Belki dağ evi iyi gelir." demesini diledi.

……

"Dostum Eylül gitti artık kendini toplamalısın. Ne zamana kadar onun anılarıyla yaşayacaksın. Ne kadar ararsan ara o bulunmak istemiyor. Gözde de hala toparlanamadı." 

……

"O zaman sende onu hatırlatmayacak  yerlere git. Mesela bizim yazlık boş duruyor. İstersen hemen arayıp haber vereyim."  

 …...

"İçimden bir ses senin için iyi bir değişiklik olacağını söylüyor." 

 ……...

"Deli olma hayat devam ediyor. Seninde artık kendin için bir şeyler yapma zamanın geldi de geçiyor."

 …….

"İyi Fethiye ye varınca beni ara."

………….

"Hı."

….

Demir gülmemek için kendini tutuyordu. "Uyuz. " dedi ve telefonu arkadaşının  yüzüne kapattı.

Yağmur konuşması bittiğinde bulunduğu yerden bir adım daha yaklaşıp geldiğini göstermek için ”Teşekkür ederim.” dedi.

Demir karısının sesini duyduğunda balkonda yine aynı şekilde konuştuğunu  fark etti. Tıpkı o gün gibi dönüp şaşkın bir halde ”Neden.” derken gözlerinin içi gülüyordu. Yağmur aynı kelimeleri kullanırken tıpkı o gün giydiği elbiseyle karşısında duruyordu. İlk kez o gün Cenk'i yanında gördüğünde içini saran kıskançlığı karısına hiç itiraf edememişti. Saçları makyajı dahi aynıydı. Bu sefer doya doya baktı. O günden farklı iki şey vardı üzerinde biri evlendikleri gün güzel boynuna taktığı kolye ve diğeride evlilik yüzüğü idi. Sonra kendi üzerindeki takımı düşündü Yağmur bugün kendisininde aynı takımı giymesini sağlamıştı ve elini kaldırıp evlilik yüzüğüne baktı ve sevgi dolu gözlerle izledi.

Yağmur kocasına doğru bir adım daha atarken ”Yerden kalkmama yardım ettiğiniz için size bir kez daha teşekkür etmek istedim.” diye o güne gönderme yaptı.

Demir de ”Rica ederim.” dedi ve batan  güneşe bakmak için karısına arkasını döner gibi yapacakken   kollarına çekip göğsüne sırtını yapıştırıp belinden sıkıca sarıldı. ”Bu kadar küçük bir teşekkürün yeterli olmayacağını bilmenizi isterim.” diyerek karısının omzuna çenesini yerleştirip birlikte batan güneşi izlemeye başladılar.

Yağmur ”Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum." dedi ve kendini kocasının kollarına bıraktı.

”Eminim bir şeyler düşüneceksiniz."

Yağmur dudaklarından küçük bir gülme kaçırdı ama çabuk toplanıp ”Peki size bir hediyeyle teşekkür etsem olur mu?" diye sordu. 

Demirin sesinde hafif bir hayal kırıklığıyla "Aslında aklımda başka şeyler vardı. Ama hediyenizi kabul etmezsem ayıp olur.” diye söyleyip bir elini kaldırıp beklemeye başladığında Yağmur’un tekrar güldüğünü duydu. 

Havada duran elini Yağmur eliyle tutup dudaklarına götürdü ve hediyen diğer elinin altında." diye cevap verdi.

Demir kısa bir terettüp ile karısının sıkıca tuttuğu ele baktı. 

"Hayır bu elinde değil diğerinde."  dediğinde Demir karısının düz karnı üzerinde olan eline baktı. 

Ne düşünmesi gerektiğini bilmediği bir an karısının sözlerini bir kez de kendi tekrarladı ”Hediyem elimin altında." derken sesi çatallanarak  ”Aşkım sen, sen hamile misin?" diye sordu.

Yağmurun gözlerinin içi gülüyordu "Evet hamileyim bizim bir bebeğimiz olacak." derken batan güneş gözden kaybolmaya başladığında Demir karısının yüzünü daha iyi görebilmek için kendine döndürüp ”Seni her gördüğümde hayatıma bir güneş doğuyor ve beni dünyanın en mutlu adamı yapıyor. Seni çok seviyorum fırsatçı karım benim." dedi ve sıkıca sarıldı. 

Yağmurda kocasının kollarında "Bende seni seviyorum zorbam." diye geçmişin anılarıyla bu günlerine şükrederler.

Son

 NURCAN  TURALI

        Ve hikayemizin  sonuna geldik. Ben yazarken çok keyif aldım. Umarım okurken sizde keyif almışsınızdır. 

İki sene önce yazdığım hikayeyi sizlerle paylaşmak bugüne nasipmiş. Sizin ile çıktığımız bu yolda dilerseniz  geçen sene yazdığım ve içinde misafir olarak katılan Yağmur ve Demir ile SENİN İÇİN'de Başkomiser Yiğit ve Eylül'ün hikayesiyle devam edebiliriz. 

Not: Eğer hikayemizi beğendiyseniz bölümlerin altına atacağınız yıldızlarla destek olursanız sevinirim.

Hikayenin sonunda yıldız vermeye karar verirseniz, burdan ilk bölümlere doğru gittiğinizde karşınıza reklam çıkmadan yıldız vermek sadece bir kaç dakikanızı alacaktır.

 

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin