Belki de hayatında yerim hiç olmamıştı sadece ben öyle umut etmiştim.

240 43 1
                                    

Saatler geçmek bilmeyecekti anlaşılan kafasının içindekilere cevap bulmadan uyku artık haram diye geçirdi geçirmesine de  sorularına cevapları nasıl alacaktı. Demir resmen sır küpüydü ne kadar zorlasa da ağzından tek kelime alamamıştı. İşin kötü yanı biraz zorlamasında eski eve gitmişti. Bu sürekli hale gelirse diye içinde garip bir huzursuzluk peydah oldu. Geri gelir mi diye düşünürken  evin yarısının kendine aitken diğer yarısı babası tarafından Demir’e verildiği aklına geldi. Emin olmasa da tekrar gelecek diye ümit etti. Ne kadar kızsa da kötü sözler söylese de bencil tarafı hep yanında olmasını istiyordu. Genç kız düşünmekten uykuya yenildiğini bilmeden gözlerini yumdu.

Demir ise arabayı evin önüne park ettiğinde hala sinirini atacak bir sebep arıyordu. Necati bey kendini ifade edecek bütün yolları kapatmış her şeyin sır olarak kalmasını istemişti. Böyle olunca da Yağmurla aralarındaki bağda bir kez daha kopma durumuna gelmişti. Kim bilir belkide kopmuştu. Düşündükçe çaresizliğiyle baş başa kalıyordu.  Yorgun vücudunu dinlendirmek için arabanın torpido gözündeki anahtarı alıp arabadan indi.

Ev resmen terk edilmiş gibiydi eşyaların üzeri tozlanmasın diye kapatılırken kendini direk üst kata yönlendirdi.  Kendi odasına girerken ayakları Yağmur’un odasına doğru ilerledi. Biliyordu onsuz bir hayat kendisi için artık imkansızdı. Karısı önlerine çıkan ilk engelde kendinden vaz geçmişti. ‘Belki de hayatında yerim hiç olmamıştı sadece ben öyle umut etmiştim.’ diye aklına kalbine işkence etti.

Aynı evde iki yabancı gibi yaşamak şimdi işkenceden farksız olacaktı. İçinde günden güne büyüyen duygularla Yağmurdan nasıl vazgeçecekti. Buna hazır değildi ve hiçbir zaman hazır olmayacaktı.

Ceketi çıkarıp sandalyenin üzerine bıraktı ve üzerindeki kıyafetlerle yatağa uzandı. Yastıkta hala Yağmur’un kokusu vardı. Yasemin kokusunu gözlerini kapatıp içine çekti. Evlendiği ilk günler aynı evi bile paylaşmaktan çekindiği kadın olmadan şimdi uyku bile işkenceye dönüşüyordu. Nasıl bu hale geldik diye düşündü. Bir anlaşma ile başlayıp aşkla devam ederken nefretle nasıl son buluyordu. Tabi bu duygular sadece Demir’in içinde yaşattıkları idi. Yağmur'un  bakışlarında aşktan eser yoktu.

Sabah saatin çalmasıyla erkenden kalkmış ve üzerini değiştirmek için yeni evine gelmişti.  Anlaşılan daha kimse güne başlamamıştı. 

Yağmur’u uyandırmamak için kapıyı yavaşça açtığında gözlerine inanamadı. Üzerinde küçük bir havlu ve saçları ıslak Yağmur’un sırtı kendine dönmüş bir halde buldu.  

Bu kadın kendine her fırsatta işkence etmeyi çok iyi biliyordu ve hiç birini de bilinçli yapmıyordu. Gözlerini dahi kıpırdatmaktan genç kızı izliyordu sanki bir rüya gibi uyanırsa her şey yok olup gidecekti.  Anın büyüsüne kendini o kadar kaptırmıştı ki çığlığıyla bulunduğu zamana geri döndü. Kimsenin duymaması için hızla içeri girip elini Yağmur’un ağzına kapatıp susturdu.

İkisinin de gözleri birbirini bulduğunda bir süre donup kaldılar. Bulundukları durumu ilk fark eden genç kız Demir’in elini kendi dudaklarının üzerinden çektiğinde  “Seni sapık benimi izliyordun.” Diye öfkeyle söylendi.

Demir gülmemek için kendini zor tuttu. ‘Evet izliyordum.’ Diye kendine söylerken  Yağmur’a “Seni neden izleyim ben üzerimi değiştirmek için gelmiştim.”  Cevabını verdi.

Yağmur  Demir’e bakarak“ Artık beni bıraksan diyorum.” 

 “Ne “

“Bırak  beni diyorum.” Derken kaşlarını çatsada yanaklarının yandığını hissediyordu. Demir’e bu kadar yakın olmak hem de yaşadıkları kavganın ertesi günü. Ona karşı güçlü durmak için büyük bir çaba harcarken içinde kızgınlık ve yakınlık arasında bocalamasına neden oldu.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin