Sensiz bir hayat bende düşünemiyorum.

264 44 0
                                    

Günler hızla gelip geçiyor ve artık bir karar vermesi gerekiyordu. Sürekli iki ev arasında mekik dokumak istemiyordu. Çalışma odasına doğru emin adımlarla yürüdü.

Demir önünde laptopta bir şeylere bakarken yanına gitti. Konuşup konuşmamak da kararsızken söze nasıl başlayacağı hakkında da hiçbir fikri yoktu. Aslında vereceği tepkiden çekiniyordu. Her zaman yaptığı gibi birden söyleyip kurtulmayı seçti" Sana bir şey söylemeliyim."Demir başını kaldırıp karısına baktı. Derin derin nefes alıyordu. Tedirginliğini görmezden gelip "Seni dinliyorum!"

" Ben artık burada yaşamak istiyorum."

Demir duyduğundan emin olamadı. Şaşkınlığını gizleme gereği duymadan "Ne." Dedi.

"Duydun işte ben artık burada yaşamak istiyorum."

Demir gülmek istiyordu ama yanlış anlaşılmaktan korktu. Yağmur'un bu huyunu bile özlemişti. İnsanları duruma hazırlamak yada tepkisini önceden tahmin ederek alıştırmak onda yoktu. Bir kere de söyleyip kurtuluyordu. Bu huyu onun için iyi mi kötü mü olduğuna karar veremedi. Laptopun ekranını kapatırken "Buna ne zaman karar verdin." diye sordu. Aslında bunu söyleyeceğini yakın bir zamanda bekliyordu ama şimdi değil.

"Aslında çok uzun süre önce."

Tek kaşını kaldırıp "Mesela ne kadar uzun bir süre." Diye sorarken tek amacı günlerdir ağzından iki kelimeden fazlasını duyamadığı karısını biraz olsun konuşturmak tı. Sesini de özlemiş ti.

" Babam bizim burada yaşamamızı teklif ettiğinden beri."

"Baban böyle bir öneride mi bulundu? " hiç haberi yokmuş gibi davranmayı seçti.

"Evet bana böyle bir öneride bulundu, ama anlamadığım benden önce sana da aynı teklifte bulunurken neden ilk kez duyuyormuş gibi davranıyorsun."

Demir duyduklarından sonra iki elini teslim olur gibi havaya kaldırıp "Tamam itiraf ediyorum bana da aynı teklifi yaptı, ama buna senin kara verebileceğini söyledim." diyerek tebessüm etti.

"Tamam işte ben kararımı verdim sende kabul edersen burada yaşamak istiyorum. "

'Sende kabul edersen burada yaşamak istiyorum.' sözleri hem gururunu okşadı hem de Yağmur için bir şeyler ifade ettiğini hissetti. Daha fazla üzülmesini istemiyordu. Babasının anılarıyla yaşamaksa isteği buna karşı gelemezdi. "Peki ne zaman taşınıyoruz bu konuda da bir fikrin var mı? " diye sordu.

Demir'in bu kadar çabuk kabul etmesine şaşırarak "Yani kabul mü ediyorsun?" Diye emin olmak istedi.

"Kabul etmesem burada yaşamaktan vaz geçecek misin?" Diye sorduğunda Yağmur'un gözlerinde günlerdir ilk defa bir ışık gördü.

Genç kız Demir'in yaptıklarına rağmen ona karşı gelmenin acısıyla ses çıkaramadı. Yine de günlerdir uykuda olan inatçı yanı ufaktan ortaya çıkıp başıyla hayır cevabını verdi.

Demir ise gülümseyip "Bende öyle düşünmüştüm." Diye kabullenme yolunu seçti.

"Aslında benim sormak istediğim başka bir şey daha var."

"Korkmalı mıyım." Derken gözlerinin içine baktı. Karısını hep uzaktan izlerken şimdi eline geçen fırsatla özgürce bakmanın mutluluğunu yaşıyordu.

" Şükran teyzeyi işsiz bırakmak istemiyorum sonuçta oda kirada oturuyor. Kabul ederse evin arkasındaki müştemilatı biraz düzenleyip eşiyle sürekli bizimle kalmasını isteyeceğim."

"Eminim senden ayrılma fikri onu da üzerdi. Bence çok güzel düşünmüşsün. Böylece evde yabancı birileri de olmaz."

"Onsuz bir hayat düşünemiyorum."

Demir'in diline 'Sensiz bir hayat bende düşünemiyorum.' Diye geldi ama hemen konuyu değiştirip "Eşyalarını ne zaman getirmeyi düşünüyorsun." Diye sordu.

"Bana kalsa yarın ama senin için uygun mu bilemedin. Sonuçta senden izin almadan eşyalarına dokunmak istemem. Belki de onları sen kendin toplamak istersin."

"Aslında benim için sorun değil ama sana eşlik etmekten mutlu olurum."

"Yani senin için yarın uygun mu?"

" Benim için sorun yok. Yarın gider toplarız. "

Yağmur bir kaç gündür kafasını kurcalayan soruya cevap bulmak için "Peki biz buraya taşınırsak oradaki evi ne yapmayı düşünüyorsun. Yani içi eşya dolu. "

Demir o evi çok sevmişti. Yağmur'la kısada olsa iyi kötü anılarından vazgeçmek istemiyordu. Durumu biraz düzeltince satın almaya karar verdiğini söylemek istemedi. Yağmurdan vazgeçmeyi düşünmek bile artık zor geliyordu. Fakat o isterse ayrılığı ses çıkarmadan kabul edecekti. Şimdilik şehrin içinde ve işyerlerine de oldukça yakındı bazı zamanlarda orda kalmaktan mutlu olacaktı. Tabi yanında Yağmur varken "Bence şimdilik durabilir. Kim bilir ilerde yatırım için satın bile alabilirim." Diye söylemeyi uygun buldu.

Yağmur ise bu açıklama karşında hayal kırıklığına uğrarken Demir'in kendisini bırakıp o evde yaşamaya niyetli olduğuna inanarak sadece özel eşyalarını almanın yeterli olduğunu karar verdi. Artık emin olduğu bir şey varsa oda Demir'in kendi hayatına geri döneceği ve bu evde tek başına yaşamaya alışması gerektiğiydi.

Ertesi gün Arda ve Deniz arkadaşlarının evliliklerinin ilk günlerini geçirdikleri yere birlikte gittiler. Yaptıkları anlaşmalı evliliği ikisinden başka kimse bilmiyordu. Eşyalarını toplamaya yardım ederken aynı zamanda meraklarını da giderme çabasındaydılar.

Deniz, Yağmurun , Arda'da , Demir'in toplanmasına yardım etti. Şükran teyze zaten günle önce mutfağı toplamıştı. Sadece kapıyı kitleyip yeni evlerine doğru yol almak kalmıştı.

Akşama doğru yeni yaşayacakları evin içine yerleşmek için bütün eşyalarını taşımakla meşgul oldular. Ev çok büyüktü ve Yağmur evin en büyük odasında kendi eşyalarını yerleştirirken Demir'de kendi eşyalarını yerleştirmeye başladı.

Bir çift göz sürekli üzerlerindeydi. Halası çeşitli bahanelerle yanlarına gelip " Bir şeye ihtiyacınız var mı? " diye sorarak merakını gidermeye çalışıyordu.

Demir yerleşmeyi bitirdiğinde halanın varlığına sevineceği aklının ucuna gelmezdi. Sayesinde Yağmur ile aynı odayı paylaşıyordu. Ve bir an bile ayrı kalmak istemiyordu.

Demirin aklı karısında iken , Yağmurun aklında babası vardı. Artık istediği gibi eski evine geri dönmüştü. Demir kabul etmeseydi ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Babasının isteğini yerine geğirdiği için kendini biraz olsun rahatlamış hissetti.

Babası öleli 18 gün olmuştu ve Yağmur yokluğuna hala inanmakta güçlük çekiyordu. Hayat devam ediyordu. Bununla yaşamaya katlanması gerektiğini bilecek kadar aklı başındaydı. Tek tesellisi bir kaç saatte olsa babasıyla özlem gidermiş hep söyleyemediği sözlerle veda etmişti.' Baba seni çok seviyorum.' Demişti. Yağmur'a göre bir kaç saatte olsa komadan babasının çıkması Allah'ın bir lütfuydu.

Ve şimdi doğup büyüdüğü evde yaşayarak babasının vasiyetini yerine getiriyordu. Zaten bu evi çok seviyordu. Buraya yerleşmesini söylediğinde babası sanki olacakları hissetmişti. Demirle birlikte yaşamasını istediğini söylediği anı bir kez daha gözlerinin önüne geldi. O zamanlar bunun imkansız olduğuna inanırken şimdiyse kaderin kendinin planlarından daha fazlasını yazdığını düşünmeden edemedi.

Bazen dertler insanın elini kolunu bağlar , kurtulmaya çalışırken farkında olmadan çırpındıkça kendine daha fazla zarar verirsin. Belki de doğru olan küçük yaraları büyütmek yerine beklemeyi öğrenmektir. Yağmur'da tıpkı böyle yaparak beklemeye karar verdi, her şeyi zamana bırakıp, kaderin kendisine gösterdiği yoldan gitmesi gerektiğine inanmaya başlamıştı. Güçlü olacaktı başka çaresi yoktu.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin