Gecenin bu saatinde gelen telefondan hayır gelmez.

216 41 1
                                    


iki saat önce

Gecenin ilerleyen saatlerinde hala uyku tutmamıştı yatağında dönüp durmaktan sıkıntıyla başucundaki saate bakındı.  Saat 2’di ve bu gece zaman geçmek bilmiyordu. Umutsuzca başını yastığa attı. Ama tekrar kalktı. Bu sefer şaşkındı çalan telefonun sesini duyunca.’ Gecenin bu saatinde gelen telefondan hayır gelmez.’ diye huzursuzlandı. Ekrana baktığında isimsiz bir numara gördü. İlk an açmayı düşünmese de merakına yenik düştü ve “Alo” diye cevap verdi. Karşıdan tanıdık bir ses bekledi.

“Yağmur benim Şükrü amcan.”

‘Bu adam gecenin bir yarısı beni niye arar.’ diye düşünse de  “Buyur Şükrü amca bir sorun mu var?”  Diye sordu. Bu saatte kimse kimseyi hatır  için aramazdı sonuçta. 

“Yağmur sana bir şey söyleyeceğim ama bunun ikimiz arasında kalmasını istiyorum. En azından şimdilik.“

“Sizi dinliyorum.”

“Babanın katilini buldum ve bunu bilmek istersin diye düşündüm.”

 Yağmur duyduklarından sonra yataktan fırladı. “Ne.”

“Babanın katiliyle yüzleşmek ister misin?”

 “Şaka yapmıyorsunuz değil mi?”  

“Böyle bir konuda şaka yapabilir miyim. Katili polise vermeden yüzleşmek istersin  diye düşünmüştüm.” 

“Onun babamı neden öldürdüğünü polisten önce öğrenmek isterim. “  

“O halde vereceğim adrese gel ama kimseye bir şey söyleme seni vaz geçirmek isteyebilirler ve benimde başım belaya girebilir. Sonuçta adamı burada zorla tutuyorum.”

Telefonu kapatmadan önce “Tamam.” Dese de biriyle paylaşma isteğiyle doldu. Heyecandan kalbi duracaktı. Babasının katilini deli gibi merak ediyordu. Üzerini değiştirip Demir’in kapısını çaldı. Cevap gelmeyince bir kez daha, ses gelmeyince sessizce içeriye adım attı. Hayat kimseye güvenmemesi için önüne bir sürü neden vermişti. Bir yanı Demir söyleme diyordu ama diğer yanı ona güvenmek istiyordu. Yardım istemek için içeri girdiğinde odada olmadığını fark etti. Bu saatte dışarıda olması içinde şüpheler oluşmasına neden oldu. ‘Allah'ım Şükrü amcanın söz ettiği katil Demir olmasın.’ diye dua etti. 

Demir’in odasından çıktığında Deniz'e söylemeyi düşündü ama kapısının önüne geldiğinde arkadaşının gitmesine izin vermeyeceğini düşünerek odasına gidip kağıda “Deniz babamın katilini buldum. Sana haber verecektim ama gitmeme izin vermezdin . Beni merak etme.” Diye yazıp kapısının altından attı. 

Yağmur çocukluğunda babasının gösterdiği evin arka bahçesindeki depoda bulunan bahçıvanın rahat girip çıkması için yapılan ve kimsenin bilmediği dışarıdan duvara benzeyen bir kapıdan gizlice çıkıp caddeye oradan da taksiye binip verilen adrese doğru yol aldı. 

Söyledigi  adrese geldiğinde orta yaştaki taksiciyle göz göze geldi. “Kızım burada inmek istediğinden emin misin. Buralar hiç tekin yerler değil.” 

“Biliyorum amca ama sorun yok.”

“İstersen bekleyim gecikirsen polise haber veririm!”

“Yok içeride tanıdık var bana zarar vermezler. “

“Sen öyle diyorsan .”

Yağmur taksimetredeki ücretten biraz fazla verip depoya doğru yürüdü. Gerçekten de gecenin bir yarısı korku filmleri için ürkütücü bir mekan olabilirdi. Deponun girişinden içeriye adımını attığında siyah takımlı birkaç adamın kendisini beklediğini gördü. Etrafa tanıdık bir yüz aradı. “Şükrü amca nerde?” Diye merakını gidermek istedi.  

Adamlar sakince yanına yaklaşırken “Yağmur hanım hoş geldiniz. Şükrü bey sizi bekliyordu.” derken birbirlerine bakındılar. 

Yağmur üzerine doğru gelen iri yarı adamlardan huylandığı için ileri attığı adımı bir anda geriye doğru çekti. 

İçini saran huzursuzlukla ne yapacağını düşünürken  bindiği taksinin hala dışarıda olmasını umut etti. Geriye bir adım , iki adım derken  arkadan burnuna kapatılan bezle, zar zor nefes almaya çalıştı. Saniyeler içinde benliğinin hissizleşmesi ile bedeni yer çekimine yenik düştü.  

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin