BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI)

Burada ben varken Demir'den ne istiyordu ki.

Kendilerini  odaya kapatmak yerine evin bahçesinde yorgunluk kahvelerini içerken çalan telefonla keyifleri kaçtı.

Yağmur babasının avukatından gelen  aramayı görünce merak içinde yanıt verdi. Kısa bir hatır sormanın ardından karşısındaki kişinin sözleriyle ne düşüneceğini bilemedi. Öyle ki yanında oturup kahvesini yudumlayan arkadaşının varlığını bile unutacak kadar kafası karıştı. Telefonun karşısındaki kişiye bir kaç soru sormaya kalkınca da avukat yarın her şeyi öğreneceksiniz cevabını aldığında, mecburen konuşmayı daha kısa tutmak zorunda kaldı. 

Arkadaşının yüzünün bir anda bembeyaz olduğunu gören Deniz “ Hey sen iyi misin? Seslendim ama cevap vermedin.” Derken gözlerine endişeyle baktı.

“Kusura bakma babamın avukatı aradı. “

“Önemli bir şey yoktur inşallah ,hiç iyi görünmüyorsun.”

“İyiyim sadece duyduklarımın şokunu atlatmaya çalışıyorum.”  Dediği an Deniz yüzü ifadesizleşen genç kıza önündeki suyu uzatıp “Al iç şunu kendini toplamana yardımcı olur.”

Yağmur elindeki bardaktan bir kaç yudum alıp gözleri boşluğa bakarken “Babam ölmeden önce bir vasiyet bırakmış.” Diye kelimeler boğazına takılarak çıktı .

“Vasiyet mi.”

“ Sende şaşırdın demi. Babam neden bir vasiyet bıraksın ki.” Diye söylenirken bir şeyler düşünmeye çalışsa da cevabı yanıtsız kaldı.

Deniz aklına gelen düşünceyle yüzünde oluşan bir gülümsemeyle “Belki de başka bir yerlerde hiç bilmediğin bir kardeşin var ve her şeyi baban ona bırakmış olabilir.” Diyerek dalga geçti.

Yağmur yarım bir gülüşle “İşin komik tarafı başka birisi böyle bir şeyi öğrendiğinde sinirden çıldırır ama ben bir kardeşimin varlığıyla havalara uçardım herhalde.” Diye  itiraf ederken, arkadaşı “Buda senin farkın. “ diyerek kahvesinden bir yudum aldıktan sonrada “Seni neyin beklediğini bilmiyoruz kim bilir bir kardeşin yanında bonus olarak kötü bir üvey annede karşına çıkabilir, o yüzden  hazırlıklı olmalısın. ” Diye şakayla karışık uyardı.

 “Açıkçası babamın son zamanlarda fazlasıyla sırlarının olduğuna şahit oldum. Yarın içimden bir ses hiç hoş şeyler duymayacağımı söylüyor.”

“ Ortada merak uyandıracak bazı durumlar olduğu doğru ama bunları vasiyet açılmadan  öğrenemeyeceksin maalesef.” Diye belirtirken Necati beyin öldürülmeden bir kaç gün önce vasiyet hazırlaması bazı sırların da ortaya çıkacağını gösteriyordu. Ama bunu dile getirip arkadaşını daha fazla huzursuz etmek istemedi.

 “Garip olan başka bir şeyde vasiyet okunurken  Demir’in , Şükrü amcanın ve Cenk’in de orada olması gerekiyormuş. Avukat öyle söyledi.” Derken merakını yarına kadar gideremeyeceğini biliyordu. 

“Bunda garip ne var ki Demir senin kocan diğerleri de şirkette hisse sahibi vasiyet açılırken onlarında  olması çok doğal.” Arkasına yaslanıp kahvesinden bir yudum daha aldı.

 Akşam  geç saatte eve gelen Demir’e telefonda avukatla konuşmasını anlattı. Yarın kendisiyle birlikte  vasiyet açılırken orada bulunmasını söylediğinde genç adamın yüzünde de şaşkınlık ve merak vardı. Biraz düşününce bu durumun sadece evli oldukları için birlikte katılmalarının doğal olduğuna kendini inandırdı.  

Sabah şirketin toplantı  salonunda avukat ve yardımcısı ile vasiyette  isimleri yazan dört kişi merak içinde masada yerlerini aldılar.

Yağmur bulunduğu durumun gerginliğini yaşarken birde Cenk’in bakışlarıyla huzuru tamamen yok oldu. Dikkatini karşısında oturan avukata vermeye çalıştı. Genç adamın bakışlarından tek rahatsız olan Yağmur değildi, Demir her an üzerine atlayıp suratını dağıtmamak için kendini zor tutuyordu. Bunun yerine sadece yumruklarını sıkıp kendini kontrol etmeye çalıştı. Bir kaç saniye sonra elini masanın üzerine koyup parmaklarını vurarak  kendisine bakmasını sağladı. Başarınca da karşısındaki insanın kanını donduracak bir bakış attığı sırada masanın başında oturan avukat “Herkes burada olduğuna göre.” Diyerek çantasından çıkardığı mühürlü zarfı herkesin gözü önünde açıp içinden üç küçük zarfı merakla izleyenlerin eşliğinde masaya bıraktı. “Hazırsanız başlayalım.”dediğinde kimseden tek kelime çıkmadı. Sadece başlarını sallayarak onay verdiler. İlk zarfı alıp salondaki gözler üzerindeyken masanın diğer ucundaki Demire uzatarak “Bu sizin.” Diye  belirtti.