Bu adam gerçekten de kendini aşmış.

247 44 3
                                    

Demir Yağmur’un ‘Keşke Cenk’le evlenseydim.’ sözlerini ne kadar istese de aklından bir türlü çıkaramıyordu. Duyduğundan beri her şey üstüne, üstüne gelirken hiç bir yere sığamadığını düşünüyordu. 

Kendisi duygularından emindi. Yağmur’un ne hissettiğini merak ederken söylediklerinden sonra onunda duygularından emin oldu. Kafası bu kadar karışıkken eve gidip onu görmeye  hazır değildi. Annesini arayıp yemeğe beklememelerini gece yapılacak nakliye için geç geleceğini söyleyip holdingden erkenden çıktı.

Arabaya bindiğinde  eski eve gitmeyi planlamıştı ama orda olmanın da kendisine  acı vereceğini bildiğinden araba kırmızı ışıkta durdurduğunda Yağmurun görüntüsü ve sözleri gözünde canlandı. Direksiyona sıkı bir yumruk attı ve içinden geldiği gibi kaderine küfür etti. Son çare her şeyi bilip içini dökebileceği tek kişiye Arda' ya gitmeye karar verip yönünü değiştirdi.

Yarım saat sonra arkadaşına  haber bile vermeden zile bastığında biraz olsun sakinleşmişti. İkinci çalıştan sonra açılan kapıda kendisine  şaşkın gözlerle bakan Arda’ya “Bu gece sende kalabilir miyim?” diye sorduğunda aldığı cevap “Sormana bile gerek yok.” Oldu.

Arda  Demir’in halini görünce  iki yıl öncede kapısına dayanıp  İstanbul’dan ayrılmaya karar verdiğini söylediği günü hatırladı. Arkadaşını üzen şeyin ne olduğunu merak ederek öğrenmek için içeri  girmesini bekledi.

Bütün gece Yağmur da söylediklerinin pişmanlığıyla  elindeki telefona baktı. Aramasını umuyordu ama aramayacağını da bilerek iç çekti. Kızgınlıkla ağzından çıkan sözlere engel olamamıştı. Hayatında kendisini hiç olmadığı kadar yalnız hissetti.

Gönül hanımın Demir’in işleri yüzünden yemeğe  gelemeyeceğini Şükran teyzeye söylerken kulak misafiri olmuştu. Yemek boyunca gözleri  sürekli oturduğu boş sandalyeye kaydı durdu. Şimdide nemli gözleri yatağının sol tarafına boş yastığa kayıyordu. Hayatında yanında olmasını istediği insan sayısı  iki elinin parmaklarını geçmezken onları da tek tek kendinden uzaklaştırıyordu. Yalandan evlendiği adam bir kaç ayda hayatında ne kadarda büyük bir yer etmişti. Evlenmeyi kabul ettiği gün ki sözleri aklına geldi. O gün telefonda ‘ Tek şartım  ailemin karşısında evliymiş gibi rol yapacağız.’ dediğinde söylediği sözlere ne kadar da sinirlenmişti. Şimdiyse gece eve gelmedi diye içi içini yiyordu. Aylar önce ayrılmayı dilediği adamla aralarındaki bağa inanamıyordu. Bazen kalın bir ipmiş ve hiç kopmayacakmış gibi hissederken bazen de bir örümcek ağı kadar ince ve her an kopmaya hazır gibi hissetmesine neden olan olayların arasında kalıyorlardı.

Saatler ilerledikçe pişmanlığı biraz daha artıyor o sözleri hiç söylememeyi diliyordu. Gece yarısı olmuştu ve Demir hala  ortalıkta yoktu. Kendisine kızgın olduğunu  biliyordu ama annesi buradayken eve geç gelecek olmasına da şaşırmıştı. Söylediklerinin pişmanlığı ile bir süre daha gelecek diye beklerken düşünmekten yorgun düşen bedeni uykuya yenik düştü. 

Sabahın ilk ışıklarıyla  gözlerini kapının açılma sesiyle  aralandığında Demir’de içeri yeni giriyordu. Yağmur dünkü sözlerini isteyerek söylemediğini anlatmak için beklerken uykuya dalmış olduğunu fark etti. Soran gözlerle başını yastıktan kaldırdığında göz göze gelseler de hiç bir şey  söylemeden direk banyoya giren kocasına baktı. Kapıdan içeri girdiği an yorgun ve uykusuz göründüğünü fark etti. Söylediği sözlerin onu bu kadar etkilemesine hem üzüldü hem de içinde küçükte olsa bir ümit kıvılcımı oluştu. 

15 dakika sonra Demir banyodan beline bağladığı havlu ile giysi odasına girerken de aralarındaki durum yine aynıydı. Birbirlerini görüyorlar ama görmemezlikten geliyorlardı.

BANA KAL DE (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin