Karşılıksız Gülümseme

50 9 2
                                    

Hestia:
-Geldik!
Helios:
-Diğerleri nerede peki?
Hestia:
-Bilmiyorum, daha gelmemişler sanırım.
Helios:
-Ya da tuzağa düştük. Bunu akıl edememene inanamıyorum Hestia.

Derin ve gergin bir nefesten sonra ellerini beline koydu ve volta atmaya başladı. Bazen bir elini kafasına götürüp sonra geri beline koyuyordu. Gerçekten tökezlediğimi düşündüğü için çok tedirgin.
Hestia:
-Sakin ol, tuzağa filan düşmedik.
Helios:
-Sakin mi olayım!? Dalga mı geçiyorsun benimle? En başından beri işe yaramaz olduğun belliydi zaten.
Hestia:
-En başından işe yaramaz olan sensin. Karıştırdın sanırım.
Helios:
-Vay, sonunda sert tarafını da gördük. Pan seni nasıl yanına almış diye düşünüyordum, ağzını açtığın ilk andan beri. Bu kadar masum olma.
Hestia:
-Ya da masum rolü yapma demek istedin sanırım. Bundan sonra nasıl oynamak istiyorsan öyle oynayalım o zaman. Ama kaybeden sen olacaksın.

Diğerlerinin geldiğini gördüğümde daha da cesaretlendim.
Hestia:
-Hatta 1-0 öndeyim, "işe yaramaz". 
Helios:
-Neden bahsediyo-

Helios'ta diğerlerini görünce belli etmese de tuzağa düşmediğimizi anlayıp rahatladı.
Helios:
-Hiç fena değil. Ama beni geçebilmen için yeterli de değil.

Helios'un, onları gördüğü anda içindeki kini yüzüne vurmaya başlamıştı bile.
Hestia:
-Şu yüzünü düzelt artık. En baştan şüphe uyandırmanı istemiyorum.

Helios yüzüne yalancı bir gülümseme kondurdu. Ben de diğerlerine döndüm.
Hestia:
-Biz kazandık!
Boreas:
-Daha kafa karıştıran bir yer görmemiştim.
Hestia:
-Üzgünüm, dikkat çekmemeliyiz.
Ares:
-Hepiniz toplandığınıza göre size son bilmecenizi verip başlamanıza yardım edebilirim.
Himeros:
-Bilmeceler bitmemiş miydi?
Ares:
-Başlamanız gereken yere sizi elimle koyamam ama sadece böyle yardımcı olabilirim. İyi şanslar!

Babam kağıdı Hera'ya verdikten sonra hiçbir şey demeden gitti. Arkasından seslenmem bile onu durdurmadı.
Dione:
-Sadece vedalaşmak istemedi. O çok üzgün görünüyordu.
Hestia:
-Her neyse önemi yok. Biz işimize bakalım.
Hephaistos:
-Ne yapıyoruz şimdi?
Hera:
-Ben bilmeceyi okuyorum ve hep birlikte onu çözmeye çalışıyoruz.
"Gözünüzü açıp dikkatlı bakın
Yeşil bir taş, hepsinden farklı
Kulübenin kapısını bununla açın
Taş gideceğiniz yerin anahtarı"

Boreas konuşmak için ağzını araladığında ondan önce ben davrandım.
Hestia:
-Boreas, bu sefer dolaylı değil. Her şey apaçık söylenmiş.
Boreas:
-Akıl okuma özelliğin mi var?
Hestia:
-Sadece tahmin diyelim biz ona.
Hephaistos:
-Hadi başlayalım.
Himeros:
-Neye?
Hephaistos:
-Taşı aramaya.
Alpheus:
-Tam olarak bundan bahsedildiğine emin miyiz?
Helios:
-Evet. Ve ben bu taşın nerede olduğunu biliyorum. Beni takip edin.

Diğerleri hiç sorgulamadan yürümeye başladı. Bense ne yaptıklarını anlamlandıramadığım için olduğum yerde durup benim gelmediğimi fark etmelerini beklemeye başladım.
İlk Helios fark etti ve o durunca herkes durdu. Helios dışında hepsi birden bana döndüler.
Helios:
-Gelmemeye mi karar verdin?
Hestia:
-Hayır bu çok anlamsız. Taşın yerini nerden bilebilirsin ki?

Helios da arkasına döndü ve bu sefer gözümün içine bakarak konuştu.
Helios:
-Beni hafife alıyorsun işe yaramaz. Bir an önce yürümeye başla da geride kaldığın için ağlama.

UYUMSUZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin