Plan 1: Facia

103 9 2
                                    

Sabah olduğunda gitmek istediğimiz yere varmıştık. Karşımızda eski bir ev vardı. Etrafta yaşam belirtisi gösteren tek bir şey yoktu. Sadece yeşillikler, küçük fidanlar ve evin tam önünde duran, eskimiş, içinde su olmayan, küçük bir süs havuzu vardı.
Boreas:
-Hazır mısınız?
Himeros:
-Ben dünden hazırım.
Alpheus:
-Ben de sabırsızlanıyorum.
Boreas:
-Hestia, sen?

Derin bir nefes alıp verdim.
Hestia:
-Hadi gidelim.

Arabadan indik. Karşımızdaki ev sanki 100 yıl önce inşa edilmiş gibiydi. Belki de gerçekten 100 yıl önce inşa edilmiştir. Çünkü bazı pencereleri ve kapısı kırıktı. Yine de evin dokusu, rengi, şekli bana sıcak geldi. İçim biraz da olsa rahatlamıştı.
Kapı açıktı ama çalmalı mıydık yoksa direkt girmeli miydik kararsız kalmıştık. Ben önce çalmayı kimse ses vermezse girmeyi teklif ettim. Kapıyı çaldığımızda içerden biri: "Girebilirsiniz ben de sizi bekliyordum." dedi. Biz de denileni yaptık. Karşımızda ailelerimiz yaşında biri vardı. Ben daha çok yaşlı, saçı sakalı birbirine karışmış birini bekliyordum. Bizimkilerde öyle bekliyordu belli ki. Çünkü yüzleri şaşkınlığın esiri olmuştu. Hepimiz birbirimize bakıyorduk. Kimse konuşmayacaksa benim konuşmam gerekiyordu sanırım.
Hestia:
-Merhaba! Buraya neden geldiğimizi biliyorsunuz değil mi?
Evin sahibi:
-Tabii ki biliyorum çocuklar, yıllardır bu işi yapıyorum ben.
Boreas:
-Bir saniye! Yıllardır derken? Pek yaşlı gözükmüyorsunuz.
Evin sahibi:
-Yıllardır sizi bekliyorum yani. Siz benim sahip olacağım ilk elementlersiniz.
Hestia:
-Sahip olmak mı? Biz kimsenin bize sahip olması için gelmedik buraya. Sadece ihtiyacımız olan şeyleri alıp gideceğiz.
Evin sahibi:
-Haklısın Hestia, ben de onu demeye çalışıyordum zaten.
Himeros:
-Artık şu bilmeceleri verseniz de gitsek mi biz?
Evin sahibi:
-Ah, bilmeceler! Nasıl da aklımdan çıkmış.
Alpheus:
-İyi de zaten yapmanız gereken tek şey bu değil mi? Nasıl unutabiliyorsunuz?
Evin sahibi:
-Biraz gergin ve sabırsızsınız. Oturup bir şeyler yiyip içmek istemez misiniz?
Himeros:
-Aslında isteriz.
Hestia:
-Aslında teşekkür ederiz gerek yok demek istedi, değil mi Himeros!?
Himeros:
-Evet teşekkürler. Bir an önce gitmek istiyoruz da.

Boreas yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldamaya başladı.
Boreas:
-Hestia, ben bu adamdan çok şüphelenmeye başladım. Aradığımız kişi bu değil bence.
Hestia:
-Bana da öyle geliyor. Aklımda bir şey var. Siz bir yere oturun ama asla bir şeyler yiyip içmeyin. Özellikle Himeros'a dikkat et. Ben hemen geleceğim.
Boreas:
-Nereye ?
Hestia:
-Sadece içerde neler olduğuna bakmak ve babamla konuşmak istiyorum.
Evin sahibi:
-Siz ne konuşuyorsunuz bakalım aranızda?
Hestia:
-Benim tuvalet ihtiyacımı karşılamam gerekiyor, nereye gidebilirim onu konuşuyorduk. Hem arkadaşlarımda ben gelene kadar biraz soluklanmış olurlar.
Evin sahibi:
-Bu fikre bayıldım. Tuvalet...

Evin sahibi tuvaletin yerini tarif ederken ellerimi arkama götürdüm ve bizimkilerin görebileceği şekilde ateşten, küçük, göz kırpan bir gülücük;) yaptım. Umarım mesaj yerine ulaşmıştır.
Hestia:
-Teşekkürler, hemen geliyorum.

Üst kata çıktım ama yapmak istediğim tek şey babama ulaşmaktı. O yüzden tuvalete girdiğim gibi babamı aradım.
Ares:
-Alo, Hestia?
Hestia:
-Baba sana sadece tek bir soru soracağım. Bilmeceleri bize verecek olan kişi nasıl bir adamdı?
Ares:
-Tatlı, sempatik-
Hestia:
-Hayır baba öyle değil. Fiziksel olarak.
Ares:
-Bir sorun mu var?
Hestia:
-Eğer soruma cevap verirsen bir sorun kalmayacak.
Ares:
-Yeşil gözlü, saçı sakalı beyaz, ha-
Hestia:
-Tamamdır baba teşekkür ederim.

UYUMSUZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin