Yeni Hayata İlk Adım

63 9 0
                                    

Arabaya bindik ama çoğu zaman olduğu gibi nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Sahiden nasıl bulacağız?
Hestia:
-Gelip çok güzel yerleştik. Tam kadro buradayız. Evet, her şey çok güzel. Peki biri bana söyleyebilir mi nereye gideceğiz?
Hera:
-İşte bu konuda hiçbirimizin fikri yok sanırım.
Doris:
-Fikir bulana kadar ne yapmayı düşünüyoruz?
Himeros:
-Sanırım sadece oturacağız.
Boreas:
-Hestia, sen Helios'la daha yakındın bize göre. Gidebileceği hiçbir yer söylemedi mi?
Hestia:
-Çocuklar, Helios salak değil. Eğer başından beri ihanet ettiyse, tabi ki bize bahsettiği hiçbir yere gitmeyecektir. Ama bildiğim tek yer, beni götürdüğü ağaç ev. Ne kadar imkansız olsa da belki bir ihtimal oradadır.
Himeros:
-Yani nereye sürüyorum?
Hestia:
-Doris'in yaşadığı yere.

Yeni rotamız belirlendi ve yine araba hareket etmeye başladı. Bu olaylar ne zaman bitecek bilmiyorum ama biz bitmeden bir an önce bitsin istiyorum.
Alpheus ve Doris'e baktım. Doris ondan istediğim adımı atmıştı. Alpheus'a yaslanmıştı ve el ele tutuşuyorlardı. Onlar birbirlerine aitler ve öyle kalmalılar. Umarım ikisinin duyguları karşılıklı olur.
Boreas'la göz göze geldik. Hala ona kırgınım. Düşündüğü şey çok kırıcıydı çünkü. Bunu nasıl düşünebildi? Gerçekten mantıklı biri olduğunu sanıyordum.
Bir süre sonra Doris'in yaşadığı yere geldik. Annesinin yanına uğrayıp bir şeyler atıştırdığımızda bu geceyi onlarda geçirmeyi teklif etti. Biz de kabul ettik, şimdiye kadar aldığımız en iyi teklifti. Olanları anlattıktan sonra daha fazla hava kararmadan ağaç eve doğru yola çıkmamız gerektiğini düşündük ve evden çıktık.
Himeros:
-Evet Hestia, nereye gidiyoruz?
Hestia:
-Bir sorunumuz var. Helios bir yerden sonra gözlerimi kapatmıştı. Yani bir yere kadar götürebilirim ama ondan sonra ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yok.

Gülümsedim. Dione de bana karşılık verdi. Geri kalanlar eğlenmiş gibi gözükmüyordu.
Ayrıca Helios'un gözümü kapatması bile planının bir parçasıydı belli ki. Yaptığı her şeyi önce kafasında kurup sonra uyguladığına o kadar eminim ki.
Gözlerim açık geldiğim yolları yürüdük.
Doris:
-Buradan sonra bildiğim bir ağaç ev var. Ondan başka ağaç ev olduğunu da sanmıyorum.
Hestia:
-Yaşasın! Bulduk o zaman.
Hera:
-Öyle gözüküyor.

Biraz daha yürüdükten sonra doğru olan ağaç eve gelmiştik. Ama içerde biri var gibi durmuyordu. Yine önden ben gidip kapıyı açtım.
Hassiktir! Yine mi!? Asıl şimdi tam anlamıyla faka bastık.
Pan:
-Selam!

Onun etkisi altında olduğumu düşündüğü için öyle davranmalıydım. Pan'e gülümsedim.
Pan:
-Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?

Sadece sustum ve anlamamış bir yüz ifadesiyle ona baktım. Çünkü doğru olan kelimeleri seçemeyecek kadar kafam karışıktı. Tek bildiğim şey planımı altüst etmemem gerektiği.
Pan'in arkasından Helios çıktı. Hepimizin yüzü şaşkınlığın esiri olmuştu. Çünkü hiç beklemediğimiz bir şeydi aslında.
Helios:
-Hestia, Pan'i kandırmanın sonucunu öğrenmene çok az kaldı. Ve ben bunun için sabırsızlanıyorum.
Hestia:
-Pan'i kandırmamın mı?

Gülmeye başladım.
Helios:
-Hafife almamanı yüzlerce kez söyledim sana Hestia. Pan'in etkisi altında olmadığın çok aşikâr. Hani element kristalini getirecektin?

Bu çocuk ne yapmaya çalışıyor? Pan'in hipnozu altında mı yoksa başından beri...
Hestia:
-Pan, yanında nasıl bir beceriksizi barındırdığının farkında mısın? Her şeyi mahvetti, tüm planımızı. Ve sen de buna inandın öyle mi!?

Diğerleri ne olduğunu anlamamıştı. Dione dışında. Onun her şeyi anladığına eminim.
Tamam Hestia, şimdi fedakarlık zamanı. Zaten Helios olmadan hiçbir şey yapamayacaksınız.
Pan ne olduğunu anlamamış bir şekilde etrafa bakıyordu.
Hestia:
-Planımızı hatırlıyorsun, öyle değil mi? O kadar iyi rol yapmışım ki yanındaki beceriksiz bile inanmış.
Pan:
-Nasıl Helios'un aklına uyup bu planı mahvettim bilmiyorum.

Dönüp Helios'a sinirli bir bakış attı ve sonra devam etti.
Pan:
-Ama sana olan güvenim de sarsıldı. Kime inanacağımı nereden bileceğim?

Aklıma bize verilen kolyeler geldi. Helios'ta kolyelerimizden yok. Yani yapabileceği tek şey aydınlatmak ve uzaklaştırmak. Bu da bizimkilere zarar veremez. Gülümsedim.
Pan'in sağ tarafına geçtim, sol tarafında da Helios vardı. Bizimkiler de karşımızdaydı. Önce göz kırptım. Sonra Dione'nin gözlerinin içine baktım. Bana güvenmeleri gerekiyor.
Hestia:
-Helios, hodrimeydan! Karşındaki acemi topluluğuna kim olduğunu göster, bakalım.
Boreas:
-Önce Helios, şimdi de sen mi? Saçmalıyorsun Hestia.
Alpheus:
-Hestia, bu sen değilsin.
Hestia:
-Yani siz öyle sanıyorsunuz, diyelim biz ona.

Gülümsedim. Sanırım Dione dışındakilerin hepsi benim onlara ihanet ettiğimi düşünüyorlar.
Himeros:
-Aklım almıyor, nasıl yapabilirsin bunu?

Dione, Himeros'un elini tutup kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Himeros rahatlamış gözüküyordu.
Doris:
-Neden herkes yarı yolda bırakıyor?
Hera:
-Hestia, bizi buraya-
Hestia:
-Tamam kesin sesinizi artık! Pan kadar güçlü biri varken, sizin gibi eziklerin yanında olacağımı mı düşündünüz gerçekten? Komik! Her neyse espri saatimiz bittiyse sendeyiz Helios, göster bakalım gücünü. Pan'e layık biri misin, görelim.

Helios önce bana dönüp rekabet dolu bir bakış attıktan sonra diğerlerine döndü. Gücünü kullanmayı denedi ama ben daha güçlü bir şey beklerken, yeni doğmuş bir ejderhanın ağzından çıkardığı ateşten farklı bir şey yapamadı.
Gülmeye başladım.
Hestia:
-Yaptığın şey sadece bu mu?
Pan:
-Helios, nasıl bu kadar işe yaramaz olabiliyorsun? Yapabildiğin tek bir şey bile yok mu senin? Hiçbir zaman öğretemeyecek miyim?

Pan ne demek istedi anlamadım. Yani uzun zamandır mı birbirlerini tanıyorlar? Her neyse bunu sonra düşünürüm. Şimdi Helios'u, ağa düşürme zamanı.
Helios'un yanına gittim ve onu diğerlerine doğru ittirdim. Artık o da onların yanında duruyordu. Bu da elimize geçmek üzere demek. Sadece yapmam gereken son bir şey kaldı.
Hestia:
-Bunun nasıl yapıldığını izleyin!
Alpheus:
-Hayır, sen gerçekten saçmalıyorsun!

Himeros korku dolu bakışlarıyla Dione'ye baktı. Dione, gerçekten beni çok iyi anlıyor. Çünkü rahat gözüküyor. Sanki ne yapacağımı biliyormuş gibi. Himeros'a sakin olması gerektiğine dair bir şeyler söyledikten sonra bana dönüp hafifçe gülümsedi. Ben de ona gülümsedim.
Boreas:
-Ben buna dayanamayacağım! Üzgünüm Hestia. Ya da boş ver sadece ödeşelim.

Boreas güçlerini kullanmak için hazırlanırken bu sefer de Hera onu durdurdu. Sanırım o da, bir şeylerin farkına varmak için aklını kullanmıştı ve başarmıştı da. Teşekkürler kızlar:) Sizle tanıştığım için çok şanslıyım ama şimdi sıra bende.
Bütün herkesi içine alabilecek, içi boş bir ateş topu yaptım. Ve uçması için serbest bıraktım. Helios ve diğerleri bir ateş topunun içinde gökyüzüne doğru çıkıyor. Oradan inmeyi başarırlarsa Helios'u yakaladık demektir. Eğer başaramazsalar da her şey biter. Ama ben başaracaklarına eminim. İyi şanslar çocuklar!
Pan'a döndüm. Benimle gurur duyuyor gibiydi.
Hestia:
-Onlara zarar veremezdim. Bilmeceleri onlardan başka kimse alamaz. Ayrıca planımızı berbat eden Helios'tu. Onu öldürmeyi çok isterdim.
Pan:
-Sana güvenmediğim için üzgünüm. Şimdiden sonra en güvendiğim kişi sensin. Oğ- yani Helios bile her şeyi berbat edip bana ihanet edebildi. Sense arkadaşlarını gözden çıkarıp bana itaat ettin. Seninle gurur duyuyorum. Şimdi benimle evime geliyorsun, değil mi?

Kafa salladım. Yaptığım şeye ben bile inanamıyorum. Umarım bu yeni hayatıma attığım ilk adım, çok fazla ilerlemeden son bulur...
Şimdiden sonra yapacağım tek şey onların oradan kurtulması için ve tekrar bir araya gelmemiz için şans dilemek...

UYUMSUZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin