Elpis, el frenini çektikten sonra bize doğru baktı.
Elpis:
-İşte geldik!
Hera:
-Burası neresi? Çok güzel.
Elpis:
-Castle Combe. Tatlı bir yer olduğu doğru. Küçüklüğüm burada geçti ve yemeği burada yersek sakinleriz, iyi olur diye düşündüm. Buna ihtiyacınız var gibi.
Himeros:
-Çok güzel düşünmüşsün, ben bayıldım. Nerede yiyoruz? Gidelim bir an önce.
Elpis:
-Bu sabırsızlığınız başınıza bir gün iş açacak. Demedi demeyin. Ve... peşimden gelin.Yemek yiyeceğimiz yere doğru yürürken Alpheus yanıma geldi.
Alpheus:
-Bu yaptığın neydi? Bir açıklaman var mı?
Hestia:
-Şimdi sırası değil, sonra konuşalım mı?
Alpheus:
-Pekala Hestia, öyle olsun. Ama umarım mantıklı bir açıklaman vardır.Ben kendim bile ne yaptığımı, ne yapacağımı bilmiyorum ki sana anlatayım.
Elpis:
-Geldik!
Dione:
-Ben buraya bayıldım! Hestia, baksana.Alpheus'a niye böyle davranıyorum? Her şeyi unutup ona güveneyim, en kötü ne olabilir ki?
Dione:
-Hestia! Sana diyorum. İyi misin?Dione'nin sesiyle irkildim.
Hestia:
-Efendim?
Dione:
-Neyin var?
Hestia:
-Kafam karışık biraz. Ama iyiyim. Burası ne güzelmiş!Önünde durduğumuz yerin içine herkesten önce girdim. Diğerleri de arkamdan geldi. Bir masaya oturduk ve oturduğumuz anda masamıza yaşlı bir garson geldi.
Garson:
-Elpis! Sen ne kadar büyümüşsün. Seni görmeyeli çok oldu. Pan nasıl, neler yapıyor?
Hestia & Alpheus:
-Pan mi!?Alpheus'la göz göze geldik. Elpis, sahte öksürüğünü bitirdiğinde ağzını araladı.
Elpis:
-Pan farklı yollara düştü, Bay Gabriel.
Gabriel:
-Öyle mi? Onun adına çok üzüldüm. Bunlar kim?
Elpis:
-Kısa süreli misafirler, diyelim. Biz çok açız da bunları sonra konuşsak daha iyi olur.
Hestia:
-Ben aç değilim. Lavabo nerede? İki dakikalığına gitmem gerekiyor da.
Gabriel:
-Tam karşıda gördüğün kapı.
Hestia:
-Teşekkürler, Bay Gabriel.Tuvalete gittim. Buranın tek başıma kalmam için uygun bir yer olduğunu düşünüyorum. Aynaya baktım. Uzun zamandır kendimi görme fırsatım olmamıştı. Yüzümdeki ufak yaralar, kıyafetimin eskiyip zedelenmiş yerleri, gözlerimin etrafındaki halkalar... Bunları görmek beni biraz kötü hissettirdi. Ama şu an bunları düşünemezdim, değil mi? Özellikle Hephaistos'un kıpırdamayan gözbebeklerini üstünde taşıdığı o kireç gibi yüzünü gördükten sonra.
Ağlamamam gerekiyor. Ağlayarak kendimi daha çok çökertirsem yararlı hiçbir şey yapamam. Önce kendimi, sonra takımı, sonra geleceğimizi...
Toparlanmam gerektiğine emin olduktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Son kez aynada kendime baktıktan sonra gülümsedim ve tuvaletten çıktım. Tam masaya yönelecektim ki Alpheus'un eli beni temizlik eşyalarının konduğu, loş ışıklı bir odaya çekip kapıyı örttü. Kolumda hissettiğim acı ne kadar öfke dolu olduğunu da hissetmemi sağladı.
Alpheus:
-Konuş, Hestia! Konuş.
Hestia:
-Burada mı?
Alpheus:
-Orada, burada, şurada. Fark eder mi? Dinliyorum.
Hestia:
-Sırası değil, Alpheus. Bizi bekliyorlar.
Alpheus:
-Kimse bizi beklemiyor.Gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp verdim.
Hestia:
-Doris'e ne oldu? Hani düğününüz için şahit aradığın o hayat eşin. Nasıl silinip gitti aklından, kalbinden?.. Sen konuş şimdi.
Alpheus:
-O bize ihanet etti Hestia.
Hestia:
-A öyle mi? Bu onu silip atman için güzel bir neden evet, peki bunu anında nasıl yaptın? Bir sabah uyandın ve artık beni sevdiğini mi fark ettin? Beni sevdiğine nasıl inanırım? Bunu hiç düşündün mü se-
Alpheus:
-Ben her zaman seni seviyordum Hestia! O ilk gün korku ve merakla içeri girdiğimde ne olduğunu anlamaya çalışan küçük kızı nasıl sevdiysem, bu kızı da öyle seviyorum ben. Sen benim için çok özelsin. Ve sorduğun son sorunun cevabına gelirsek de ben sana nasıl inanıyorsam, sen de bana öyle inanabilirsin.Alpheus kapıyı çarptı ve diğerlerinin yanına gitti. Ben de çok durmadan öyle yaptım.
Dione:
-Nerdeydin?
Hestia:
-Şimdiye odaklanalım. Buradayım. Yediyseniz kalkalım mı? Etrafı gezmek istiyorum.
Boreas:
-Aç olmadığına emin misin? Benim tanıdığım Hestia, duygularını kontrol edemediğinde yemek yemez. Ne dersin?Beni ele verdiği için biraz acı olan tebessümle karşılık verdim. Kafamı bir kez aşağı salladım.
Hestia:
-Haklısın ama gerçekten aç değilim. İstisna diyelim.
Boreas:
-Öyle diyorsan öyle olsun, nasılsa istisnalar kaideyi bozmaz. Değil mi?Gülümsedim. Ve hava almak için dışarı çıktım. Çimenlerin üstüne yattım ve simsiyah, yıldızlarla dolu geceyi izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra adım sesleri duydum. Alpheus'un yürüme hızı bu. Geldi ve o da benim yaptığım gibi yere yatıp gökyüzüne bakmaya başladı.
Alpheus:
-Özür dilerim.Hiçbir şey söylemedim.
Alpheus:
-Yani, az önce sert davrandığım için özür dilerim.
Hestia:
-Önemli değil. Ben de sevginden şüphe ettiğim için özür dilerim.Sustuk.
Alpheus:
-Hestia! Gördün mü? Yıldız kaydı!
Hestia:
-Evet Alpheus, gördüm. Dilek tut, çabuk!
Alpheus:
-Tuttum.
Hestia:
-Ne tuttun?
Alpheus:
-Söylersem gerçekleşmez.
Hestia:
-Gerçekleştiğinde söyleyeceğiz ama söz ver.
Alpheus:
-Söz veriyorum.
Hestia:
-Ben ilk defa kayan yıldız görüyorum biliyor musun?
Dione:
-Bu tatlı ortamı bozduk, afedersiniz ama gezmeyecek miyiz?
Hestia:
-Ben biraz yorgunum. Nerede uyuyacağız?
Hera:
-Ama sen oyunbozancılık yapıyorsun Hestia. Hani gezmek istiyordun?
Hestia:
-Karanlıkta gezersek ne anlamı olacak?Esneme numarası yaptım.
Hestia:
-Uykum gelmiş benim zaten.
Dione:
-İyi pekala o zaman, Hestia her yerde uyuyabilir bence. Arabada uyumaya ne dersin?
Hestia:
-Olur, ben uyurum her yerde, evet.Dione alttan alttan sırıtmaya başladı. Dione'ye doğru fısıldadım.
Hestia:
-Niye sırıtıyorsun!?
Dione:
-Hiç. Sırıtmıyorum ben ya! Aklıma bir şey geldi. O yüzden güldüm.
Elpis:
-Hestia, istersen seni rahat uyuyabileceğin bir yere götürebiliriz. Biz gezeceğiz çünkü de.Alpheus da esnemeye başladı.
Alpheus:
-Benim de çok uykum gelmiş ya! Burada bile yatıp uyuyabilirim. Araba lazım değil bana.Dione, Elpis'e yaklaştı. Ne konuştuklarını anlayamadım.
Elpis:
-Alpheus, siz Hestia'yla arabaya geçin. Biz de çok geç kalmayız.
Hestia:
-Ben bunla aynı yerde yatmam. İmkanı yok.
Alpheus:
-Ne!?
Alpheus'a fısıldadım.
Hestia:
-Abarttım biraz di mi?
Alpheus:
-Öyle oldu biraz.Diğerlerine döndüm.
Hestia:
-Şaka yaptım. Biz gidelim. Siz de çok geç kalmayın ama tamam mı?
Dione:
-Döneriz hemen merak etmeyin.
Alpheus&Hestia:
-Görüşürüz!Bu neydi şimdi? Alpheus'tan uzaklaşıp duygularımı sindireyim, her şeye emin olup kendimi sakinleştireyim derken baş başa kaldık.
Alpheus:
-Anlamadım. Bu yüz ifaden ne?Ayağa kalktım.
Hestia:
-Ben arabaya geçiyorum uyumak için sen burada mı uyuyacaksın?
Alpheus:
-Burası daha iyi değil mi?
Hestia:
-Uyumak yerine gökyüzünü izleyeceksek daha iyi.
Alpheus:
-O zaman gel, gökyüzünü izleyelim biz de.Alpheus'un yanındaki yerime tekrar geçtim ve gözümü bir kez olsun gökyüzünden ayırmadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/246580294-288-k294919.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ ELEMENT
Teen Fiction"Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğuna nasıl karar veriyoruz? Bu zamana kadar kimse düzeni bozmadı diye, köpüren ve taşıp gitmek isteyen aşkımı, içimde tutmak için çabalamak istemiyorum. Çıkıp gitsin varmak istediği yere, doğru zaman ya da yanlış za...