Son Damla

63 10 0
                                    

Helios:
-Hestia, uyan! Gelmek üzereyiz.
Hestia:
-Ben ne zaman uyuduğumu bile hatırlamıyorum. Bilmeceye ne oldu?
Boreas:
-Onu sana hala okumadık dimi? Ama okusak da bir şey değişmeyecek çünkü bilmecenin cevabını bulmamız için hiçbir şey yok.
Hestia:
-Nasıl yani?
Hera:
-Şu an doğru yoldasınız
Daha maceranın başındasınız
Bilmecenin cevabını
İpucusuz bulacaksınız
Hestia:
-Lütfen hala uyuduğumu ve rüya gördüğümü söyleyin.
Helios:
-Maalesef öyle değil.
Hestia:
-Pekala, şimdi ne yapıyoruz?
Himeros:
-Şimdi toprak ya da su elementine sahip kızı bulmaya gidiyoruz. Hatta varmak üzereyiz.
Hestia:
-Tamam, hatırladım.

Kısa bir süre sonra antikacı dükkanı gibi bir yerin önündeydik. Önde Helios ve ben arkada diğerleri vardı. Dükkandan içeri girdik. Küçük ve sevimli bir yerdi. Dükkanın sahibi orta yaşlarda bir kadındı.
...:
-Merhaba çocuklar! Size nasıl yardımcı olabilirim.
Helios:
-Aslında aklımızda bir şey yok. Sadece burası dikkatimizi çekti ve neler var diye bakmak istedik.
...:
-Buna sevindim. Eğer yardıma ihtiyacınız olursa kızım sizinle ilgilenebilir. Değil mi Doris?

Doris mi? Su elementi mi yani? İnanmıyorum, bir bu eksikti. Ne olurdu toprak elementi olsaydı?
Doris:
-Tabi ki yardımcı olurum.
Boreas (Alpheus'un kulağına doğru):
-Çok şanslısın.
Alpheus:
-Emin değilim, şimdiden bilemeyiz.

Aslında gerçekten çok şanslıydı. Çünkü kız çok güzeldi. Uzun siyah saçları, yemyeşil gözleri vardı. Çok tatlı gözüyordu.
Hiç kimse neden konuşmuyordu?
Hestia:
-Selam Doris! Aslında biz seni almaya gelmiştik.

Annesi olayı hemen anladı. Ve konuşmaya başladı.
Okeanides:
-İnanmıyorum! Siz onlarsınız.
Himeros:
-Evet biz onlarız!
Okeanides:
-Bir şeyler yemeden hiçbir yere gidemezsiniz.
Doris:
-Zamanın geldiğine inanamıyorum.

Alpheus bana baktı. Sonra da Doris'e dönüp elini uzattı.
Alpheus:
-Ben Alpheus.

Tıpkı benim Helios'la tanışırken yaptığım şeyleri yaptığını belli etmek için mi bana bakmıştı? Saçma. Hala nerede durması gerektiğini öğrenememiş demek ki.
Himeros:
-Ne zaman yemek yiyoruz?
Hestia:
-Himeros, öyle denir mi?
Okeanides:
-Önemli değil, sizi anlayabiliyorum. Hadi üst kata çıkalım.

Üst katta yaşayıp alt katta çalışıyorlardı. Gerçekten çok tatlı bir yer.
Doris, Alpheus'un yanına yaklaştı.
Doris:
-Tanıştığıma memnun oldum.

Birbirlerine bakıp gülümsediler. Evet, tatlı gözüküyorlardı. Yakışıyorlardı ama yi-
Helios:
-Hestia!
Hestia:
-Efendim?
Helios:
-Dalgın gözüküyorsun, iyi misin?
Hestia:
-İyiyim, sadece biraz uyku sersemiyim.

Gülümsedi.
Helios:
-Biraz dışarı çıkalım mı?
Hestia:
-Yemek?
Helios:
-Boş ver yemeği, geç kalmayız.
Hestia:
-Tamam olur.
Helios (diğerlerine dönüp):
-Biz Hestia ile kısa bir süreliğine dışarı çıkıp geliyoruz. Geç kalmayız.
Hera:
-Nereye?
Boreas:
-Gittiler bile. Boş ver onları.

Helios, beni kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkarttı.
Hestia:
-Nereye gidiyoruz?
Helios:
-İlk defa, tanıdığım bir yere geldik. Geçen sene burada yaşıyorduk. Gittiğimiz yerse...

UYUMSUZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin