Deniz Kabuğu

32 4 1
                                    

Doris'in Ağzından;
Doris:
-Hestia bu anahtarın yedeği olmadığını sanıyordu ama ben her zaman bir yedek anahtar taşıyor olmamın bir gün işe yarayacağından emindim.
Helios:
-Kedi olalı bir fare tuttun, desek yeridir.

Göz devirdim. Kendini bir şey sanması beni çileden çıkaracak.
Doris:
-Biraz dışarda mı otursak? Pan'den uzaklaşmış oluruz hem.
Helios:
-Şuradaki banka oturalım mı?

Önünden yürüyüp banka oturdum. Helios da gelip yanıma oturdu.
Doris:
-Bazen yanlış yaptığımızı düşünüyor musun?
Helios:
-Yanlış yapmak mı!?
Doris:
-Hadi ama Helios! Sadece babana kendini kanıtlamak istediğini biliyorum.
Helios:
-Saçmalıyorsun ve haddini aşıyorsun Doris!
Doris:
-Herkes böyledir.
Helios:
-Nasıldır?
Doris:
-Biri yüzlerine kabul edemeyeceği bir gerçeği söylediğinde sinirlenip bağırırlar. Ama aslında kendilerini daha çok belli ederler.

🎵🎶

Önüme döndüm. Dizlerimi kendime çektim. Oturduğumuz bankın altındaki çimenleri seyretmeye başladım. Hepsi aynı anda rüzgarın estiği tarafa savruluyordu. Tıpkı benim gibi...
Doris:
-Bir hevesle çıktı bu yola. Hiç sonunu düşünmeden, düşünmeden.
Gençti çok hala. Bir girdaba yakalandı büyümeden, büyümeden.
Ve deniz kabuğuna çekilirken iki damla yaş aktı aktı gözlerinden.
Ne hayaller kurmuştu belki birden yıkılıp şarkı oldular sözlerinde, sözlerinde...*
Helios:
-Ağlıyor musun?
Doris:
-Söz bir davranış acıttıysa tekrar tekrar düşünürdü, her anını.
Biri zarar verdiğinde hayatından silip unutmaktı, intikamı.
Ve deniz kabuğuna çekilirken iki damla yaş aktı gözlerinden.
Ne hayaller kurmuştu belki birden yıkılıp şarkı oldular sözlerinde, sözlerinde...*

Derin bir nefes aldım.
Doris:
-Hiç görmedim ki içten içe dolup taşmış olduğunu, olduğunu; bazı sözlerin gece gece aklına gelip uykusuz tuttuğunu.
Ve yolun son çizgisi görünürken iki damla yaş aktı gözlerimden.
Pişmanlığın hiç faydası yoksa neden bu hisler şarkı oldular sözlerimde, sözlerimde?..*

İlk tepkiyi Helios'un vermesini bekleyene kadar sustum.
Helios:
-Beni gerçekten şaşırttın.

Kendini sarsıp toparlandıktan sonra tamamen başka bir role büründü.
Helios:
-Ama bunun hiçbir önemi yok. Bizimle olmak sana iyi gelmiyorsa gidebilirsin. Bizim gibi güçlü olanları karşına almak istersen tabii.
Doris:
-Güçlü olanları mı? Saraya gelip ellerini kollarını sallayarak çıktı onlar. Biz sadece izledik. Ama muhtemelen sana bu yeterli gelmeyecek. Dur, daha önemlisini söyleyeyim. Bu anahtar cebimde olmasaydı orada açlıktan ve susuzluktan geberip gidecektik. Elimizden hiçbir şey gelmeyecekti. Bu mu güç? Gerçekten yenilmeziz(!).
Helios:
-Eğer bizim de amacımız onları öldürüp zarar vermek olsaydı, inan bana, bunu ilk görüşümüzde yapardık. Ama onlar bize sıfır çiziksiz lazım.
Doris:
-Onlar değil, o size sıfır çiziksiz lazım. Hestia dışındaki hiç kimse hiçbir halta yaramıyor sizin için. O zaman onlara neden zarar vermiyorsunuz? Ben cevap vereceğim: Çünkü korkaksınız.
Helios:
-Bunu bizi yarı yolda bırakacak olan kız mı söylüyor?
Doris:
-Evet, ta kendisi söylüyor! Ve tam da dediğin gibi sizi yarı yolda bırakıyorum. Zaten düşüncelerine göre bir işe yaramıyorum. Di mi?
Helios:
-Geldiğin günden beri her şey daha berbat bir hal almaya başladı.
Doris:
-Öyle mi?
Helios:
-Evet, öyle!
Doris:
-Madem öyle, ben müsaadeni isteyeyim. Artık berbat olmayan hayatında da başarılar.

Arkamı dönüp önce hızlı adımlarla yürüdüm. Bir süre sonra da koşmaya başladım. Gözden kaybolduğumdan emin olduktan sonra olduğum yere çöküp ağlamaya başladım. Ağlamak hala duygularımın sağlam olduğunu ve vicdanımın hala çalıştığını hissettiriyor.
Çok sürmeden sustum. Diğerlerine ulaşmam gerektiğini fark ettim. Ya beni kabul etmezlerse? Aslında haklılar da...
Alpheus... Onu o odaya beni beklesin diye soktuğumu sanıyordur. Buna adım gibi eminim. Kurtulsunlar diye yaptığımın farkında bile değildir. Zaten çoğu zaman bir şeylerin farkına varamıyor. Canımı yakan da bu oluyor. Şimdi bunları düşünmenin sırası değil, Doris. Onlara ulaşmanın bir yolunu bulmam gerekiyor. Ama nasıl?

UYUMSUZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin