Dione'nin Ağzından;
Hestia'ya hala güveniyorum çünkü Pan'in etkisinde olmadığını biliyorum. Ama diğerlerinin düşünceleri muhtemelen hayal kırıklığıyla dolu. Benim de bu kırıkları iyileştirmem gerekiyor.
Dione:
-Çocuklar, Hestia Pan'in etkisinde değil. Farketmediniz mi? Sadece Helios'u yakalayabilmemiz için fedakarlık yaptı. Bu da fedakarlıkların en büyüğüydü.
Hera:
-Ben de Dione'yle aynı düşüncedeyim. Bize bakışlarını görmediniz mi?
Boreas:
-Neden buradayız o zaman?
Dione:
-Helios'u nasıl yakalamayı düşünüyordunuz bilmiyorum. Farkındaysanız şu an yanımızda ve siz hala Hestia'nın kötü olduğunu düşündüğünüz için güçlerinizi aklınıza getiremeyip buradan nasıl ineceğimizi düşünüyorsunuz. Çocuklar artık gözlerinizi açın! Buradan inemeyecek kadar berbat bir halde değiliz. Helios gibi güçlerimiz olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bizim kolyelerimiz var.
Doris:
-Sanırım haklılar. Kendimizi bu kadar küçük görmemeliyiz.
Hera:
-Boreas, iş başa düştü. Hadi, yapalım şunu!Gökyüzündeyiz ve tabii ki hava elementleri bizim aşağı inmemizi sağlayabilir.
Hera ve Boreas ilk denemelerinde pek başarılı olamadılar. Ama biraz daha denediklerinde ateş topu aşağı inmeye başlamıştı. Zemine çok yaklaşmıştık.
Doris:
-Alpheus, sıra bizde!Alpheus ve Doris su güçlerini kullanarak ateş topundan çıkmamızı sağladılar. Ve başardık!
Himeros:
-Evet, Helios bizimle. Peki Hestia?
Hera:
-Bence Doris'in annesine, gidip her şeyi anlatmalıyız. Başka türlü bu işin içinden çıkamayacağız.Doris'in evine gidip annesine her şeyi anlattık. O da hepimizin ailelerini bir araya toplamaya karar verdi. Tek başına işin içinden çıkamayacağını düşündü.
Ailelerimiz buraya gelene kadar burada kalacaktık. Tahminimce yarın sabah herkes burada olur. Tek sorunumuz Helios, asla elimizden kaçmamalı. Bu yüzden Himeros'la konuşmaya karar verdim.
Dione:
-Himeros! Biraz gelebilir misin?Himeros yanıma geldi.
Himeros:
-Ben de seninle konuşacaktım.
Dione:
-Neyle ilgili?
Himeros:
-Helios.
Dione:
-Ben de bu yüzden çağırdım seni. Erkekler bir odada kalsın diyorum. Helios kaçmak için uygun zamanı kolluyor. Hissediyorum. Tek bir kelime bile etmedi zaten.
Himeros:
-Dediğin gibi olsun. Bana da mantıklı geldi.Gece erkekler bir odada, kızlarda bir odada kaldı. Sabah olduğunda diğerleri sanki hiçbir şey olmamış gibi neşeli bir şekilde kahvaltı yaparken, benim aklım Hestia'daydı. Şu an Pan'in ona ne yaptığını, nasıl davrandığını bile bilmiyoruz. Nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar?
Benim kafamda bunlar dönerken kapı çaldı. Asıl her şey şimdi başlıyor.
Koşarak kapıya baktım. Hepsi gelmiş ve başta Ares olmak üzere hepsi de aşırı tedirgin.
Ares'in gözleri girdiği gibi Hestia'yı aradı ama bulamayınca tedirginliği daha da arttı.
Ares:
-Hestia nerede?Kimse bir şey söyleyemedi. Böyle bir şeyi nasıl dile getireceğimizi bilemiyoruz çünkü.
Ares:
-Çocuklar, Hestia nerede?Kimse cevap verecek gibi durmuyor. Sanırım iş başa düştü.
Dione:
-Hestia, hayatının fedakarlığını yaptı. Helios'u yakalamak uğruna Pan'in etkisindeymiş gibi yapıp onunla birlikte gitti. Aslında gitmek zorunda kaldı.Ares, ilk başta gurur duyar gibiydi. Ben olsam ben de gurur duyardım. Ama sonra gururlu gözlerini tamamiyle endişe kapladı.
Ares:
-Nereye gittiklerini bilmiyor musunuz?
Dione:
-Hayır ama ona çok fazla güveniyoruz. Merak etmeyin hiçbir şey olmayacak.
Himeros:
-Dione haklı. Hestia'yı hepimiz çok iyi tanıyoruz. Neler yaptığını ve yapabileceğini de çok iyi biliyoruz. O yüzden endişelenmemize gerek yok. Er ya da geç başaracağız.
Demeter:
-Önce Helios'u halledelim, değil mi? Hestia başının çaresine bakacaktır.
Ares:
-Helios, şimdilik benimle gelecek. Ona ne yapmamız gerektiğine sonra karar vereceğiz. Helios ve Hestia dışında bir problem yoksa siz yeni ateş erkeğinizi bulmaya bakın. Yoksa Helios'un güçleri onda kalmaya devam eder. Değil mi Helios?Helios tabi ki hiçbir şey demedi. Konuşmama hakkını kullanıyordu ama biraz daha onunla aynı ortamda kalırsam böyle bir hakkı kalmayacak. Onun yüzünden Hestia bu halde. Ve biz de.
Himeros:
-Dione, sakin ol. Evi başımıza yıkacaksın.
Dione:
-Özür dilerim.Farkında olmadan güçlerimi kullanmışım. Ama Helios'un burada olduğunu bilmek bile beni sinirden öldürmeye yetiyor.
Alpheus:
-Benim aklım bir şeye takıldı. Yeni bir ateş erkeği mi dediniz, bana mı öyle geldi?
Ares:
-Evet, yeni bir ateş erkeği. Diğer türlü hiçbir şey devam etmeyecek.
Hera:
-Peki nasıl bulacağız?
Ares:
-Bunun herhangi bir yolu yok. Sadece evren size ne gösterirse onu yapacaksınız.
Doris:
-Yani ne zaman bulacağımız belli değil.
Ares:
-Aynen öyle. Sadece herkes evine geri dönüyor.
Boreas:
-Anlamadım?
Dione:
-Ne demek herkes evine dönüyor? Bari hepimizin bir arada olduğu bir yere gidelim.
Okianides:
-Aslında burada kalabilirsiniz. Hem biz de yalnız kalmamış oluruz.
Afrodit:
-Benim daha iyi bir fikrim var. Bizim büyük bir dağ evimiz var. Buraya yakın. Hem oranın şehir merkezi de eve çok uzak değil. En azından Hestia gelene kadar ya da yeni ateş erkeğini bulana kadar birlikte yaşayabiliriz.
Cybele:
-Ne kadar doğru olur bilmiyorum ama daha iyi bir seçenek olacağını da sanmıyorum.
Hera:
-Yani dağ evine mi gidiyoruz şimdi? Hem de hep beraber.
Ares:
-Sanırım öyle.Evet, sizin de duyduğunuz gibi dağ evine gidiyoruz. Biraz heyecanlıyım, biraz mutlu ama daha çok üzgün ve düşünceli.
Ares:
-Siz önden gidin, ben Helios'u şu an olması gereken yere bırakıp hemen geleceğim.
Aiolos:
-Geç kalmamaya çalış. Sonra şömine muhabbetlerimizi kaçırma.Aiolos yüz gülümsetmeyi seviyor sanırım. Aslında başarılı da.
Helios ve Ares bizden ayrılırken biz de toparlanıp yola koyulduk. Ne için evden çıktığımı hatırlıyorum da bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
Hestia aklımdan çıkmazken nasıl kafamı toplayıp diğerlerine yardım edeceğim bilmiyorum. Ama Hestia'nın da bana söylediği gibi; "İçindeki kötü hissin gerçekleşmesini beklerken gününü mahvetme. En azından o his gerçekleşene kadar güzel geçir zamanını."
Eğer Hestia burada olsaydı böyle derdi. O yüzden buna göre davransam iyi olur.
Her şey yolundan sapıyor gibi geliyor. Biz yola çıkarken hepimiz birlikteydik, şimdiyse herkes farklı yollarda. Ama benim şimdilik yapabileceğim tek şey, Hestia'nın erken gelmesini dilemek. Ya da sağlam gelmesini dilemek mi demeliydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ ELEMENT
Teen Fiction"Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğuna nasıl karar veriyoruz? Bu zamana kadar kimse düzeni bozmadı diye, köpüren ve taşıp gitmek isteyen aşkımı, içimde tutmak için çabalamak istemiyorum. Çıkıp gitsin varmak istediği yere, doğru zaman ya da yanlış za...