1

2.1K 37 6
                                    

*HIKAYE İLK BÖLÜM İLE ANLAŞILMIYOR, TEŞEKKÜRLER*

"Bir daha söylemeye ne dersin tatlım?" Kızın boğazında ki elimi çekip yüzüne dik dik baktım

"Söyle bana ne demiştin?"

Kızın yeşil büyük gözleri acıyla kapanıp açılırken geri çekildim.

"Bu seni rahatlatmaz Nil , söylemiştim insanların ne dediğini umursamamalısın"

Hızla arkamı dönüp Şifaya baktım.

Kafamı sağa sola sallayıp inanamıyormuş gibi baktım yüzüne

"İnsanların ne dediği umrumda mı sanıyorsun"

Nefesini düzene sokmaya çalışan kıza karşı parmağımı uzattım

"Benim olana göz koydu!"

"Sakin ol"

Derin bir nefes alıp Şifanın yüzüne baktım.

Kız o güçsüz haliyle bile kafasını kaldırıp bana dik dik baktı,

"Onu seviyorum ben, uzun zamandır seninle olması birseyi değiştirmez beni sevebilir!"

Gözlerim hırsla irileşirken kıza doğru döndüm. Şifa aramıza girip bir eliyle beni durdururken bir eliyle de kızı susturmaya çalışıyordu.

En son kollarını indirip bana döndü.

"Kafam döndü lan aranızda Nil bir dur ya!"

Sonra yönünü kıza çevirip kafasını eğdi.

"Kaşınma" dedi dişlerinin arasından. Gözlerim hala kızın odağındayken dişlerimi sıkarak konuştum.

"Seni gebertirim, duydun mu? Seni gebertirim!" Şifa kızı duvar tarafına ittirerek yanıma geldi.

"Tamam , sakin ol görmüyor musun halini? Senin tırnağın olamaz"

Kafamı çevirip kıza baktım Şifa haklıydı.

Arkamı dönüp derin nefesler almaya çalıştığım sırada ileride gelen ayak sesleriyle dikkatimi oraya verdim.

Sevde hızlı bir şekilde yanıma geldi.

"Nil," dedi hızlı hareket etmesinin etkisiyle çatlak çatlak çıkan sesiyle

"Arıyor" Dudaklarım yavaşça aralanırken Şifaya baktım kafasını sallayıp, kızı ileri doğru götürdü.

Ellerimin titremesine hakim olmaya çalıştım. Saçlarımı düzenleyip Sevdenin suratına baktım.

"Nasıl görünüyorum?" Sevde gözlerini devirip parlak pembe rujlu dudağını bükerek kafasını salladı.

"Şuan sesinle ilgilenecek bebeğim yüzünle değil"

Düz düz baktım yüzüne. Neden böyle birşey sorduğumu anlayamamıştım. Elindeki telefonu sallayıp kaşlarıyla telefonu işaret etti. Elime tutuşturup merdivenlerden çıkmaya başladı.

Boğazımı temizleyip telefonu açtım. "Güzelim" dedi neşeli çıkan bir sesle Kağan.

"Okuldayız biz neredesiniz?" Gözlerim etrafı taradı. Okulun bodrum katındaydık.

"Siz" dedim sesimin titremesine engel olmaya çalışarak

"Sınıfa geçin geliyoruz"

Kağan beni onaylayıp telefonu kapattı. Şifanın yanına ulaşıp kıza yandan bir bakış attım.

"Gidiyoruz " dedim gözlerim Şifadayken. Sonra kıza dönüp tek kaşımı kaldırdım.

"Ve sen küçük papağan, o çenene mukahiyet oluyorsun yoksa gaganı ikiye ayırmak zorunda kalırım"

FARKLI ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin