Bu hikaye smutty olcak demis miydim? Dememistiysem bile (ki eminim bi yerlerde demisimdir) smdi diyorum, yetiskin icerik! Rahatsiz olan bu noktadan ileri gecmesin. Uyarildiniz! (Turkce cok guzel dil ahahahahaha)
Alice
Paniğe kapılma, paniğe kapılma, paniğe kapılma…
Hiç yardımcı olmuyorsun! Diye haykırdım iç sesime. Harry daireme girmiş ve etrafı merakla süzerek salondaki koltuğa oturmuştu. Bir an gözü bir şeye takılınca kaşlarını kaldırıp dudağını ısırdı, neye baktığını görmek için döndüğümde atılı sutyenlerimden birini gördüm. Yanaklarıma hızla bir sıcaklık yayılırken Harry’nin gözlerinin bu sefer benim üzerimde olduğunu biliyordum ama gözlerimi pembe dantelden sutyenden ayıramıyordum.
En sonunda sessizlik iyice garipleşince boğazımı temizledim, “Eee… Pizza?”
Harry bana acı çekiyormuş gibi baktı, ki muhtemelen az önceki tekmemden sonra çekiyordu da. Ufak tefek olduğum için erkeklerin bana kabadayılanmasına çok alışkındım, kendimi savunmak için yaptığım üç beş şeyden biriydi bu ve o tekmelerin sağlam olduğunu biliyordum. Yani muhtemelen sevişmek istediğim adamı işlevsiz hale getirmiştim, mükemmel.
“Kahve filan var mı?”
Kafamı iki yana salladım, “Sadece pizza var.”
Harry hiç beklemediğim bir şekilde güldüğünde ensemdeki tüyler kahkahasının ahenkli sesiyle ürperdi, “O halde pizza olsun,” dediğinde paytak adımlarla mutfak tezgahındaki pizza kutusunu alıp yanına yürüdüm, pizzayı önümüzdeki sehpanın üzerine koyup koltukta yanına oturdum. Harry temkinli hareketlerle pizzadan bir parça aldı, onu taklit ederek ben de bir parça aldım ama Harry çiğnemeye başladığında elimdeki pizzayı da dünyanın geri kalanını da unuttum.
Çene çizgisi üzerine kitaplar yazılmalıydı, bir şeyleri çiğnerken dudaklarının aldığı şekil üzerine piyesler düzenlenmeliydi, pizza parçasını tutan parmakları üzerine … bilmiyorum, bir şeyler de siz bulun. Sonuç olarak adam şaheser gibiydi, dişlerini birbirine kenetledikçe çenesinin kafatasıyla birleştiği yerdeki kemik belirginleşiyordu ve dudaklarını büzmüş lokmasını çiğnerken çok öpülesi görünüyordu.
Lanet olası onlu yaşlar hormonları…
Harry gözümü dikmiş onu izlediğimi fark edince lokmasını çiğnemeyi yarıda bırakıp yan yan bana baktı, “Eee… Alice? Beni pizzayla zehirlemedin değil mi?”
“Ha?”
“Niye sadece ben yiyorum ve niye sen her an ölmemi bekliyormuş gibi beni izliyorsun?”
Sorusu üzerine ben de elimdeki pizzadan bir ısırık aldım, “Öyle bir şey yapmıyorum.” Dedim bariz olanı inkar etmek adına acınası bir girişimde bulunarak ama Harry ben de pizzayı yemeye başlayınca omuz silkip üzerinde durmadı. O ikinci bir parçayı daha yerken ben elimdeki parçanın ancak yarısını kemirmiştim. En sonunda pizzayı tutan parmaklarını yalayıp –siktir git ama ya– bana döndü, “Pizza için teşekkürler.”
Elimdeki yarısı yenmiş pizza parçasını kutuya geri bıraktım. Ardından kasıtlı bir şekilde az önce onun yaptığını yapıp önce başparmağımı ağzıma götürdüm ve pizza hamurundan kalma yağı yavaşça emdim, parmağımı hafif bir “cuk” sesi çıkartarak dudaklarımın arasından çektiğim sırada Harry’nin yutkunduğunu gördüm ve sırıtmamak için kendimi zorlayıp işaret parmağımı da dişlerimin arasından ağzımın içine ittim ve dudaklarımı kapatmadan, dilimle işaret parmağımın üzerinde kalan baharatlı tabakayı yaladım. Harry’nin gözlerinin koyulaştığını ve çenesinin kasıldığını görebiliyordum, gözlerimi gözlerinden ayırmadan, parmağım hala dişlerimin arasındayken hafifçe gülümseyip sordum, “Ne var?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nowhere Near Wonderland - [Harry Styles]
FanfictionSuçluluk duygusunun ve depresyonun yapış yapış karanlığı içinde yolları kesiştiğinde bir hayalet "yaşamayı bekleyerek ölen" iki insanı bir araya getirecek.