Hani bi uyarım vardı ya. Yetişkin materyali, artı on sekiz, neye kalkıştığınızı bilerek okuyun diye. Hah. Burada da aynısı geçerli. Aşırı yetişkin materyali. Öyle işte.
Harry
Üç hafta.
Yanında uzanıp ateşinin çıkıp çıkmadığını kontrol ettiğim, ilaçlarını verdiğim, uykusundaki sayıklamalarını her duyduğumda parçalandığım üç hafta, ona dokunmak isteyip dokunamadığım üç hafta.
En sonunda dudakları dudaklarımın altındayken üç haftadır ilk kez nefes alıyormuş gibi hissediyordum. Kollarımı sırtına dolayıp belimi doğrulttuğumda ayakları yerden kesildi, bacaklarını belime doladığında onu en yakındaki bistronun üstüne taşıdım. Bu sırada öpüşümüzü derinleştirmek adına cüretkar bir hareketle dudaklarını aralamış, dilini ağzımın içine itmişti, göz kapaklarımın düşmesine engel olamayarak iç geçirdim. Bunu kendime itiraf etmekte aşırı zorlanıyordum ama... Ama onu özlemiştim. Yanındayken bile onu özlemiştim, ona dokunmaktan korktuğum, onu incitmekten çekindiğim için ona sarılıp uyuduğum geceler kafamda dönen on sekiz yaş ve üstü eylem planlarını kendime saklamıştım. Yaşadığı şeyleri, maruz kaldığı tacizleri duyduktan sonra ona dokunmak benim için zorlaşmıştı, sonrasında izini taşıyacağı bir adam daha olmak istememiştim.
Ben bunları düşünen bir insan değildim k? Ben karşımdakini umursamazdım, sevişmek Louis öldüğünden beri aklımı geri kalan herkese ve her şeye kapatabildiğim tek eylemdi bu zamana kadar. Bencilliğimi en üst seviyede yaşıyordum, benimle olmak için gelen kadınlar arasından seçim yapıp geceyi onlarla geçiriyordum ve bir daha asla dönüp yüzlerine bakmıyordum, umurumda değillerdi çünkü. Yüzleri asla unutmuyordum ve bu sayede aynı kadına bir daha dokunmaktan kaçınabiliyordum, ikinci kez bir kadınla sevişmek yaşanmışlık biriktirmek demekti ve ben bunu istemiyordum.
Alice'te ise her şey planladığımın dışında gelişiyordu, ona sürekli dokunmak istiyordum, onu görmediğim zamanlarda iyi olup olmadığını merak ediyordum. O gün yemek yemediyse bu bütün gün beni rahatsız ediyordu, o gece uykusundan çığlık atarak uyandıysa onu sakinleştirmek için yanında olduğuma seviniyordum.
Korkunçtu ama ona alışıyordum. Yedi yıldır kimseyi etrafımda istememiştim, yedi yıldır kız kardeşimi bile yakınlarıma yanaştırmamıştım, insanlara alışmaktan korkuyordum, ne zaman gideceklerini bilmezken varlıklarına bağımlı hale gelmekten korkuyordum oysa şimdi, bir kelebek kadar yarını belirsiz bir kızın etrafımdaki varlığını sürekli olarak arıyordum.
"Harry," İsmimi mırıldanışı omuriliğimden aşağı bir elektrik dalgası gönderirken inlememek için kendimi zorlayarak dudaklarımı kulağının altındaki ince deriye bastırdım. Dudaklarımın tenine temasına titreyerek karşılık verdi, elleri bu sırada saçlarımı bulmuştu, buklelerimin arasında parmaklarını gezdiriyor, kendini bana iterken bir yandan da saçlarıma asılıyordu. Saç diplerimdeki çekilme hissi tüylerimin diken diken olmasına sebebiyet verirken dişlerimi kulak memesine geçirdim, "Siktir," diye mırıldandığında ellerimi kalçalarına yerleştirip onu iyice kendime çektim, önümdeki sertliği bacaklarının arasına bastırdığımda genzinden boğuk bir inilti yükseldi, ondan çıkan bu sesleri bile özlemiştim, dokunuşlarıma öyle düşünmeden tepki veriyordu ki aklının sadece burada olduğundan hiç şüphem kalmıyordu. Yüzde yüz, her şeyiyle benimleydi.
"Harry..." Bir kez daha adım dudaklarından döküldü, söyleyişi bu sefer daha çok bir yalvarışı andırıyordu, bu o kadar baştan çıkarıcıydı ki gözümün önünde şimşekler çakmasına sebep olmuştu. Üzerindeki kotun düğmelerini sarsak hareketlerle açıp parmaklarımı çamaşırından içeri ittim, daha ona dokunduğum an tarifsiz bir arzu dalgası altında boğuldum, o kadar sıcak, o kadar ıslaktı ki başım dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nowhere Near Wonderland - [Harry Styles]
FanfictionSuçluluk duygusunun ve depresyonun yapış yapış karanlığı içinde yolları kesiştiğinde bir hayalet "yaşamayı bekleyerek ölen" iki insanı bir araya getirecek.