Bölüm 35 •Ziyaretçi•

38.3K 3.1K 1.5K
                                    

"Beyzaa! Ben geldim."

Eve girince mis gibi yemek kokuları beni karşılamıştı. Anlaşılan Beyza bugün okul çıkışı direkt eve gelmişti.

Üstünde mutfak önlüğü ve elinde çırpma teliyle Beyza mutfaktan çıkmıştı.

"Hoş geldiin. Ben de tam akşam yeriz diye ıslak kek yapıyordum. Ne zamandır canım çekiyor var ya. Geçen Enes'le bahsi geçti, ona da götürürüm biraz."

"Ee yemek kokuları da geliyor, onu halledip bir de tatlıya mı geçtin? Maşallah Beyza Hanım bugün çok hamaratsınız." diyip güldüm. O da bir yandan büyük bir ciddiyetle çırpma teliyle keki karıştırmaya devam ediyordu.

"Eh, boşuna diyetisyen olmadık. Sürekli millete diyet yemekleri yazmaktan gözümün önünden karbonhidratlı yemekler ve tatlılar gitmiyor. Tam tersi etki yapıyor bende."

"Amaan, sen ye ne olacak kız. Zayıfcık bir şeysin zaten. Da yemek kokusu neyden geliyor tam anlamadım."

Beyza'nın yüzünde gururlu bir ifade oluştu ve çırpma teliyle mutfağı işaret edip: "Gel de kendin bak, bu arkadaşcağızın ne pişirmiş?" dedi.

Tek kaşım merakla havaya kalkarken Beyza'nın ardından mutfağa girdim. Ocakta pişen tencerenin kapağını kaldırdım. Kabak dolması mı?

Beyza'ya dönüp: "E iyi ama sen kabak sevmezsin ki? Kabak dolması niye?"

"Imm şey Enes'in en sevdiği yemeklerdenmiş de. Düşününce belki bir daha tadına bakıp beğenebilirim dedim."

Elimi belime koyup 'Sen bir değişiksin' bakışlarımdan atmaya başladım.

"Hadi ama cidden mi? Tamam tamam ben anlayacağımı anladım. Tatlı Enes'e götürmek için, e kabak dolması da Enes için. Ben de seviniyorum arkadaşım beni düşünmüş diye."

Dudağımı büzüp Beyza'ya arkamı döndüm. Bu liseden beri benim için sana trip atıyorum duruşuydu.

Tabii ki bunu anlayan Beyza hemen elindekileri bırakıp arkadan bana sarıldı ve başını omzuma yasladı.

"Yaa benim en sevdiğim arkadaşım niye öyle diyorsun. Daha geçen senin için de körili tavuk yapmıştım. Birlikte yiyoruz sonuçta. Dedim bu kız aç, bu kız meşgul, bütün gün delilerle uğraşıyor yazıktır."

Dirseğimle hafifçe Beyza'yı arkamdan ittirdim.

"Sus bakayım. Deli deme benim hastalarıma. Dua et ki açım. Bugün öğle yemeğinde birileri sağ olsun tadım kaçtı. Mis gibi lahmacun boğazıma oturdu."

"Hayırdır kız, sen ve lahmacun yiyememek mi? Seni bu kadar rahatsız eden insanı ayakta alkışlıyorum bak." diyip şakayla karışık alkış yapmaya başladı.

"Hiç ya, aman konuşmaya gerek yok. Bir hastamla uğraşıyorum da."

Beyza benden uzaklaşıp kekiyle ilgilenmeye devam ederken: "Hmm hasta gizliliği yani diyorsun. Tamam bir şey demiyorum sevgili hastacığına." dedi.

Aklıma tekrar bugün Barbaros'un hatırlamıyorsun şikayetleri gelince ne olur ne olmaz Beyza'ya da sorma ihtiyacı duydum. Beyza'yla liseden beri arkadaştık yani yaklaşık 10 yılımız birlikte geçmişti. Ben hatırlamıyorsam bile belki o bir şeyler diyebilirdi.

Hafifçe onun çalıştığı tezgaha doğru yaslandım.

"Bu arada bir şey sorabilir miyim? Barbaros ismini hiç hatırlıyor musun? Yani eskiden böyle birini tanımış mıydık?"

Bakışlarını anlık bana döndü.

"Barbaros mu, senin hastanın ismi değil miydi o?"

"Öyle ama onun dışında diyorum. İsmi tanıdık geliyor mu ya da bir kaza falan geçirmiş miydim, hafıza kaybı yaşatacak türden?"

Bana İyi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin