Bölüm 46 •Git•

35.6K 2.4K 1.7K
                                    

Kısa Karakter Hatırlatması

Barbaros Demirkan, hasta olan başrol erkeğimiz.
Gülce Ayoğlu, doktor olan başrol kızımız.

Ali 6 yaşında. Kerem, Ceren ve Eren 4 yaşında. Gülce'nin kuzeninin çocukları.

Şu an hepsi beraber akvaryumdalar. Barbaros ve Gülce beraber dalış yapmıştı. Son sahnede de ilk kez öpüşmüşlerdi diyebiliriz.

                               ⚜️ ⚜️ ⚜️

Şaşkınlıkla onun arkasından ben de çıkarken ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Bir süre soluklanıp hiç konuşmazken etraftaki tek ses bizim derin nefes seslerimizdi.

Şimdi yeniden can bulmuş gibi derin derin soluduğum havayı birkaç dakika önce Barbaros'un dudaklarından solumuştum. Gittikçe kızardığımı hissederken ağzımdan tek bir cümle çıktı.

"Az ö-önceki de neydi?"

Derin derin nefes alıp verirken bakışları zaten benim üzerimdeydi. Hala su içinde olduğumuz için yüzerek biraz daha yakınıma geldi.

"Yaşanan bir 'yanlışlığı' yanlış olmaktan çıkartmak istedim."

Konuşmaya devam etmeden önce bana doğru gelmeye devam etti. Yüzlerimiz daha da yakınlaşırken kulağıma doğru fısıldadı.

"Ve sen nefes almak ister gibiydin, soluduğun nefes ben olmak istedim."

***

Ben Barbaros'a ne cevap vereceğimi düşünürken onun gözleri yavaş yavaş kayıp kapanmaya başladı. Soğuk suda tenime değen sıcaklığının kaybolduğunu fark ederken arkamdan yüksek bir su sesi geldi. Barbaros suda bayılırken endişeyle omuzlarından tutup su yüzeyine çıkarmaya çalıştım.

"Barbaros! Barbarooos, kendine gel!"

Cankurtaran görevlilerden biri çoktan suya atlamıştı. Hızla yanımıza yüzüp Barbaros'u platforma çekmek için kucağımdan aldı.

"N-Ne oldu birden, neden bayılmış olabilir? Az önce iyiydi." diye sorarken sudan çıkmak için platforma doğru peşlerinden yüzüyordum.

"Endişelenmeyin hanımefendi, yüzeye çok hızlı çıktınız. Anlık basınç değişimi ya da havasızlıktan olabilir. Beyefendi ile ilgileneceğiz, acil bir durum varsa ilk müdahalenin ardından hastaneye sevk edebiliriz."

Anın şoku ve paniğiyle sadece onaylamak için kafamı salladım. Koşarak Barbaros'u ilk müdahale için revir benzeri yere götürürlerken ıslak kıyafetlerime aldırmadan peşinden gittim.

İçeride bir doktor vardı. Bana direkt "Yakını siz misiniz?" diye sordu. Barbaros'un nefes yolunu kontrol ederken ne olur ne olmaz diye oksijen tüpünü takıyordu.

Kısa bir müdahalenin ardından solunum hızı normale dönmüştü. Anlaşılan sadece anlık bir baygınlıktı. O kadar uzun süre nefessiz kalırsa üstüne bir de nefes atışlarını hızlandıracak öyle bir davranışta bulunursa olacağı buydu tabi. İçten ona kızarken yine de utanmama ve onun için endişelenmeme engel olamadım. Ah be Barbaros, ne yapıyorsun sen?

"Gülce Ablaaa! Baybos Abi neredesiniz!? "

Dışarıdan Ali ve üçüzlerin sesi gelmeye başlayınca onları hala görevliyle bıraktığımı fark ettim. Barbaros'u revirdeki doktora bırakıp çocukların yanına gittim.

Kapıdan çıkar çıkmaz Kerem bacaklarıma yapışıp ağlamaya başladı.

"Gülce Ablaa b-ben ben bizi bırakıp gittin sandım. Ali bana biz yayamaz olduğumuz için balığa dönüşüp gittiğinizi söyledi. Balık oymadın değil mi, lütfen olmadım de!" diye ağlamaya başlarken birden az önce yaşananları unutup gülmemek için kendimi tuttum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bana İyi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin