Bölüm 6 •Yalancı•

49.5K 3K 731
                                    

Merhabaa, bölüm hoşunuza giderse lütfen beğenip yorum atmayı unutmayın. Fikirlerinizi çok merak ediyorum, inşallah kurgu hoşunuza gidiyordur. İyi okumalaar ⭐❤️
.
.
.
.
.

Saat gece 2 buçuğa gelmek üzereydi ve sanırım Barbaros çoktan uyumuştu. Bense hala kararsız bir şekilde ayakta dikiliyor, bir Barbaros'a bir kapıya bakıyordum.

Bu ne kadar etikti emin değilim. Her gece uyuması için onun yanında bekleyemezdim. Neticede ben doktordum o da hastam. Ama tedavi için onun bana güvenmesi gerekiyordu. Daha ilk durumdan onu yüzüstü bırakmak istemiyordum. Belli ki biraz paranoyak bir yapısı vardı. Ve şu an benim varlığıma dayanarak uyuyabiliyordu. Tamam bunun nedeni aslında bana güvenmesi değil benim ona zarar veremeyeceğimi düşünmesiydi. Ama bir şekilde burada olmama istemişti.

Kararsız bir şekilde camın önünde duran tekli koltuğa oturdum. Barbaros ışığı kapatmamı istemişti ama şoktan bunu gerçekleştirmek için eyleme dökmemiştim. Dolayısıyla Barbaros'un bana dönük olan yüzünü loş ışık altında rahatça görebiliyordum.

Uyanık olabilir miydi acaba? Ama neredeyse yarım saattir hiç hareket etmiyordu. Yüzü de oldukça durgun duruyordu. Yani normalde hep kendini kasıyor ve her an tetikteymiş gibi bir surat ifadesine sahipti. Ama şimdi, nasıl desem çok rahattı. Bu iyi bir şeydi tabi. Her insanın hayatında yaşadığı bazı sorunlar olurdu. Kimisi daha kolay başa çıkar, kimisi hiç çıkamazdı. Herkesin kendince bir savunma mekanizması vardı. Kimi maskesini takar kimi umursamazdı. Barbaros gerçekten umursamaz mıydı yoksa iç dünyasını sadece kendine saklayıp kimseye belli etmeyenlerden mi bilmiyorum. Ama şu an tamamen kendi gibiydi. Yani hayatında hiçbir sorun yokmuş ve çok rahatmış gibi. O yüzden uyurkenki halini sevmiştim.

Ah yani onun için sevinmiştim, en azından şu an huzurlu olmasını umdum.

Derin bir iç çekerek arkama yaslandım. Yüzümü Barbaros'tan alarak gökyüzünde az da olsa belli olan yıldızlara çevirdim. Şu an bu kadar düşünmenin hiçbir anlamı yoktu. Çünkü mesele kim olursa olsun, ister hastanız ister arkadaşınız ya da herhangi biri; kendisini size açmadıkça asla aklından geçenlerini tam olarak anlayamazdınız. Her şey sadece teoriden ibaret olarak kalırdı. Birini anlamak sadece karşınızdaki insanın size izin vermesiyle gerçekleşebilecek bir şeydi.
Ve Barbaros'un bana bu izni vermesi için her şeyden önce bana güvenmesi gerekiyordu. O yüzden en azından bu gece için burada kalacaktım. Hoş bu küçücük tekli koltukta nasıl ve ne kadar uyuyabilirdim ki?

Barbaros benim nöbet tutmamı bekliyor olabilirdi ama kusura bakmasın sabah çalışacak olan bendim ve benim de uyumam gerekiyordu. Hem oda kilitliydi ve anahtar da bendeydi. Abarttığı gibi kimse gelip ona saldırmayacaktı.

Hiçbir şey düşünmemeye çalışarak yıldızları izlemeye devam ederken yavaş yavaş uykum gelmeye başladı. Küçücük koltukta ayakkabılarımı çıkarıp dizlerimi kendime doğru çektim. Başımı da arkaya doğru yasladım. Gerçekten çok uykum gelmişti. Son bir kez Barbaros'u kontrol etmek istedim, kafamı ona doğru çevirdim. Uykudan gözlerim kapanırken onun uyuyup uyumadığını anlayamadım. Sanki gözleri açık gibiydi. Ama benimkiler kapanmak üzereydi. Kendimi rüyalar alemine atarken son duyduğum birinin alayla "Aptal doktor." diye fısıldadığıydı.

*****

-Şşt kalkasana!

-Kime diyorum doktor, şu lanet olası telefonunu sustur artık!

Ne ne oluyor ya? Ne bu gürültü? Gözlerimi yavaşça açarken kendimi odamda bulmayı beklerken üşümüş bedenim ve yamuk yatmaktan ağrıyan kemiklerim bana nerede uyuduğumu hatırlattı. Ha bir de bana öldürecekmiş gibi bakan Barbaros ve sesi de. Bir dakika ne, Barbaros?

Bana İyi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin