Bana İyi Gel

Bölüm 3 •Sosyopat•

Nasıl yani her ihtiyacımı mı? Bu adam umarım aklıma gelenleri kast etmiyordur. Şimdiden Allah yardımcım olsun. Eleman bir de sapık çıktı.

Aykut Hoca da şaşırmış olacak ki tek kaşını kaldırmış sorgular anlamda Barbaros'a bakıyordu.

-Tam olarak neyi kastettiğinizi anlamadım Barbaros Bey ama elimden geldiğince ihtiyaçlarınız konusunda yardımcı olacağım.

-İyi.
Diyip yine bakışlarını bizden çekti. Hah paşama bak sen, zahmet edip cevap verdi. Neyse Gülce profesyonel davran şşh sakin.

-İlk görüşmemizi kısa tutalım. Hasta doktor tanışması gibi düşünün bunu. İlerleyen zamanlarda Gülce Hanım'ı daha sık göreceksiniz zaten.
Diyerek konuya nokta koydu Aykut Hoca.

Aynen dermişcesine başımı salladım. Barbaros yine bana bakıyordu. Neyi düşünüyordu kim bilir.

Şimdiden fazla sıkmamak için Aykut Hoca ile odadan çıktık.

-Gülce kızım hastayı gördün, hala emin misin? Ağzı da bozukmuş, seni rahatsız etmesin.

-Önemi yok hocam, ben de Gülce Ayoğlu isem onu tedavi etmek için elimden geleni yaparım.

-Sen bu azimle ileride çok iyi yerlere gelirsin.
Diyerek memnuniyetle beni süzdü.

Sessizce teşekkür ettim. Ah biraz utandım mı ne. Ama gururum okşanmıştı.

-Ben gidip biraz daha raporları inceleyeyim o zaman hocam. Sizin de hastalarınız vardır, tutmayayım sizi.

-Tamamdır kızım görüşürüz.

Aykut Hoca'yı arkamda bırakarak asistan doktorların olduğu odaya gitmeye başladım. Henüz uzman doktor olmadığımız ve bir nevi eğitim aldığımız için kişisel odamız yoktu. Asistanlar bir odayı kullanıyordu ve odada bana yardımcı olabilecek çok güzel tıp dergileri ve makaleler vardı.

İşime yarayabilecek olanları almak için odaya girdim. İçeride Emir bulunuyordu. 26 yaşında kalp damar cerrahisi asistanıydı. O da 2 yıl önce uzmanlık eğitimine başlamıştı. Çok konuşmuşluğumuz yoktu ama iyi birine benziyordu.

-Ah Gülce hoş geldin, nasılsın?

-İyiyim sen nasılsın?

-İyi diyelim iyi olsun. Hayırdır genelde kafeteryada takılırdın. Hangi rüzgar attı seni buraya?

-İlk vakamı almış bulunuyorum da, bana yardımcı olabileceğini düşündüğüm birkaç kaynağa bakmaya gelmiştim.

-O kütüphaneyi adım gibi bilirim. Psikoloji temalı şeyler arıyorsun değil mi, belli bir vaka ya da teşhis üzerinde duruyor musun?

-A evet aslında sosyopatiyle ilgili yazılara bakabilirim.

Yerinden kalkıp kütüphaneye doğru gelmeye başladı. Ben de peşinden gittim. Sanirim aklında belli bir kitap vardı. O onu aramaya koyulurken ben de hızlıca kitaplara göz atıyordum. Belki başka bir kaynak daha bulabilirdim.

-Al bakalım. Bu dergide güzel makaleler vardı. Yurt dışından araştırmaya değecek ilginç vakalar çıkıyor. Adını duymuşsundur. Ünlü Psikiyatrist Dave Masterson'ın sosyopati vakaları üzerine çalışmalarını içeriyor.

Bana doğru uzattığı dergiyi aldım. Cidden sağlam bir kaynağa benziyordu.

-Çok teşekkür ederim. Yardımı dokunacağına eminim.
Diyerek tebessüm ettim.

-Rica ederim ne demek.

Daha fazla araştırma yapabilmek için bilgisayarıma da ihtiyacım vardı. Asistan odasındaki dolabıma doğru yürümeye başladım. Bilgisayarımı da alıp adımlarımı kafeteryaya çevirdim.