İyi okumalaar minnoş güzel insanlar❤️
Lütfen lütfen yorumlarınızı, beğenilerinizi eksik etmeyinn, Gülce ve Barbaros çok üzülüyor yoksa ⭐🔱 🔱 🔱
Dünkü buluşmadan sonra saat 2 gibi Beyza'yla eve gelmiştik. Ve o günün geri kalanını hiçbir şey düşünmeden sadece kendime ayırmak istemiştim.
Evet istemiştim diyorum ama ne yazık ki düşüncelerimin bir kapama tuşu yok.Kahvaltıyı düşününce Enes cidden iyi birine benziyordu. Beyza'ya olan bakışlarından falan da samimi olduğunu düşünüyordum. Ki inşallah yanılmam çünkü Beyza benim için çok değerli ve kesinlikle üzülmesini, hayal kırıklığına uğramasını istemezdim. Bana kıyasla daha duygusal ve duygularıyla hareket eden biridir. Lisede de ben hiçbir zaman beyaz atlı prens ya da mutlu mesut aile saadeti hayali kurmazdım ama o kurardı. Sevmek, sevilmek, aşk..
Bilemiyorum belki de anormal olan bendim. Belki de duygulardan, hissetmekten kaçıyorum. Çünkü her zaman, her şeyi en uç noktalarda yaşayan biriyim. Nefret edersem tam ederim, seversem tam severim hesabı. Ona göre hayatıma az insan alırım ama aldıklarımı kolay kolay bırakmam.
Ama birini sevmek tuhaf şeydi. Karşı taraf ne hisseder, gider mi, kalır mı, o da sever mi asla emin olamazsınız. Ve itiraf etmek gerekirse bu belirsizlik beni hep çok korkutmuştur. Çok da gerek duymadığım hisler olduğunu düşünerek kendimi işime, kariyerime odakladım. Hoş, halimden şikayetçi de değilim. Sadece çevremde bu tür hisler gündem olunca ister istemez düşünüyordum.Aslına bakarsak Emir'le de dün bayağı iyi anlaşmıştık. Hoş adam, kibar, başarılı. Yemeğin yarısı zaten Beyza ve Enes çiftimizin çöpçatanca bakışları altında geçmişti. Eminim ki Emir de fark etmişti ama onun için hava hoş gibiydi. En azından üstünden şu utangaçlık ve çekingenliği atmıştı. Her şey iyi gibi gözükse bile hissedemiyordum. Emir'e karşı bir şeyler yani, yoktu, hiçti. Hani o dillere destan olan kelebekler uçuşmuyordu. Tutku, cazibe, çekim, macera, aşk...
İşin kısası Emir mevzusunu çok uzatmak istemiyordum. Hisler zorlamayla ortaya çıkmazdı neticede. Ve bazen doğru insan gibi gözükenden ziyade yanlış insana tutulabilirdiniz. Herkes için Emir ve ben ideal çift gibi duruyor olsak bile, her doğru gerçek değildi. Emir benim için iyi bir arkadaştı ve hep öyle kalacaktı. Bunu dün daha iyi anlamıştım.
Sabah sabah yine kendi kendime neyin edebiyatını yapıyordum acaba. Ertelediğim alarmım tekrar çalarak bana gerçek hayatı ve işe gitmem gerektiğini hatırlattı. Ah teşekkür ediyorum alarm hanım/bey.
Dün bu kadar düşüncenin ve gece de iyi bir uyku alamamanın yorgunluğu üzerine erken yatmıştım. Tabi nasıl uyuduysam bir kalktım ki sabah olmuş. Uykum hiç bölünmemişti. Ki normalde gece çok uykusu bölünen bir insanım, derin uyku uyuyamam. Hep bir tetikte hali, ah kızım güvensizlik sana neler çektiriyor.
Artık alarmım 2. kez ertelenmenin sesini çıkarıp tekrar çalarken yataktan kalktım. İyi bir uyku aldığıma seviniyorum zira bugün aynı zamanda nöbet günümdü. Gece hastanede kalacaktım. Ve hayır yine Barbaros'la aynı odada kalmayacağım. 'Ah sabah sabah yine ne Barbaros'u ya' diye düşünürken kendime kızarak alnıma vurdum.
Saçma düşüncelerimi göz ardı ettikten sonra geç kalmak istemediğimden hızlıca elimi yüzümü yıkayıp giyinmeye başladım. Ve tabii ki yine kahvaltı yapmadan hastaneye gitmek için yola koyuldum.
🔱 🔱 🔱
Hastaneye gider gitmez her zamanki gibi öncelikle eşyalarımı bırakmak için asistan odasına gitmiştim. Orada dahiliye asistanı olan Nur'la karşılaştım. Nur ile çok konuşmuşluğumuz yoktu ama gördüğüm kadarıyla işini baya ciddiye alan, disiplinli ama şirin bir kızdı. Ondan aldığım haberle Aykut Hoca beni odasına çağırıyordu. Aykut Hoca ile de görüşmemiştik bir süredir. Gerçi dün izin günüm olduğunu düşünürsek benim hastalarım açısından bir gelişme yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana İyi Gel
Ficción GeneralBir sosyopatı iyileştirebilir misin doktor, yoksa o sosyopat seni de mi delirtir? • Gülce Ayoğlu - Barbaros Demirkan • 🔱 🔱 🔱 Acı içindeki sesiyle ellerini makinenin yanına vururken transa girmiş gibi "İstemiyorum...