Bölüm 10 •Dengesizlik•

47.2K 2.7K 1K
                                    

Herkese merhaba canlar, koşun koşun yeni bölüme ⭐🌿
.
.
.
.
Barbaros'u düşünmesi için odada yalnız bırakırken dışarı çıktım. Tam kapıyı kapatıp kitleyecekken içeriden hızlı ve sert adım sesleri duydum.

Birden tuttuğum kapı kolu aksi yönüme doğru açılırken Barbaros'la burun buruna geldik. Anlık oluşan bu yakınlık ve ne olduğunu anlama çabamla Barbaros'un yüzüne doğru bakmaya başladım.

-Barbaros? Ne oldu, bu kadar hızlı karar vermiş olamazsın değil mi?

Benim için uzun diyebileceğim bir süre yüzüme bakmaya başladı. Bu adam niye bu kadar çok dalıp düşünüyordu ya da ne düşünüyordu git gide merak konusu olacaktı benim için. Aramızdaki mesafenin hala sağlanamadığı fark ettim. Yavaşça bir iki adım geriye gittim. O da benim hareket etmekle dünyaya dönmüş gibi hafifçe gözlerini kıstı ve cevap verdi.

-Yemek?

-Hı, yemek mi?

-Evet yemek. Öğle yemeği de mi vermiyorsunuz bu hastanede?

-Veriyoruz tabii ki de bu tepkini anlamadım. Bu kadar acıktıysan daha öncesinden yemeğini getirmeleri için birine haber verebilirdim. Öğle yemeği saatindeyiz.

Aramızdaki açmış olduğum mesafeyi tek adımıyla tekrar kapattı. Ve resmen burnumun dibine girdi. Ne yaptığını anlamaya çalışırken elini yavaşça havaya kaldırdı.

Ben daha 'Ne yapıyorsun?' diye soramadan baş ve işaret parmağıyla şakağıma hafifçe vurdu.

-Bu akılla kim seni tıp fakültesinden mezun etti doktor, merak ediyorum doğrusu.

Alaycı tavrını yine göz ardı etmeye çalışırken az önceki temasını, dengesiz tavırlarını ve hala neredeyse burunlarımız değecek kadar olan yakınlığımızı da önemsememeye çalıştım.

Tüm bu şartlar altında delici bakışları hala bana bakarken ne demek istediğini anlamak için düşünmeye çok bir fırsatım yoktu.

Hadi ama Barbaros kişisel sınırlara ne oldu? Yavaşça yine geriye doğru çekilirken artık odanın kapısından da epey uzaklaşıp koridorun ortasında olduğumuzu fark ettim. Odada konuşmamızın daha doğru olduğunu fark ederek yavaşça elimi göğsüne koydum ve odaya doğru itekledim.

Evet elimi göğsüne koydum. Kişisel sınırlar? Bilemiyorum şu an bunu düşünemiyorum anlık yaptığım bir temastı. ' Profesyonelliğe ne oldu Gülce Hanım, hastayla yakın temas mı? Çek şu elini.' diyen iç sesimi görmezden geldim. Barbaros hala göğsünde olan elime bakarken niyetimi anlamış gibi odaya doğru ilerlemeye devam etti.

Her şey kısacık bir süre içerisinde gerçekleşmiş olsa da neyi kastettiğini anlamak için ona bir soru borçluydum.

-Ne demek istediğini anlamadım Barbaros. Daha açık olur musun?

-Hastane yemeklerinden zehirlenme ihtimalim hala var. O yüzden sen ben yemek hani. Kapişş.

Sanki 2 yaşında çocuğa laf anlatırmış gibi bir tavırla ve iğnelemeyle konuşmuştu. Ah tabi yine göz devirmeyi de ihmal etmedi.

Tam cevap verecekken yüzünü buruşturup iğrenç bir şeyi hatırlamış gibi devam etti.

-Böyle söyleyince sanki çıkma teklifi ediyormuşum gibi oldu. İğrenç! Kafana boktan düşünceler geçmesin, ilgimi çekmiyorsun.

Ne!? Tamam ilgisini çekmek gibi bir derdim yoktu. Ya da onunla yemeğe çıkmak gibi. Ama ne demek iğrenç ya? Bu adam benim sabrımı zorlamak için fazlasıyla and içmiş gibiydi. Tamam, profesyonel davran, profesyonel davran.

Bana İyi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin