Bölüm 12 •Muhabbet•

45.8K 2.5K 338
                                    

Bu bölümü ne zamandır yorumlarıyla beni çok motive edip destekleyen sudenaz7227 'a ithaf etmeyi çok istiyorum. Teşekkür ederiiim ❤️

Okuyan herkese de çok çok teşekkürler, iyi okumalar 🙃

🔱 🔱 🔱

Beyza'yla beraber yemek masasından kalktıktan sonra birlikte sofrayı toplamaya geçtik.

Ben tabakları ve çatalları tezgaha taşıyıp sudan geçirirken o da bulaşıkları makineye yerleştiyordu. Zaten iki kişi olunca ne bulaşık çok çıkıyordu ne de yıkamasında zorlanıyorduk.

"Gülce, çay da demleyelim mi, içer misin?"

"Oluur. Hastanedeki beklemiş çay kesinlikle bizim evdeki bergamotlu çayın yerini tutmuyor."

"Eh evde yapılan çay kahve keyfinin tadı bir başka olur tabi canım."

Benim bulaşıkları yıkamam ondan önce bittiği için, o hala benim duruladığım bulaşıkları yerleştirirken ben de ocağın üstündeki dolaptan çayı çıkardım.

Çayı tezgaha indirip kaynaması için kettlea su koydum. Genelde ocağın üstünde bulunan minik çaydanlığımızın üstüne 4 kaşık çay koydum. Şimdiden hazır olsun, şu kaynayınca direkt eklerdik.

Beyza da o sırada işini bitirmiş ellerini yıkarken suyun kaynadığını gösteren sesi duyduk. Kaynar suyla çayı demledim ve altına da su koydum.

Beyza da çay işini hallettiğimi gördüğü için salona geçmişti. Ben de onun ardından gittim.

Koltuğa otururken geldiğimi gören Beyza:

"Ee, izlemek istediğin bir şey var mı, hangi kanalı açayım?"

"Bilmem ki benim için fark etmez, aklıma bir şey gelmiyor."

"Benim de izlemek istediğim bir şey yok ki."

Dudağını büzüp işaret parmağını dudağına götürdü. Ne yapsak diye düşünüyordu sanırım. Birkaç saniye içinde karar vermiş olacak ki eline tekrar kumandayı aldı.

Televizyonun radyo özelliğine gelerek slow arka plan müzikleri çalan bir kanala getirdi. Sesini de kıstı.

"Maksat evde ses olsun o zaman diye bunu açtım. Biz de konuşmamıza devam edelim. Yemek işinin detaylarını anlatırım sana."

"Olur. Hem yemeği nerede, kaçta yiyeceğiz hiçbir şey söylememiştin."

"Doğru. Mekan işini aslında bana bırakmaya ısrar etse de ben onun seçeceği ortamı daha çok merak ettiğim için yeri onun ayarlaması konusunda ısrar etmiştim. Tabi seninle daha kesinleştirmediğimiz için benden haber bekliyordu. Az önce mesaj atmıştım, buluşabiliriz diye." dedi yanında bulunan telefonunu eline alıp sallayarak.

"Benim için de fark etmez. Enişte adayımızın mekan zevkini de görmüş oluruz." dedim gülerek.

Birden telefonundan mesaj geldiğine dair bir bildirim sesi duyduk.

"Aha bak. Harika zamanlama."

O birkaç saniye Enes'ten gelen mesajı okuyup cevap verirken onu bekledim.

"Tamamdır hallettim. Çengelköy'de deniz kena kahvaltı için çok güzel bir mekan biliyormuş. Hatta rezervasyon yaptırabilirse denize sıfır masalar için de yer ayırmaya çalışacakmış. Anlaştığımız gibi o da yakın bir arkadaşını getirecekmiş, toplam 4 kişiyiz yani."

"Birden hem Enes'le hem arkadaşıyla tanışacağım yani desene."

İçinde hem şirinlik hem sinsilik barındıran bir gülümseme ile: "Evet biraz hızlı oldu gibi senin için. Ama çekinme bak. Hem belli mi olur belki seninle de arkadaşının arasını yaparız kız. Çifte randevu gibi olur. Şirin olmaz mıydı ya, çok hoş."

Bana İyi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin