Bölüm 5

1.7K 90 273
                                    

Damon;

Hastaneye vardığımızda Carmen hala baygındı. Yavaşça kucaklayıp, birkaç adımda içeri girdim ve gördüğüm ilk sedyeye yöneldim yardım isteyerek. Bizi gören doktor ve iki hemşire hızla yanımıza gelmişti.

"Hamile mi?"

Doktoru duyuyordum ama cevap veremiyordum. Sesi çok uzaklardan geliyordu sanki. Carmen'in kucağımda iken ve karanlıkta fark etmediğim o bitkin hali, beyaz sedye ve parlak ışıklar altında gözlerimin önüne serilmişti. Birkaç dakika içinde sedye kana bulanmıştı. Çok değildi aslında ama yine de tehlikeliydi bu hamile biri için.

Ben öylece dururken, Elena'nın sesi yavaş yavaş kulaklarıma ulaşmaya başlamıştı.

"Evet, hamile."

"Kaç aylık?"

"Üç. Bir anda oldu, hiçbir şey anlayamadık. İyi olacak değil mi?"

"Lütfen sakin olun, elimizden geleni yapacağız. Yalnız şuan muayene etmeden durumun ne kadar kritik olduğunu bilemeyiz."

"Onu iyileştirmelisiniz doktor, lütfen..."

Farkında bile olmadan bende karışmıştım konuşmaya. Bu benim yüzümden olmuştu. Eğer iyileşmezse ya da bebeğe bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.

Uzun koridorda hızlı adımlarla muayenehaneye ilerliyorduk. Carmen'in kalp atışları giderek zayıflıyordu sanki ama ona tezat bebeğin ki oldukça güçlüydü.

"İçeri giremezsiniz. Burada bekleyin lütfen, size daha sonra bilgi vereceğiz."

Hemşirenin sert ifadesiyle öylece kalakalmıştık  kapının dışında. Elena'nın kızgın bakışları ilk kez beni bu kadar derinden etkilemişti. Ama haklıydı ve biliyordum ki, Carmen'e ve bebeğe bir şey olursa Elena'da beni asla affetmeyecekti. Suçlu bakışlarımı ondan ayırdım ve başımı ellerimin arasına alıp biraz oturdum.

Bana bir asır gibi gelen bir saatin sonunda kapı açılmıştı ve hepimiz korkuyla doktorun yanına gitmiştik.

"Durumu nasıl? Her şey yolunda mı? İkisi de iyi değil mi?"

"Bebeğin babası siz misiniz?"

Ben sorularımı ard arda sıralarken, onun bir sorusuyla kilitlenmiştim. Sustum... Boğazıma bir şeyler düğümlenmişti. Tıpkı susadığımda olduğu gibi kupkuru olmuştu. Başımı hafifçe çevirip arkama baktım. Elena ve Stefan kollarını bağlamış, göz ardı edilemeyecek kadar belli bir merakla bana bakıyorlardı.

Ne diyecektim peki?

Daha az önce onun için her şeyi yapacağımı söylüyordum kendime, şimdi ise yine donup kalmıştım. Yine şüpheler kafama üşüşüyordu. Ben düşünmeye devam ederken, doktor sorusunu tekrarlamıştı.

"Bebeğin babası siz misiniz bay?"

"Salvatore, Damon Salvatore."

Derin bir nefes alıp omuzlarımı dikleştirdim ve cevap verdim.

"Evet, benim."

Bunu söylediğime inanamıyordum gerçekten. Ama yapmıştım işte. O iki kelime çıkıvermişti dudaklarımın arasından. Elena'nın memnun ve Stefan'ın şaşkın bakışları arasında tekrar doktora döndüm.

"Lütfen bir şey söyleyin artık. Bebek nasıl?"

"İkisi de şuan için iyi. Zamanında yetiştirmişsiniz. Yalnız bazı testler yapmamız gerekiyor, birkaç gün burada kalması gerekebilir."

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin