Bölüm 17

599 38 97
                                    

Carmen;

İçeri dolan güneş ışığıyla aralamıştım  gözlerimi, hemen fark ediyordum odanın aydınlandığını ve bakmaya dahi tahammül edemiyordum. Damon kollarını bağlamış, pencerenin kenarına oturmuştu. Bir bacağı aşağı sarkıyordu, siyah tişörtü üstündeydi karanlık prensimin. Güneş gözlerine öyle bir açıdan vuruyordu ki, büyüleyiciydi yine.

"Günaydın annecik."

"Günaydın sevgilim."

"Nasıl hissediyorsunuz bugün?"

"Harikayız. Çok çok iyiyiz biz."

Bana gülümseyip, başını önüne eğdi. Elindeki bir şeyle oynayıp duruyordu. Seçemiyordum tam. Ben odaklanmıştım ki, odanın kapısı varla yok arası çalındı. Hemen ardından Elena gülümseyerek uzattı kafasını. Ben ise yorganı boğazıma kadar çekmekle meşguldum. Sahi ne ara tamamen çıplak kalmıştım ben? Damon'a soran gözlerle baktığımda, 'sabah böyleydin' Diyerek geliştirmişti. Oysa benim son hatırladığım en azından tişörtümün üstünde olduğuydu. Ama yere bakılırsa öyle değildi sonuç.

Elena'nın gözleri yerdeki kıyafetlerime kayarken, kıkırdadı. Çok utanmıştım ama yapacak bir şeyim yoktu.

"Günaydın kumrular."

"Günaydın Els."

"Hala acıkmadınız mı?"

"Acıkmak mı? Seni bile yiyebilirim."

"Bence bana ihtiyacın olacak, yanında tut sen."

"Evet haklısın."

"Beni yiybilirsin sevgilim."

Kulağımın dibinde fısıldayan karizmatik sesiyle baştan aşağı irkildim. Bunu yapmasını çok seviyordum. Tüylerimi ürpertiyordu ama yine de seviyordum işte. Başımı ona çevirdiğim an, masmavi gözlerine esir oldum yine. Parmağını hafifçe çeneme yerleştirdi ve yüzümü biraz daha kendine yaklaştırarak -nasıl olduğunu hala anlayamadığım- sıcak dudaklarını benimkilere bastırdı. Son duyduğum, Elena'nın kapıyı yine sessizce kapatmasıydı.

"Kıskandın mı?"

"Evet. Sadece ben olacağım. Her şeyinde, her yerde. Tabirinde, betimlemende, anlatımında."

"Nefesimde, sesimde, düşüncelerimdesin. Her şeyim sensin."

"İşte şimdi oldu. Hadi giyin de yemeğe inelim. Ufaklık acıkmadı mı?"

"Acıkmak deme bana. Maymun gibi hissediyorum kendimi, ne bulursam yiyorum."

"Sen Dünya'nın en tatlı maymuncuğusun."

Sırtımı dayadığım yastığı bir harekette çekip ona fırlattım. Refleksle yakaladı ve yüzüne bastırdı. Çektiğindeki o gülüş paha biçilemezdi.

"Çok güzel kokuyorsun. Seni yiyebilirim."

"Yediğin yetmedi mi? Siz vampirler hiç doymuyorsunuz. Ayrıca neden hala çıplak olduğumu hatırlamıyorum, bir şey bilmediğine emin misin?

"Çok eminim çünkü ben giyiniktim uyandığımda. Ah unutmadan, sana doyum olmuyor bebeğim, baktıkça iştahım açılıyor desem yalan olmaz. O yüzden yemeli veya ısırmalı espriler yapmazsan sevinirim. Kendime hakim olamayabilirim."

"Bugün yine formundasınız bay 'Seksi' Salvatore."

"Elbetteki sebepleri var."

"Hmm, neymiş onlar?"

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin