Bölüm 32

335 24 69
                                    

Damon;

Elena dikkatle onu benden alıp kucağına yerleştirerek bir süre izledi. Gözlerinin dolduğunu görüyordum. Yüzündeki masumiyet Dean’le yarışıyordu adeta. Onu tanımak gerçekten hayatımızı değiştirmişti. Olmasa ne Carmen, ne de ben bunu başaramazdık, emindim. Başına belli belirsiz bir öpücük kondurup bana geri verdi. Stefan ve David de onu tanımak için heyecanlıydılar ama henüz cesaret edememişlerdi dokunmaya. İki yanımda durup sadece bakıyorlardı. Ben de almaları için zorlamamıştım, amca ve dayı olarak elbet kucaklamak zorunda kalacaklardı zaten.

Hafif bir öksürük sesiyle o tarafa döndüğümde az önce benden bebeği alan hemşirenin tekrar geldiğini gördüm. Bu kez ona güveniyordum. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip onu teslim ettim. Biliyordum ki güvendeydi ve birazdan annesine de getireceklerdi. O gider gitmez David merakla kardeşini sormuştu.

"Carmen nasıl? Her şey yolunda mı?"

"İyi görünmüyordu ama doktor olacağını söyledi. Odasına alıyorlar, birazdan görebileceğiz."

"Peki, olması gereken şey oldu mu Damon?"

"Evet David, o dönüştü. Artık bir melezmiş."

Melez... Bu kafamı kurcalayan en büyük soruydu. Melez olması için önce başka doğa-üstü bir canlı olmalıydı ve ben Carmen'in tam olarak neyin melezi olduğunu bile bilmiyordum. Kendini toparlayınca elbet konuşacaktık, çünkü ondan başka kimseden öğrenemiyordum. Sanki birileri özellikle öğrenmemi engelliyor gibiydi, bana her şeyi açıklayabilecek olan cadının da dün öldüğünü öğrenmiştim. Belli ki bir iş vardı. O her ne ise çok gizli ve güçlüydü. Kafama takılan diğer konu ise içeri girdiğimde odanın ortasında gördüğüm Şeytan tuzağı ile dört bir yana yerleştirilmiş rüya kapanlarıydı. Bu kara büyüyü temsil ediyordu, hatta cadılıktan öte bir şeyi. Bildiklerimi birleştirince ortaya çıkan gerçek beni bile korkutmuştu. Eğer Carmen düşündüğüm şey ya da şeylerin toplamı ise, bizi çok zor günler bekliyordu.

Benim David'in arkasından dalgın bakan gözlerim ve zihnimi yoran düşüncelerimi Elena'nın dokunuşu bölmüştü. Bu halimi heyecanıma verdiği belliydi çünkü hiç bir merak kırıntısı taşımıyordu yüzünde.

"O tanıdığım en güçlü kadınlardan biri, üstesinden gelecektir. Beraber geleceğiz Damon, merak etme."

"Teşekkürler Elena, iyi ki varsın."

Yakındaki sandalyeye oturunca ne kadar yorulduğumu anlamıştım. Bir ağırlık tüm bedenimi içten ele geçiriyordu sanki. Garipti... Stefan yanıma oturup elini dizime koydu ve o derin yeşil bakışlarıyla beni sessizce tebrik etti. Ne yaşamış olursak olalım, kardeşimdi ve asla ondan vazgeçmezdim.

"Nasıl hissediyorsun Damon?"

"Keşke anlatabilsem, kelime bulamamak bu olsa gerek. Senin doğumunu hatırlıyorum Stef, annemin sesini duydukça sana çok kızıyordum. Onun canını acıttığın için seni affetmeyeceğimi söyleyip kapıda ağlıyordum ben de. Sonra babam beni kucağına alıp dizine oturttu ve dedi ki; ‘O senin kardeşin, kanından, canından ve senin soyundan bir Salvatore. Ona bildiği her şeyi sen öğreteceksin, her zaman koruyup, düştüğünde kaldıracaksın. Ne olursa olsun asla onu terk edip gitmeyeceksin Damon. Sana ihtiyacı var ve son nefesine kadar da sana ihtiyacı olacak. Siz artık ayrı bir ailesiniz, bunu unutma. Anen ya da ben gideceğiz belki ama o hep kalacak ve sen de onu daima koruyacaksın. Yanında olmasan bile, bunu yapabilir misin?’ "

"Gerçekten mi? Bunu bana hiç anlatmamıştın."

"Kimse bilmiyor Stefan. Sonunda annemin sesi kesildiğinde bir ağlama bütün evde çınlamıştı. Ebelerden biri seni babama getiriyordu ama o daha kendi koklayamadan seni benim kucağıma vermişti. O kadar küçük ve savunmasızdın ki, ‘Hala ona kızmak istiyor musun Damon?’ dedi babam. Nasıl kızabilirdim ki, sen çok güzeldin. ‘Hayır, onun en iyi arkadaşı olacağım. Adını ben koyabilir miyim baba?’ demiştim. Nasıl oldu da izin verdiğine hala inanamıyorum. Sanırım bu onunla son gerçek konuşmamdı. Sonra her şey değişmeye başladı. Her neyse, o adamı hiç sevemedim. Benim tek aile dediğim kişi sadece sendin Stefan, hep sen oldun. Çok kötü şeyler yaptım ve verdiğim sözü unuttum ben. Bunun için çok pişmanım, keşke zamanı geri alabilseydim. Seni seviyorum Stefan, ne olursa olsun asla da vazgeçmem. Ben senin ağabeyinim ve seni korumak benim görevim."

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin