Bölüm 27

374 30 181
                                    

Damon;

Bu da neyin nesiydi böyle? Hiç hoşuma gitmemişti. Altından mutlaka bir şey çıkacaktı bu davetin. Carmen'in zarfları tutan elleri tir tir titriyordu. Sadece bakıyordu öylece, hiçbir şey yapmıyordu.

"Carmen, her şey yolunda mı?"

"Evet, evet iyiyim."

"Gidecek miyiz?"

Elena'nın sesindeki tereddütü sezmiştim ama korkmuyordu bu sefer.

"Bir tuzak olabilir."

Stefan da en az benim karar şüpheci yaklaşıyordu konuya, daha önceden neler yapabildiklerini bildiğimiz için mekanizma hemen devreye girmişti işte. İnsan yaşadıkça anlıyordu, sonra kim ne yaparsa hep şüpheleniyordu.

"Zannetmiyorum. Şuan bize bir şey yapacak konumda değil."

"O da ne demek Carmen? Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Eminim işte, güvenin bana. O sözüne sadık biri, onurlu bir adam. Size zarar vermeyeceğine dair bir söz verdi bana. Eğer sözünden dönerse, ben de cezasını veririm."

Yine aynı konu açılmıştı işte. Onunla nasıl bir anlaşma yaptığını haftalardır öğrenmeye çalışıyordum, gitmediğim kahin veya cadı kalmamıştı ama bir ip ucu dahi bulamamıştım henüz. Hatta Beacon Hills' e bile uğramıştım ama onlardan da bir şey çıkmamıştı. Carmen'e yardımlarının kurt genlerinin ona yönlendirmesiyle olduğunu söylemişlerdi. Soy adlarının aynı olması ise ayrı bir rastlantıydı. Annesinin adını söylediğimde tanıyor gibi görünmemişlerdi. Ya iyi rol yapıyorlardı ya da işin içinde bambaşka bir iş vardı. Aslı astarını öğrenip Carmen'e öyle söyleyecektim bunu, umutlanmasını istemiyordum.

Kimi kandırıyordum ki? Belki de Carmen onları çoktan biliyordu, bana anlatmadığı şeylerden sadece biri olabilirdi bu. Bir süredir ses çıkarmıyordum ama elbet benim de zamanım gelecekti. Onu biraz rahat bırakmamın tek sebebi doğumun zamanında ve sorunsuz olmasını sağlamaktı. Çünkü Klaus onu kızdırmanın veya baskı altına sokmanın erken doğuma sebep olabileceğini özellikle belirtmişti.
En azından benim tarafımdan bir sebep olmayacaktı bu olursa.

"Ona ne yapabilirsin ki?"

"Merak kediyi öldürürmüş Stef, biliyor muydun?"

"Ben zaten ölüyüm."

"Böyle söyleyince tüylerim ürperdi."

"Çok ayıp Stefan, Elena burada."

"Sorun değil."

"Yani gidiyoruz, değil mi?"

"Evet."

"Peki, bizi kız kıza bırakın da hazırlanalım. Değil mi Els?"

"Evet, daha kıyafet seçeceğiz."

"Dediğiniz gibi olsun."

"Hadi gidelim."

Kapıyı açıp, dışarı adım attı Carmen. Hemen onu içeri çekip, sertçe kapattım kapıyı. Hala alışamamıştı.

"Neler oluyor Damon? Yavaş!"

"Carmen delirdin mi sen? Artık bir vampirsin, güneş senin en büyük düşmanın."

"Lanet olsun! Tam alıştım diyordum, yine kendini hatırlattı. Bunun bir çaresine bak Damon, ben dışarı çıkmak istiyorum. Boğuldum burada, çok sıkıldım. Anlıyor musun? Temiz havaya ihtiyacım var benim, nefes almak istiyorum."

"Biliyorum, söz veriyorum yakında bitecek."

"Pekala. Sen gidip kıyafetlerini al Elena, ben de sen gelene kadar seçim yapayım."

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin