Bölüm 43

167 15 141
                                    

Carmen;

Gözlerimi açtığımda yatak odamızdaydım. Damon'ın yanımızda ki Dean'in odasında onunla oyun oynadığını ve konuştuğunu duyabiliyordum ama anlayamıyordum çünkü hala kendimi açamamıştım. Kaç saattir uyuyordum ben? En son Damon'ın kucağında konağa geldiğimi hatırlıyordum, sonrası büyük bir karanlıktı benim için.

Ayaklanıp cama yaklaştığımda günün yavaştan geceye doğru ilerlediğini görmüştüm. Demek ki ertesi gün akşamıydı. Ses çıkarmadan banyoya yönelmiştim, Damon kıyafetlerimi çıkarmış olsa da o kan kokusu hala burnumdaydı. Hızlıca bir duş alıp çıktığımda, sanki biraz daha büyüdüğünü fark ettiğim oğlumu, babası ile beni yatakta beklerken bulmuştum. Belli ki birileri çok acıkmıştı çünkü bana doğru ellerini uzatmış dudaklarını öne itmişti.

''Günaydın kraliçem, nasılız bugun?''

''Hala kendime gelmeye çalışıyorum desem inanır mısın? Yaşadıklarımızı sindirmeye daha başlamadım bile.''

''Al benden de o kadar. Tek hatırladığım ruhumun bedenimden çıkıp, size bakmasıydı. Hala inanamıyorum, beni geri döndürdün Carmen. Ne diyeceğimi, nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Ben ölmüştüm, bu gerçekten olmuştu.''

Dean'i göğsüme yaklaştırıp sırtımı yatağa yasladım. O iştahla ve güzel sesler çıkartarak içmeye başladığında ben Damon'ın sözleriyle yine dün geceye gitmiştim sanki. O an gözlerimin önünden yıllarca gitmeyecek bir kabustu benim için. Kabusumun gerçeğe döndüğü andı ve ben onu geri getiremeseydim ne yapardım düşünmek bile istemiyordum.

''Teşekkürün büyüğünü oğlumuz hakediyor Damon. O bana yol gösterdi, gücünü paylaştı. Ben ne yapacğımı bilmiyordum, eğer olmasaydı şimdi burada olamazdın. Ruhlara karşı beni koruyan kalkanın da Dean olduğuna eminim.''

''Biliyorum, hepsini gördüm ve hatırlıyorum. Ama bu çok garip çünkü ölen biri geri döndüğünde bunu hatırlamaz. Araf'a bile gidememiştim. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım. Dean her gecen gün daha da güçleniyor, bu bir gerçek.''

''Ne olduysa boşver gitsin, buradasın ya başka bir şey istemiyorum. Sensiz yaşayamazdım Damon. O kadının kalbini sökerken ki bağırışın,  ve kalbinin kanlı sesi hala kulaklarımda. Korkunçtu... Seni kaybetmiştim. Tekrar yani. Çünkü ilki bana unutturduğunu hatırladığımdaydı. Bu ondan da kötüydü. Ama geçti, hepsi bitti aşkım.''

Dudaklarımda hissettiğim sıcak dudaklar tek yaşama sebebim olabilirdi. Onsuz ne yapardım? Nasıl nefes alırdım bilmiyorum Şimdi Damon'ın beni neden Klaus'a vermemek ve kaybetmemek istediğini çok daha iyi anlamıştım. Ben gidince o da böyle hissedecekti. Ne olduğunu gerçekten anladığında ve beni geri döndüremedğinde de, film kopacaktı. Ben o birkaç akikada hayatımın en kötü anını yaşamıştım. Kimseyi kaybettiğimde böyle hissetmemiştim. David öldüğünde çok üzülmüştüm evet, ama bu çok farklıydı.

''Kızacağını biliyorum ama beni şimdi anladın mı? Sen gidersen ne yaşayacağımı o birkaç dakikada yaşadın değil mi? Buna sonsuza kadar katlanılır mı Carmen? Söyle bana, yapabilir miydin? Beni geri döndüremesen, yüzyıllarca bu acıyla yaşayabilir miydin?''

''Hayır, bunu yapmaktansa kendimi cayır cayır yakmayı tercih ederdim. Bir saat bile dayanamazdım, o dakikalar yetti bana.''

''Artık ölmek istemiyorsun değil mi?''

''İstemiyorum ve garip gelecek ama Dean de Cordelia da bana bir yolu olduğunu söylüyor ama ne olduğunu bilmiyorum.''

''Nasıl yani?''

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin