Bölüm 21

477 29 142
                                    

Damon;

Biz konuşurken ameliyathanenin kapısı açılmıştı. Doktor Wise yüzünde öfke ve endişe karışık bir ifadeyle göründü. Bu adamda da bilmediğim bir şeyler vardı. Sadece doktor olmadığı kesindi.

"Büyük bir problemimiz var. Odama geçelim."

Atmasa da sorun olmayan kalbim şuan istem dışı olarak deli gibi atıyordu. Sesi kulaklarımda uğulduyordu adeta.

"Carmen size söyledi mi bilmiyorum ama ben de bir vampirim. Yani açık konuşacağım, böyle bir şeyin olmaması gerekiyordu, daha önce hiç görmedim ben. Ama onu uyarmıştım."

"Ne hakkında? Sen neden bahsediyorsun böyle?"

Vampir olduğunu öğrenmenin şokunu daha atlatamamışken, başka neler öğreneceğimi tahmin etmek bile istemiyordum.

"Haberin yok mu?"

"Olsa sormazdım herhalde."

"Carmen'in hamileliği normalden hızlı ilerliyor. Eğer bir şekilde durmazsa bebeğin onu öldürmesi işten bile değil. Şuan hala hayatta olmasının tek sebebi bünyesinin kuvveti ve doğa-üstü halinin ona verdiği güç."

"Ne? Doğru olmadığını söyle bana. Bunu nasıl benden saklarsınız?"

"Bu kararı ben vermedim, bana kalsa bebeği çoktan alırdım onu yaşatmak için ama o izin vermedi. Tartışmayı bırakıp şimdiki konumuza dönelim, onunla kozlarını iyileşince paylaşırsın. Ne yaptığını söyleyin bana? Çok sarsılmış ve çok kan kaybetmiş. Işin garip kısmı bu değil ama, hiçbir ısırık izi olmamasına rağmen vücudunda yüksek miktarda kurt zehri var ve bir vampirde olduğu gibi onu zehirliyor bu durum. Bir fikriniz var mı? Boynuma pençelerini geçirdiğinde onun kurt olduğundan şüphelenmiştim ama şimdi hiçbir şeyden emin değilim, daha önce şahit olmadığım şeyler oluyor. Tek tahminim bu zehrin ona içirilmiş olabileceği."

Ne düşüneceğini bilmiyordum, ona anlatsam hiçbir şey değişmeyecekti ve ben bundansa ona neler olduğunu hazmetmeye çalışıyordum. Bir süre sesim çıkamadı. Gözlerim bakışlarından bunu bilmediğini anladığım Stefan ile, bildiği için gözlerini benden kaçıran Elena arasında gidip geliyordu. Onu suçlamak işin kolayı olurdu, her ne olduysa tek suçlu tek sorumlu bendim. Carmen'e göre benden her şeyi saklayacağı kadar güvenilmezdim belli ki, haksız da sayılmazdı. Daha yeni dahil olduğu bu dünyada onu yalnız bırakmıştım. Bana aşktan ve sadakatten başka bir şey vermeyen kadını aptal davranışlarımla sorunlarını kendi halletmeye sevk etmiştim. Kendimden utanıyordum.

"Ne yapmamız gerekiyor? Onu nasıl kurtaracağız?"

"Çok zor... Onu bir tek şey iyileştirebilir; köken kanı. Daha doğrusu Klaus'un kanı. Kim olduğunu biliyor musunuz?"

"Hem de nasıl."

Yine işimiz Klaus'a düşmüştü. Onu nasıl bulacaktım? İşler daha ne kadar kötü gidebilirdi ki?

"Eğer bulamazsak ne olur?"

"Uyanamazlar. Üzerinde bir büyü var, korunma amaçlı yapılmış ve sanırım şuan yaşamasını sağlayan tek şey o büyü. Ama az zamanımız var, bunu söylemeliyim. Er geç büyünün de süresi biter. Yani ne yapacaksan acele etmelisin Damon. Onu yoğun bakımda ne kadar hayatta tutabilirim bilemiyorum."

"Anladım. Onu görebilir miyim? Lütfen..."

"Sadece birkaç dakika."

Hemşireler çabucak beni dezenfekte etti ve hastane kıyafetlerini giydirdi. İçeri girdiğimde Carmen bir ölü misali öylece yatıyordu. Bir sürü makine bağlıydı vücuduna ve garip sesler çıkıyordu hepsinden. Beyaz çarşaflardan onu ayıran tek şey; siyah saçlarıydı. Onu böyle görmek içimi acıtmıştı. Benim yüzümden bu haldeydi.

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin