Bölüm 11

901 50 156
                                    

Carmen;

Yine Damon'sız bir sabaha, küçük bebeğimin tekmeleriyle açmıştım gözümü. İçimde bir sıkıntı vardı, daha sabahtan mutsuz hissediyordum bugün. Yorgunluktan da ölecek gibiydim, sanki hiç uyumamıştım. Banyoya gitmek için yavaşça yataktan indim ama ayağa kalkmamla, yere kapaklanmam bir olmuştu. Bu son zamanlarda hissettiğim en sert tekmeydi. Öyle bir kasılmıştı ki, adım bile atamamıştım. Artık şu doktoru tekrar görmenin vakti gelmişti belli ki. Nedense sonunun iyi olmayacağını düşünüyordum.

Birkaç derin nefes alıp acımı dindirmeye çalıştım. Başarılı olmuştum bu konuda. Hala hamilelik hakkında kapsamlı bilgiye sahip değildim. En mantıklısı, bugün birkaç kitap ve dergi almaktı.

Sonunda normale döndüğümde, ilk işim soluğu banyoda almak oldu. Hamile iken banyo yapmanın ne kadar zor olduğunu da öğrenmiş olmuştum bu arada. Karnım giderek büyüyüyordu ve hareketlerim de kısıtlanmaya başlamıştı. Yine de her zorluğa değerdi...

Son olarak dişlerimi fırçalamak üzere fırçayı ağzıma soktuğum an, çok keskin bir acıyla inledim. Geri çektiğimde beyaz fırça kana bulanmıştı. Hangi dişime bir şey olduğunu anlamak üzere aynaya yaklaşıp dilimle biraz yokladım dişlerimi, sanki hepsi ağrıyordu. Sonra elime biraz pamuk alıp tespit ettiğim dişime bastırmaya çalıştım ama olan şey hayatımda şahit olduğum ve korkudan tir tir titrediğim bir kabusa dönüştü. İki tane dişim dokunur dokunmaz avucuma dökülmüştü.

Bana neler oluyordu böyle? İçten içe çürüyor muydum? Bir süre sessizce ağlayıp düşüncelerimde kaydoldum, kendimi biraz toparlayınca da hazırlanıp hemen aşağı indim.

Güneşe hassasiyeti olduğundan dolayı, gözlüklerimi takmıştım inerken. Hem bu şekilde gözyaşlarımın kalıntıları da saklanıyordu. Sakin sakin merdivenleri inmeye başladım ama nedense izlendiğim hissine kapılmıştım. Arabamın anahtarlarını ararken bir yandan da odayı kontrol ediyordum hala, bir şey yoktu. Aslında fazla sessizdi. Kapıya yaklaşmıştım ki, duyduğum bir çıtırtı ile arkamı döndüğüm an, Stefan'la karşılaşınca küçük bir çığlık atmadan edemedim.

"Tanrım Stefan, beni korkudan öldürecektin."

"Affedersin. Nereye gidiyorsun Carmen?"

"Dışarı çıkmam gerekiyor."

"Üzgünüm ama buna izin veremem. Sana bir şey olursa Damon benim derimi yüzer."

"Merak etme, sadece doktora gideceğim."

"Bir şey mi oldu? Kötü müsün?"

Endişeyle gözlerini büyüterek elini alnıma götürmüş ve neyim olduğunu anlamaya çalışmıştı.

"Hayır, iyiyim. Sorun yok, sanırım. Bir test yapılmıştı onun sonucunu almalıyım."

"Tamam, ben de geliyorum o zaman."

"Jinekoloğa gideceğim Stefan, dişçiye değil."

Gerçi ona da gitsem iyi olacaktı. Tabii dişci dokunduğu anda eline bir avuç diş dökülünce hala bu işi yapmaya devam eder miydi, emin değildim. Herhalde mesleği bırakır, kaçardı.

"Sorun değil, vampirler utanmazdır."

"Ona ne şüphe, bunu yaşayarak gördüm. Çekindiğim için değil ama gelmeni istemiyorum."

"O zaman sen de gidemezsin. Çok üzgünüm, bana emanetsin Carmen."

"Tamam, anlıyorum ama gitmek zorundayım Stefan. Şöyle yapalım, eğer müsaitse Elena benimle gelsin olur mu?"

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin