Bölüm 53 - FİNAL

445 16 56
                                    

Damon;

Duyduğum ayak sesleri ve bu kadar açık havada olmamıza karşın burnuma ulaşan çiçek kokusuyla arkamı yavaşça dönmüştüm. Sanırım o an kalbim atmayı da bırakmıştı. Tamamen... Ya rüyada olmalıydım ya da ölmüş ve cennete düşmüştüm. İmkansız ötesi bir şeydi bu zaten.

Gelinliği Carmen'e düşündüğümden daha çok yakışmıştı. Fransız dantelinden eteği, arkasından sürüklenen beyaz duvağı, şimdi biraz fazla olduğunu fark ettiğim derin dekoltesi ve diğer her şeyiyle büyüleyiciydi yine. Ona tekrar aşık olmuştum, nefessiz kalmıştım güzelliği karşısında.

Bugüne kadar evliliğe veya düğüne neden böylesine soğuk baktığımı bilmiyordum çünkü bu yaşadığım en eşsiz anlardan biriydi kesinlikle. Çok düğün, çok davet görmüştüm lakin bu bambaşka bir histi. Gözlerime değen gözlerinde gördüğüm ışık, beyaz gelinliğine yansıyan kızıl güneşle birleştiğinde resmedilmesi gereken bir tablodan farksızdı. O an bir Picasso ya da Van Gogh olmayı dilemiştim, onu sonsuza kadar böyle saklamayı istemiştim.

David Carmen'in elini nazikçe uzattığım elime bıraktığında ateşten bir elması tutuyordum adeta. Öylesine sıcak, öylesine aşk dolu bir tutuştu bu. Dudaklarımız kıpırdamıyordu ama gözlerimiz çok şey anlatıyordu. Biz konuşuyorduk kimse duymasa da.

Hayatımda ilk kez titriyordum. Ben Damon Salvatore, heyecandan titriyordum ve aşkı iliklerime kadar hissediyordum. Rahibin ne söylediğini, dostlarımızın alkışlarını, hatta sesli bir şekilde gülen Dean'i bile duymuyordum şuan, zaman durmuştu sanki. Rahip yeminimi söylemem için bana fırsat verdiğinde, aklımda hiçbir şey olmadığını biliyordum. Sorun değildi, ben gerçekleri söyleyecektim. İki elini tutup gözlerimi onun kahvenin en güzel tonu olan gözlerine kilitledim.

''Bugüne kadar her şey bitti dediğim anlar çok oldu. Kendimi o gün kaçıp Londra'da bulduğum zaman sonumun da orada olacağını düşünüyordum. Çünkü öyle bir karamsarlık ve yalnızlıkla kendimi yollara vurmuştum ki, ölüm tek kurtuluşum olacaktı. Sonra seni duydum, yolumu son kez değiştirsem ne olur ki dedim? Hatta istediğim ve cesaret edemediğim o şey bile olabilirdi böylece. Ama hiçbir şey düşündüğüm gibi olmadı. Bir çığlık, bir nefes, bir yaralı ceylan hayatımı değiştirdi. O gece sen benim hikayemin sonu değil, başı oldun Carmen. Beni olduğum gibi kabul edip, bir de üstüne hiç yaşamadığım, yaşayacağımı düşünmediğim o duygulara boğdun beni. Öyle canlı ve içtendin ki, gerçek olduğuna inanamamıştım. Deli gibi korkuyordum. Şimdi iyi ki o yola girmişim, iyi ki seni bulmuşum diyorum. Ben sevilmenin, gerçek şefkatin ve adanmanın ne olduğunu seninle öğrendim. Sevmeyi de, sevilmeyi de. Hayatımın en güzel parçası olduğun için teşekkür ederim aşkım. Beni kurtardığın ve bir aile verdiğin için sana sonsuza kadar borçlu olacağım. Borcumu da seni, sizi her geçen gün daha çok severek, güvende tutarak ödemeye çalışacağım. Son nefesime, kalbimin son vuruşuna, kanımın son damlasına kadar sana ait olacak bu aciz bedenim ve kalbim. Varsan varım, yoksan yokum. Seni seviyorum Carmen Elizabeth Salvatore.''

Bitirdiğimde ikimizin de gözleri yaşlıydı. Herkes gibi aslında. Neler söylediğimi bilmiyordum, sadece içimden geleni dile getirmiştim. Şimdi sıra ona gelmişti ve ben daha da heyecanlıydım çünkü Carmen her seferinde beni yeniyordu.

''İnsan bir kere doğar derler ama ben buna inanmıyorum. Çünkü ben 24 yaşımda seninle bir daha doğdum. Canıma can kattın sonrasında ve beni dünyanın en mutlu insanı yaptın. Şimdi geri dönüp bir şeyleri değiştirmemi isteseler yapmam çünkü biz bugünlere gelirken piştik. Ben ateştim, yaktım bazen ama sen beni söndürmek yerine rüzgar olup harladın cesurca. Gerektiğinde karşımda durdun, gerektiğinde engelledin ama hep beni destekledin. Her ne yaşadıysak iyi ki böyle olmuş, iyi ki seninle olmuş Damon. Sonsuza kadar, evet.''

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin