Bölüm 36

253 20 115
                                    

Carmen;

Uyandığımda bir bebek kadar güzel uyuyan aşkımda takılı kalmıştı gözlerim. Pencereden sızan güneş doğruca ona vuruyordu. Öyle olamayacağını bilsem de, sanki bir elmas gibi parlıyordu teni. Elimi saçlarının arasına karıştırıp o gece gibi siyah tutamlarını sevdim, sevdikçe daha çok sevesim geliyordu. Neden böyle hissediyordum? Vampirliğin duyguları daha da coşturduğunu biliyordum ama sanki bu ondan da öte bir şeydi. Ben onu seyrederken uyandığını fark etmemiştim, bana bahşettiği sesiyle kendime geldim hemen.

"Güne gülüşünle başlamanın ne kadar güzel olduğunu unutmuşum."

"Çizilmesi gereken bu tabloyu kaçırıp nasıl uyuyabilirdim ki? Mükemmelsin."

"Farklı hissediyorsun değil mi?"

"Evet. Bu normal mi?"

"Vampir olduğunda, sahip olduğun, hissettiğin her şey yüzlerce katına çıkıyormuş gibi düşünebilirsin. Öfken varsa bu vahşete dönüşür, sevgin varsa tutkuya, üzgünsen bir kara delik gibi yutar seni."

"Ben sevgi ve aşk kısmını almak istiyorum. Sana bakınca hissettiğim duygular şu ana kadar bildiklerimin çok dışında. Anlatabileceğimi sanmıyorum. Sen de beni böyle mi sevdin?"

"Her hücremle."

"Ne kadar aptalmışım?! Sana defalarca beni sevmediğini söyleyip, göstermediğin için kızmıştım. Kendi içinde böylesine derin olduğunu bilseydim asla ses çıkarmazdım. Özür dilerim."

"Hayır meleğim, bunun için özür dilemene gerek yok. Haklıydın, ben korkuyordum sadece."

"Artık korkmuyorsun."

"Hayır, seni her geçen gün daha fazla aşık olarak seveceğim."

Yine yumuşak bir öpücükle sonlanmıştı konuşmamız. Duyduğum seslere bakılırsa Dean uyanmış, Elena onunla ilgilenmeye başlamıştı bile. Olmasaydı ne yapardım bilmiyordum. Damon’ı yatakta bırakıp sabahlığımı üstüme giydim ve ara kapıdan oğlumun odasına geçtim. Elena onu kucağına almış, sallanan sandalyede oturuyordu. İleri geri sallanıp anladığım kadarıyla da bir ninni mırıldanıyordu.

"Ah günaydın. Çok mu ses çıkardım?"

"Hayır, harikaydı. Kayıtsız kalamadım."

"Bunu annem bana ve Jeremy’e uyuyamadığımız zaman söylerdi. Bana da öğretmişti, kullanabildiğim için mutluyum."

"Annemle çok yakın değildim ben. Daha çok babam ve ağabeyimle vakit geçirirdim."

Yanındaki sandalyeye oturup onları izlemeye başladım, kucağına çok yakışıyordu. Kısa bir sessizlik ve sıcak gülüşünden sonra bir soru geleceğini anlamıştım.

"Damon biliyor mu?"

"Bir kısmını anlattım. Buna hazırlanmalı Elena, ben gittiğimde -ki bu çok yakında olacak-; veda etmeden gitmiş olmak istemiyorum."

"Haklısın. Ne tepki verdi?"

"Beklediğim gibiydi. Kızdı, kırıldı, canı acıdı ve sonunda kabullendi."

"Yerinde olsam bu kadar emin olmazdım Carmen, Damon bu kadar çabuk durulmaz."

Haklıydı aslında, ben de şaşırmış olsam da işime geliyordu bu çünkü uğraşmam gereken başka şeyler vardı. Klaus ile konuşmalı, oğlumu bana bağlayan büyüyü bozmanın bir yolunu bulmalı ve bir de evlenmeliydim. Ölmeden yani... Damon şimdiki yapılacaklar listemde değildi açıkçası ama tetikte olmalıydım. Boş duracağını düşünmüyordum.

"Bir yolu olmadığına emin misin?"

"Artık hiçbir şeyden emin olamıyorum Els, ama bir söz verdim bu yük omuzlarımı günden güne çökeltiyor."

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin