Bölüm 3

1.9K 99 406
                                    

Elena;

Damon'ın yanından ayrıldıktan sonra içimi tarifsiz bir duygu kaplamıştı. İsteksizce eve girip, kimseye bir şey söylemeden kendimi yatağa bıraktım. Anlattıkları aklımdan çıkmıyordu. Haklıydım, o değişiyordu. Aşkın her şeyi değiştiren sihirli değneği, Damon'a da dokunmuştu belli ki. Sanırım Damon o kızı gerçekten sevmişti.

Ama neden böyle bir şey yaptığını anlayamıyordum bir türlü ya da anlıyor muydum? Aynı şeyi bende yaşamıştım. Stefan'ın vampir olduğunu öğrendiğimde bende uzaklaşmıştım ondan.

Sonra ne mi oldu? Yapamadım... Tamam, belki tam olarak aynı değil ama içinde olduğu durumu anlayabiliyordum en azından. O da yapamayacak. Eğer onunla olması gerektiğini kabullenmezse, bir şeyleri göze almak için cesaret etmezse dağılır gider. İşte o zaman, hepimiz için gerçek kıyamet başlar. Karşımızda, öncekinden daha beter bir Damon belirir.

Ve bu hiç iyi olmaz... Hemde hiç!

Düşünceler arasında gözlerimin giderek ağırlaştığını fark etmem uzun sürmedi. Ben de fazla direnmedim ve uyumaya karar verdim.

Sabah erken sayılabilecek bir saatte kalkıp doğruca Stefan'ın yanına gittim. O saatte beni görünce ikisi de şaşırmıştı. Damon'a belli etmemek için oldukça normal davranıyordum. Stefan'ın gözlerinde ise dün neler konuştuğumuzu merak eden o derin bakışlar vardı. Biraz daha bekleyecekti o...

"Günaydın beyler."

"Sevgilim, hoş geldin."

"Ne erkencisin Elena?"

"Evet, bu sabah öyle oldu biraz. Sorun olmaz değil mi?"

"Saçmalama, elbetteki hayır."

Üstünde sadece siyah bir pantolon vardı Damon'ın. Stefan da tişörtünü giymeye çalışıyordu. İki aşırı seksi adamın arasındaydım yine. Stefan ile ilgili bir sorun yoktu ama Damon'a hala alışamamıştım. İnkar etmeyeceğim, fazlasıyla seksi. Her şeyiyle...

Tanrım, iyiki düşünceleri okuyamıyorlar.

"Nedir seni böyle güldüren Elena?"

"Hiç. Aklıma bir şey geldi de."

"Peki, öyle olsun."

Birlikte kahvaltı benzeri bir şeyler atıştırdık. Stefan'da, ben de Damon gitsin diye gözünün içine bakıyorduk resmen. O ise hiç umursamıyordu sanki. Bir şeyler yapıp gitmesini sağlamalıydım. Biraz yaramazlıkla, bunu yapabileceğimi biliyordum.

Koltukta kıpırdanıp Stefan'a iyice yaklaştım. Elimi tişörtünün altına sokup, hafif dokunuşlarla okşamaya başladım. Stefan'ın şaşkın bakışlarını görünce, zor tutmuştum kendimi gülmemek için. Daha da ileri gidip, birkaç sesli öpücük bıraktım boynuna ve dudaklarına.

"Hadi ama! Gerçekten mi?"

"Ne?"

"Odanız yok mu sizin?"

"Ama ben burada olmasını istiyorum."

"Bu... Bu biraz açıktı. Mesaj alınmıştır Elena, Damon kaçar."

"Hoşçakal Damon."

Damon ceketini alıp çıkana kadar oyunuma devam ettim. Ve bir süre daha... Etrafınızda vampirler varsa çok sessiz olmalısınız. Ya da bir oyun oynuyorsanız, anlamaması için uzun bir süre daha devam etmelisiniz.

Sonunda Stefan beni biraz kendinden uzaklaştırdığında artık tek başımıza olduğumuzu anlamıştım. Utanarak gülümsedim, o ise halinden oldukça memnundu.

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin