Bölüm 23

460 34 154
                                    

Damon;

Bu nasıl olmuştu? Klaus gelmişti... Ama onun Mystic Falls'a girişi sonsuza dek mühürlemiştik ya da belli ki yanılmıştık. Nasıl kırmıştı? Bu çok kötü şeylerin olacağının bir habercisiydi. Kapıda belirmesinin ardından çakan şimşek de bunu pekiştiriyordu. Hepsini bir kenara bırakıp Carmen'e odaklandım. Klaus'u gördüğündeki yüz ifadesi, davranışları garipti. Acaba köken olduğu için mi bu kadar etkilenmişti? Ben onu yakalayamadan Klaus yanımdan rüzgar gibi bir hızla geçerek Carmen'i tuttu bayılmadan önce.
Onu kucaklayıp kanepeye bıraktı dikkatle. Bu kadar nazik olması garip gelmişti.

"Nezaket benim kanımda var Damon."

"Yeni bir haber, basına iletirim."

"Şehre nasıl girdin Klaus?"

"Beni fazla hafife alıyorsunuz eski dostum."

Elena korkulu gözlerle Klaus'u süzüyordu. Hissediyordum endişesini. Çünkü Klaus onun için gelmişti yine. Elleri sıkıca Stefan'ın koluna kenetlenmişti. Belli etmek istemiyordu ama gözlerinden anlaşılıyordu.

"Amacın ne? Neden buradasın?"

"Her yerde beni aramıyor muydun Damon?"

"Evet."

"Ne? Buldun işte. Öğrenmek istediğin her şeyi öğrenebilirsin.''

"Damon... ''

Carmen uyanıyordu. Klaus ise elleri cebinde duvara yaslanmış öylece onu seyrediyordu. Amacı neydi? Ne yapacaktı şimdi? Evet, belki her şeyi öğrenebilirdim ama Elena tehlikedeydi artık. Ona bir şey olmasına da izin veremezdim.

Carmen gözlerini açar açmaz korkuyla Klaus'a baktı ve kendini iyice uzaklaştırdı ondan. Omuzlarından tutup, sessizce fısıldadım. Sakinleşmesi gerekiyordu, kalbi çok hızlı atıyordu ve bu onlar için tehlikeliydi.

"Sakin ol bebeğim, sana zarar veremez."

Istese tabii ki verirdi ama cesedimizi çiğnemesi gerekirdi, şimdilik verecek gibi durmuyordu zaten.

"O duyduğum kişi mi gerçekten?"

"Evet, o Klaus. Yani bir köken, ilk vampirlerden biri işte."

"Memnun oldum Carmen."

Elini nazikçe tutup, dudaklarına yaklaştırdı ve gülümseyerek bir öpücük kondurdu. Ama nedense Carmen'in ona bakışları hiç içten değildi.

"Bir şey söylemelisin bence. İngiliz'leri nazik bilirdim ben de."

"O delici bakışlarını üstümden çek, canımı acıtıyorsun Klaus."

O Klaus demesi öyle sertti ki! Sanki yıllardır tanışıyorlar da, aralarında süregelen bir savaş varmış gibiydi. Neden ona bu kadar öfkeli bakıyordu?

"Özür dilerim Carmen ama elimde değil. Sanırım bunun nedeni bir ilk olduğumu biliyor olması. Nasıl durduracağımı bilmiyorum."

"Senden korkmuyorum."

"Anlayabiliyorum."

"Bizi de konuşmanıza dahil edecek misiniz?"

"Evet, seni dinliyorum artık Damon."

"Bu kadar sakin olmana şaşırdım doğrusu. Bizi öldürmek isteyen birine göre yani."

"Artık istemiyorum."

"Çok garip. Nedense hiç inanasım gelmiyor."

"Beni arıyordunuz, ayağınıza geldim işte. Gör bak ne kadar naziğim."

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin