Bölüm 51

127 13 33
                                    

Carmen;

Artık ayakta durmakta zorlanıyordum. Görüşüm gittikçe bulanıklaşıyordu ve kendimi çok güçsüz hissediyordum. Klaus bunların olacağını başında söylemişti bana, normal süreçteydim yani. Yere düşmek üzere iken beni belimden yakalayarak dizlerimin üstüne oturtmuştu. Gözlerimin içine bakan mavi gözlerinde şüphe kırıntıları vardı. Söylediğim şeye takılmıştı belki de ama ikna etmek için daha fazla şey yapamazdım artık. Seçiminin sonuçlarına katlanmak zorundaydı, istediği olmasa dahi beni suçlayamazdıbu kez. Çünkü onu uyarmıştım, ben sıramı savmıştım açıkçası.

Ay tepeye yükselmek üzereydi, ensemdeki dövme cayır cayır yanıyordu. Giderek o geceki gibi ışıklı bir hal aldığına emindim.

''Sana bunu yaptığım için beni affet Carmen, böyle olsun istemezdim.''

''Biliyorum, sorun değil. Sen bana verdiğin her sözü tuttun, oğlumu kucağıma alabildiğim için her gün şükrediyorum Klaus, teşekkür ederim. Sana asla kızgın veya kırgın değilim, hakkın olanı istiyorsun. İtiraz edemem, yerinde ben olsaydım aynı şeyi yapardım.''

''Ama herkes senin yaptığını yapamazdı. Ben sadece cesur ve güzel bir anneye yardım ettim, sanırım bin yıllık hayatımda en iyi yaptığım şeylerden biri buydu.''

''Oğlumu gözetecek misin Klaus? Babası ve diğer akrabaları ona yardım edecektir ama senin de katkın olursa kendini güvende hissedecektir. Yanında olur musun?''

''Her zaman, ne gerekiyorsa yapacağım. Bunları düşünme sen, tamam mı?''

''Teşekkür ederim, minnettarım lordum.''

Klaus söğüt dallarından oluşan çemberden çıkıp önce Freya'yı, sonra da Elijah'ı etkisiz hale getirmişti. Elijah gördüklerine inanamıyordu, Klaus ona meclisi ve kurbanları öldürdüğünü söylediğinde yüzünde gerçek bir korku belirmişti. Harika bir görsel şölendi benim için, ölmeden onun da korkuyu iliklerine kadar hissetmiş olduğuna emin olacaktım.

Freya çok güçlü bir cadı olmasına karşın kurbanlar ve ayin yerinin enerjisi dolayısıyla çabucak teslim olmuştu kardeşine. Klaus ona karşı biraz daha merhametliydi, çünkü yıllar sonra yanlarına gelmişti ve Elijah'ın onu kullanmak için kandırdığına neredeyse emindi. Beni ilgilendirmiyordu, sadece onlarla insafsızca yüzleşmelerini izliyordum.

Freya bir anda ortadan yok olurken Elijah töreni izlemesi için ayık ve burada bırakılmıştı. İstemediği şeye dönüşmesini gözleriyle görmesini istiyordu Klaus. Benimle olan büyülerinin bozulduğunu da keyifle haykırmıştı yüzüne. Tarif edilemez bir zevkti bu anlara şahit olmak ama yeterli miydi? Kesinlikle hayır...

Tekrar yanıma döndüğünde alnıma hafif bir öpücük kondurarak özür dilemişti benden, sanırım başlıyordu. Sivri dişlerini boynuma batırıp sıkıca sararak bir süre kanımı içmişti. Durduğunda yüzünde farklı bir ışık belirdiğini görmüştüm, işe yarıyordu belli ki. Her bölüm arasında beklemesi gereken bir süre olduğunu da söylemişti. Beni ısırdığı yer iyileşmiyordu ve o kadar çok acıyordu ki, sanki içinde kurtlar vardı da yarayı derinleştiriyordu. Zehirli olmalıydı.

Sırada ne olduğunu biliyordum, kalbimi sökecekti ve bu acı da, macera da sonsuza kadar bitecekti artık. Elini kalbimin üstüne yerleştidiği an kulağıma ulaşan bir sesle ikimiz de gözlerimizi aşağı çevirmiştik. Bu Dean'di... Klaus'un bacağına sarılmış, ayakta durmaya çalışıyordu.

''Klaus dur, sakın yapma!''

''Sakin ol Carmen, ona asla zarar vermem.''

Aşağı eğilip onu sevecen bir gülümsemeyle kucağına alarak yanıma getirmişti. Buraya nasıl gelmişti oğlum? Büyümü geçmişti demek ki. Belki de anne oğul bağımızdan dolayı büyü gücüm ona etki etmiyordu.

DAVETSİZ MİSAFİR (DAMON SALVATORE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin