Yamaç derin bir nefes alıp diz çöktü. Yüzüğün kutusunu açıp karşısındakine baktı. "Biliyorum biz... iyi başlamadık. Düşmandık bi kere. Sen benim canımı yakmıştın, ben senin canını yakmaya çalışıyordum. Ama... seni tanıdıkça ben... bir şeyler oldu bende. Çünkü sen benden nefret etmen gerekirken beni koruyordun, kurtarıyordun ve ben... daha önce hiç bu kadar güvende hissetmemiştim senin yanında olduğum kadar."
"Sen hem benim nefesimi kestin, hem de yeniden nefes almamı sağladın... evet bunu ancak böyle açıklayabilirim. Ve söylemem lazım... bazen benim için fazla güzel olduğunu bile düşündüm. Tüm o intikam ve kinden ördüğün duvarın arkasında o kadar güzel bir insan vardı ki... Biz o duvarları yıktık ve arada hiçbir şey olmadan birbirimizin gözlerine bakabildiğimizde... işte o an ben sana aşık olduğumu anladım."
Yamaç karşısında şaşkınlıkla ona bakan kişinin elini tutup öptü. "Daha önce de kaçalım, gidelim buralardan diye konuşmuştuk. Hatırlıyorsundur... Ama şimdi, üç yıllık ayrılığımızın ardından diyorum ki : Kaçmayalım, burada, Çukur'umuzda bir hayat kuralım kendimize." Karşısındaki titrek bir nefes alıp ona gülümseyince Yamaç da gülümsedi. "Benimle evlenir misin?"
Salih birden "Bu teklif bana değil, değil mi lan? Efsun'a?" dedi. Yamaç gülüp "Yani seni de alırdım ama ablam beni döver yani..." deyince Salih başını salladı. "Evet döver." Yamaç yüzük kutusunu sallayıp "Eee? Cevap?" dedi. Salih "Ha evet." dedi ve sesini inceltip "Evet evet evet! Binlerce kez evet Yamaç!" dedi. Cumali onlara gülerken Yamaç kalkıp dizlerindeki tozu sildi. "Güzel oldu ha?"
Cumali çayından bir yudum alıp "Oldu oldu aslan parçası merak etme. Gelin kabul eder." dedi. "Ama sizi böyle görmesin aldatıldığını falan sanar. Maazallah." Salih ve Yamaç gülerken Yamaç "Yok ya. Biliyor zaten aramızdaki aşkı." dedi ve Salih'in elini tuttu. Salih de parmaklarını kenetleyip "Saadet bile biliyor abi." dedi.
Cumali gözlerini kısıp "Bazen gerçekten aranızdaki şeyin şakasına flört mü yoksa gerçek flört mü olduğunu çözemiyorum." dedi. Yamaç "Gerçek tabi ki de abi!" dedi. "Babamın oğlu ceketimi verir misin? Gidelim buradan. Aşkımızın kabul görmediği yerde bir dakika bile durmam."
Salih sahte bir ciddiyetle başını sallayıp "Hemen babamın oğlu." dedi ve ceketi tutup Yamaç'a giydirdi. Yamaç ve Salih yan yana çıktıklarında Medet çay ocağından onlara bakıp somurttu ve Cumali'ye döndü. "Sonra ben gereksiz kıskanmış oluyorum değil mi?"
***
Efsun ve Yamaç'ın dudakları ayrıldığında Yamaç Efsun'un yanağını okşadı ve "Seni seviyorum." dedi. Efsun da aynısını söyledikten sonra Yamaç "Tamam." dedi ve kollarını Efsun'dan çekip telefonuna ulaştı. Hemen Salih'i aramıştı. Telefon açıldığında Yamaç heyecan ve sevinçle "Evet dedi!" dedi. Salih heyecanla çığlık atıp "Heyt be! Biliyordum aslanım, biliyordum!" dedi. "Çok güzeldi teklif zaten lan, aferin."
Yamaç da sırıtarak "Hala inanamıyorum babamın oğlu, ben evleniyorum." dedi. Efsun parmakları dudağında gülümseyerek iki kardeşin konuşmasını dinlerken Yamaç ile aynı şeyleri hissettiğini fark etti. O da bir Koçovalı ile evlendiğine inanamıyordu.
***
Yamaç kabinden çıkıp aynanın karşısına geçti. "Bu nasıl oldu babamın oğlu?" Salih Yamaç'ın arkasını alıcı gözüyle süzüp "Bir de önüne dön bakayım." dedi. Yamaç kollarını açıp arkasına dönünce Salih aynı şeyi bu taraf için de yaptı ve "Meh... Bilemedim ya." dedi. "Poponu çok düz gösteriyor."
Cumali seçtiği takıma kravat ararken "Oğlum kime ne bebenin poposundan? Bu gayet güzel. Aynı çocuğuna denettirdiğin önceki kırk tanesi gibi." dedi. Salih "Kırk olmadı bir kere. En fazla dört tane denemiştir, abartma." deyince Cumali "Ha kırk ha dört. Aynı şey. Seç bir şey de evlensin şu çocuk hadi ya." dedi.
Medet "Evet abim ya. Bak kaç saattir buradayız." deyince Salih tek kaşını kaldırdı. "Biz saatlerce mağaza mağaza gezip kendimize Junior'un sünneti için takım bakarken hiç şikayet etmiyordun ama Medet Beyimiz?" Yamaç Medet'in arkasına geçip omuzlarına vurdu. "Kıskanıyor Salih'im, bırak." Medet sinirle "Ne kıskanacağım ya ne kıskanacağım? Bana ne!" deyince kardeşler gülmeye başlamışlardı.
Salih kalkıp "Medet'im. Senin yerin ayrı ama." dedi gülümseyerek. Medet bununla yumuşarken Yamaç dramatik bir şekilde "Benim yerimin ayrı olduğunu sanıyordum Salih!" dedi. Salih "Hayır, yanlış hatırlıyorsun Yamaç'ım. Benim yerim senin için ayrı. Yoksa sen kalbimde alalade bir yerdesin." deyince Yamaç kollarını göğsünde çaprazladı. "Alalade ha?"
Salih ona göz kırpıp "Aynen alalade. Taht gibi mesela." deyince Yamaç sırıtıp gözlerini kaçırdı. Cumali seçtiği kravatı takarken "Toplum içinde yapmasınız?" dedi. "Lütfen? Hani Selim bile gerçekten gay olmasına rağmen daha iyi saklıyordu." Salih ona bakıp "Bok iyi saklıyordu. Alnında bir tek gay yazmıyordu kardeşimin." dedi ve takımların arasına daldı. Bir tanesini bulup Yamaç'a getirirken "Yani kimse korumasına öyle bakmaz." dedi Selim için. Yamaç takımı alıp kabinin içinde kaybolurken "Abim dışında tabi." dedi.
Bu sözleri Salih'i güldürürken Cumali "Abim derken Selim'i kastetti değil mi? dedi garantilemek için. Salih başını iki yana sallayıp "Seni ve Kemal'i kastetti." dedi ve kendini koltuğa geri attı. Cumali geri çekilip "Ne alaka oğlum ya, bak ölünün arkasından! Ayıp." dedi ve aynaya baktı. Salih ona bakmadan "Olmuş işte abi." deyince Cumali "Sen niye beni Yamaç'ı taktığın gibi takmıyorsun ya?" dedi. "Ben de senin babanının oğluyum." Salih gülümsemesini bastırıp "Sen de mi kıskandın, dışlanmış mı hissettin sen kendini?" dedi. Cumali oflarken Salih gülümsemesini artık saklayamıyordu.
***
Salih müziği durdurup kadehini kaldırmıştı. "Evet, umm... damadın şahidi olduğum için bir konuşma yapmak istedim." Boğazını temizleyip devam etti. "Siz, ikiniz, gerçekten bok gibi başladınız şimdi yalan yok. Bok gibiydi." Düğündekiler gülerken "Ama anlıyorum yani anlamıyor da değilim. İntikam tatlı gözükür insana. Almak istersin." dedi. "İşler zaten intikamı alacağın kişiyi önemsemeye başlayınca boka sarar. Tecrübeye tabi konuşuyorum burada."
"Ama siz, başardınız. Benle babamın oğlu gibi... Karaca'mla... Azer gibi. Bu Çukur çok düşmanlığın dostluğa dönüşünü, dostlukların düşmanlığa dönüşünü gördü. Ama sizinki... en iyi 'düşmandan dosta' dönüştü. Umarım hep mutlu olursunuz."
Salih otururken herkes onu alkışlıyordu. Alkışlar azalınca Cumali Salih'e eğilip "En iyi 'düşmandan dosta' dönüşün sen ve Yamaç olduğunu düşündüğünü sanıyordum." dedi. Salih de ona biraz eğilip konuştu. "Yav o ilk sonra bizim dönüşümüz var, hatta biz o kadar döndük ki mesnevi olacaktık ama... bugün düğün günleri çocukların. Cömert davranmak istedim."
'Ello!
Yarın bölüm var! Yey!
Bu bölüm nereden çıktı diye sorarsanız Twitter'da konuşuyorduk ve dedim ki neden yazmayayım? Sonra da bu oldu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
FanfictionNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.