"Madem herkes savaş istiyor. Celalim, celasin, celali!"
Salih silahını çekip kanayan burnuna rağmen zalim ve meydan okuyan bir gülümsemeyle Yamaç'a bakarken birden nefesi düzensizleşip eli karnına gitti. Tökezleyip bakışlarını indiriken sol karnına elini koydu. Sıcacık sıvı anında eline bulaşırken Salih elini çekip baktı. Yamaç kanı fark etmesiyle endişeli bir şekilde ona bir adım atıp "Salih-" deyince Salih kanlı elini kaldırıp "Sakın." dedi. "Eserine daha yakından bakmaya kalkma bile Yamaç. Adamlarına da söyle... nişan almayı... öğrensinler. Ben böyle ölm-"
Salih cümlesini bitiremeden daha da tökezleyip yere düşerken Murtaza hemen ona koştu. Adamı düşmeden yakalarken Medet endişeyle yanına gitmişti yaralı adamın. "Abim." Murtaza ona sinirle bakıp "Şimdi mi geldi aklına?" dedi ve Salih'i omzuna alıp Ecevit'in yardımıyla arabanın arka koltuğuna yatırdıktan sonra "Siz onun dediğini yapın gene de Meke, Ecevit. Yapmadığınızı öğrenirse daha çok kızar." dedi. Ecevit başını sallayıp herkesi arabaya bindirirken Murtaza Koçovalılar ve ekibine son bir hayal kırıklığı dolu bir bakış atıp arabaya binip gitti.
Yamaç az önce yaşananları sindirip şoktan çıkmaya çalışırken Cumali onu sarsıp boğuklaşan sesiyle "Yamaç, hadi oğlum. Hadi bak Salih vuruldu." dedi çaresizce. Yamaç hala kendine gelmeyince Cumali ona tokat attı sertçe. Yamaç ona bakıp "Abi, Salih." dedi. Cumali başını sallayıp "Evet, hadi. Hadi oğlum." dedi. "Onu yeterince yalnız bıraktık Yamaç, hadi."
***
Murtaza ameliyatın bitmesini beklerken gergince bir ileri bir geri ilerliyordu koridorda. Ayşe ve Akın'ın sesini duyunca durup başını kaldırdı ve ona koşan Akın'a sabitledi gözlerini. Akın onu omuzlarından tutup "Amcam. Amcam nasıl?" dedi. Murtaza çocuğu sakinleştirmek istercesine "Bir şey yok Akın. İyi olacak. O hep bir yolunu bulur, bilmiyor musun?" dedi. Akın başını iki yana sallayıp "Amcam, en onu da- o da olmaz." diye sayıklarken Ayşe oğluna sarılıp "Annecim bak Murtaza dedi ya işte. Bir şey olmayacak amcana." dedi.
Akın annesine sarılarak sakinleşirken Karaca bir rüzgar gibi eserek koridora girmişti. Gözlerini avına sabitlemiş bir şahin misali Murtaza'ya gidip "Amcam?" dedi. Murtaza "İyi olacak, şimdi ameliyatta." dedi. Karaca başını sallayıp yol boyunca düşmesin diye uğraştığı birkaç yaşın kaçmasına izin verdi. Celasun onun omzuna dokunup onu rahatlatmaya çalışırken Karaca yaşlarını silip "Meke olay Çukur'da oldu dedi. Kim? Nasıl? Çukur'a nasıl silah girdi?" dedi. "Bizim olması diye üç yıl kıçımızı yırttığımız olay bu gece nasıl oldu?!" dedi.
Murtaza bir an ne diyeceğini bilemedi. Kıza "Amcan, amcana suikast düzenletti." diyemezdi ki. Murtaza'nın duraksadığını fark eden Karaca adamın üstüne yürüyüp "Biliyorsun. Ne? Kim? Murtaza sen kimi koruyorsun?" dedi. Murtaza bu baskıya dayanamayıp "Yamaç." dedi.
Bunu duyan Akın abşını annesinin omzundan kaldırıp burnunu çekti ve "Ne olmuş Yamaç amcama?" dedi. Murtaza iki kardeşe bakıp "B-Biz Yamaç Çukur'da silah satamasın diye onun aldığı silahları çaldık. O da geri alıp peşimize adam göndermiş. Kahveyi taradılar." dedi. Karaca kalakalırken Akın gülüp "Hayır." dedi. "Yapmamıştır." Kimsenin ona destek çıkmadığını fark edince onlara bakıp şüpheye düşerek "Yapmamıştır." dedi. "Yapmamıştır değil mi? Celasun? Karaca? Yapmamıştır desenize."
Akın onlara neredeyse yalvararak bakarken Yamaç ve Cumali koridora dönmüşlerdi. Karaca onları fark edip içinde her adımda artan bir öfke ve nefretle onlara ilerledi. Yamaç kızı görüp kollarını uzatarak "Karaca-" deyince Karaca onu yakalarından tuttuğu gibi duvara dayayıp sinirle yüzüne baktı. Normalde olsa asla yapamayacağı bu hareket Yamaç'ın eriyen kasları sayesinde kolay olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
FanfictionNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.