Zaman : Birinci sezon finali. Daha kimse taranmadı. Sena ve Yamaç da hiç ayrılmadılar.
"Vay vay vay. Babamın oğlu değil mi bu yauv."
Yamaç gülerek arabadan indi. "Salih. Beni geç, ablam nerede? Yeğenim nerede?" Salih "Çüş Yamaç. Daha kaç ay var oğlum doğuma. Sakin. Allahsın izniyle alacağız kucağımıza." dedi. Yamaç gülüp ona sarılırken Sena da arabadan inmişti. Gölün ve doğanın temiz havasını içine çekti ve "Ya Salih burası çok güzel olmuş." dedi. Salih ona gülümseyip "Sağ ol yenge." dedi bunun Sena'yı sinir edeceğini bilerek.
Sena ona pis pis bakarken karnı iyice büyümüş olan Saadet onlara ilerliyordu ve kocasının dediğini duymuştu. "Salih! Kız sevmiyor işte 'yenge' denilmesini. Demesene." Salih gözlerini devirirken Saadet ve Sena sarışmışlardı sıkıca. Salih Yamaç'ı dürtüp "Bak bak bak. Sanki yıllardır görüşmüyorlar." dedi. Yamaç başını salladı. "Sena sen bana böyle sarılmıyorsun ya. Tamam."
Sena ve Saadet ayrılınca Saadet "Ay, götüm. Sana ne acaba?" dedi. "Karını kimden kıskanıyorsun sen?" Yamaç şaşkınlıkla ona bakıp "Abla? Sen küfür mü ettin az önce?" dedi. Saadet duraksadıktan sonra alnına vurdu. "Hay ben... Ya bu deliyle aylarca aynı evde kalınca bana da geçti. Öf, özür dilerim kuzum." Yamaç gülerken Salih "Aşk olsun Saadet. Ben o kadar küfür etmiyorum." dedi. Yamaç ona baktı. "Ediyorsun ama." Salih ona gülümsedi. "O sana özel canımın parçası."
***
Aslında her hafta yaptıkları gibi göl kenarına kurdukları sofrada kahvaltı edeceklerdi ama Saadet üşendiği için Erbaa'da bir kafede edeceklerdi kahvaltıyı. Yamaç arabayı sürerken Sena ön koltuktan arka koltukta oturan çifte baktı. "Medet nerede Salih?" Salih gözlerini karısından alıp elini onun karnından çekmeden "Valla 'Ben ava çıkacağım abi.' dedi ve gitti. Gene komşunun hayvanlarını vurmasa bari." dedi Sena'ya bakarak.
Sena başını sallayınca Yamaç "Medet iyi nişancıdır. Halleder o." dedi. Salih "Laf mı soktun sen benim Medet'ime?" deyince Yamaç dikiz aynasından ona baktı. "Hissettin mi Vartoluuu?" Salih başını sallayıp "Hissetmem mi Rakenrolcuuu." dedi. Bununla ikisi de gülerken Saadet "Ay bakın ne zaman kavga edip ne zaman barış olduğunuzu çözemiyorum artık." dedi. "Ayrıca Vartolu Martolu nedir ya? Çocuk duyabilir."
Salih "Çocuk nasıl duysun Sadiş, daha küçücük." dedi. Saadet ellerini sanki bebeğinin kulaklarını kapatmaya çalışıyormuş gibi karnına koyup "Olsun Salih! Demeyin öyle şeyler." dedi. Salih "Ha sen küfür ederken sorun yok ama değil? Çocuk onu da duymaz mı?" deyince Saadet onu ittirip göğsüne tokatlar atmaya başladı. "O sayılmaz. O benim kastetmediğimi anlar Salih, önemli olan niyet." Salih gülüp Saadet'in ona zerre acı vermeyen tokatlarını atmasına izin verirken Sena gülümseyerek onlara bakıyordu.
Yamaç da karısının bakışlarını takip edince mutlu çifti gördü. "Sena. Sen de hamile kalınca beni böyle dövmesin değil mi?" Sena önüne dönüp "Valla Yamaç-" dedi ve "Saadet küfür edeceğim çocuk duymasın." dedi hemen arkaya dönerek. Saadet kocasına vurmayı bırakıp karnını kapadı gene. Sena da devam etti. "Amına bile koyarım. Gazapizm açmasını bilen bi sen değilsin."
Bunu duyan Salih kendini tutamayıp gülerken Saadet de kıkırdamıştı. Yamaç ise somurtup "O nasıl laf şimdi ya?" dedi. "Amına bile koyarımlar falan? Salih! Karımı bozdun!" Salih "He amina koyayım o da benim suçum." deyince Saadet sinirle "Ya şu Sena kadar olamıyorsunuz ya!" dedi. "Bakın kız nasıl efendi efendi küfür etmeden önce haber verdi. Siz direkt pata küte. Ayıp ayıp."
***
Kahvaltılarına başladıklarında konu bir şekilde Çukur'daki anılarına gelmişti. Herkes bir anısını anlatırken Saadet daha çok Salih'in çocukken yaptığı şapşallıkları anlatıyordu. Duvara yazılan S kalp S anısında Sena "Aww. Çok tatlısınız ya." demişti dayanamayıp. Yamaç'ın mezarlık taşı anısında Salih biraz utanıp gözlerini kaçırmıştı ama Yamaç onu rahatlatıp "Benim aldığım en güzel hediye o." demişti. Salih, eski evini kırıp dökerken araya müzikle dalan Yamaç'ı anlatmıştı. Medet detayına iki kadın da katıla katıla gülmüştü ve Yamaç'a zorla taklit yaptırmışlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/241644682-288-k486482.jpg)