VarYam 10 // Avcı ve İblis

730 32 55
                                    

Zamanı siktir edin, evren farklı. Sadece Yamaç ve Cumali kardeş ve insan. Salih de bir iblis. Bu üçü canavar avlıyorlar. Bu kadar. Devam.




Yamaç silahındaki mermileri kontrol edip "Abi sen hazır mısın?" dedi. Cumali "Çoktan oğlum ben seni bekliyorum." deyince Yamaç etrafa bakındı. "Salih daha az önce buradaydı ya, nereye gitti?" Cumali "Cadıyı gözlesin diye ben gönderdim onu. Bir daha kaçırırsak bu kadını, bir daha asla bulamayız ve daha bir sürü insan ölür." dedi. Yamaç başını salladı. "Haklısın. E mermilerin de hazırsa girelim." Cumali "Salih'i arasana." derken Salih birden yanlarına ışınlanmıştı.

Yamaç kaç kere dese de kavgalara bile üç parça, özel dikim takımlarıyla girme konusunda inat etmiş olan Salih onlara bakıp "Cadı hala orada. Bir şeyler karıştırıyor ama, sanırım yeni bir büyü için. Dikkatli olalım." dedi. Cumali başını salladı. "İyi. Yamaç'la siz ön kapıdan girin, ben de arkasından kıstırayım. Halledelim artık bu işi." Yamaç gülüp "Halledelim de üç gün uyu değil mi?" deyince Salih "Uyumuyor ki sıkıntılı herif." dedi.

Cumali kaşlarını çatıp "Sen de uyumuyorsun Salih Beyciğim." deyince Salih "Ben bir iblisim gerizekalı. Yemek yemeye ya da uykuya ihtiyacım yok. Ben sizden üstünüm, dünyevi şeylere ihtiyacım yok benim." dedi çenesini kaldırıp. Cumali gözlerini devirip "Yorma beni de siktir git, hadi." dedi. Salih gülümserken Yamaç'la barakanın ön tarafına yaklaştı.

Yamaç önden ilerleyen iblisin tamamen kırmızı olan sağ gözüne bakıp "Krallarla falan konuştun mu?" dedi. Salih oflayıp "Sırası mı şimdi Yamaç?" dedi. Yamaç "Sırası tabi ki de." dedi. "Biliyorsun onları alt edebiliriz senin için. Seni öyle istedikleri gibi kullanamazl-"  Salih durup ona baktı. "Yamaç. Cehennemin Üç Kralı'ndan bahsediyoruz. Baykal, Cengiz ve Cumali. Onları siz iki kardeş bir de düşük rütbeli bir iblis olan ben alt edemeyiz. Onlar ebemizi siker, sizi sonsuz işkenceye alırlar Cehennemde, beni de yakarlar, olur biter. Bırak, istediği gibi kullansın Cumali şimdilik beni."

Yamaç onun haline üzülürken Salih elini cebine sokup kapıya uzandı. Yamaç fark ettiği şeyle onu durdurup "Silahın nerede?" dedi. Salih ceketinin kol kısmına sakladığı obsidyen hançeri çıkardı. "Silah kullanmam ben." Yamaç onun havalı tavrına gözlerini devirip tekmeyle kapıyı kırdı.

Karşılarındaki cadı elindeki kitapla kalakalmıştı. Salih gülüp "Yolun sonu artık Efsun!" dedi. Yamaç içinde cadı öldüren mermilerin olduğu silahını kadına doğrulttu. Cumali de arkadan yaklaşıyordu. Efsun karşısındaki ikiliye bakıp sırıttı. "Çok yanlış zamanlama beyler." dedi ve önünde kaynayan kazanı yere döküp Latince kelimeler mırıldandı. Kazanın içindeki sıvı Yamaç'la Salih'in ayaklarına kadar gelip ayakkabılarına bulaştığında Yamaç kokudan nefes alamaz olmuştu. Öğürüp göğsünü tutarken Cumali silahını ateşlemişti ama Efsun çoktan o anki dikkat dağınıklıklarından faydalanıp kaçmıştı.

Cumali kardeşinin yanına gidip onu tuttu. "Yamaç? İyi misin?" Yamaç azalan dumanların etkisiyle başını sallayıp daha rahat nefes alırken Salih ondan daha iyi durumdaydı. Ne de olsa onun bedeni insanlarınkiyle bir değildi. Ama o da kusma isteğini zor bastırıyordu. Yamaç'a bakıp "İyi misin sen?" dedi ve istemsizce genç adamın yanaklarını avuçlarına aldı.

Yamaç ona hülyalı bir şekilde bakıp sağ yanağındaki elini tutarak avuç içini öptü. "Ben iyiyim. Sen?" Salih ona gülümseyip "Sen iyiysen ben nasıl kötü olabilirim ki?" dedi. Yamaç iç geçirip ellerini onun boynuna koyup dudaklarına uzanırken hala orada olup her şeyi görmek zorunda kalan Cumali "Ne oluyor lan!" dedi. Salih ve Yamaç irkilip birbirlerine yaklaşmayı bıraktılar ve ona baktılar. Salih "Bir an yaşıyoruz, görmüyor musun?" dedi ona araya girdiği için kızarak.

Çukur One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin