Not : Normalde sonuna kadar Celkarcıyımdır ama bu kurgu çok hoşuma gidiyor. Çünkü Salih ve Karaca benim bebeklerim ❤️
Azer'in telefonu çaldığında oflayıp açtı. Korumalardan biriydi arayan. "Abi, buraya gelsen iyi olacak." Azer söylene söylene merdivenlerden inip bahçeyi geçmiş ve korumanın olduğu yere gelmişti. "Ne oldu ne var?" dedi korumaya sertçe. Yanlarından bir ses "Çocuğa bu kadar sert yapma yauv." dedi. "Sadece işini yapıyor o."
Azer sesin sahibine döndüğünde "Sen..." dedi. Salih başını salladı. "Evet. İnan bana garip olduğunun farkındayım." Azer korumalara bakıp "Başka bir yere gidin hepiniz, yalnız bırakın bizi." dedi. Korumalar gidince Azer "Ne istiyorsun? Bir de gelmişsin utanmadan." dedi. Salih gözlerini devirip "Gül yüzüne gelmedik herhalde." dedi. "Evlendiğin kişi benim yeğenim. Aslanım. Onun için geldim. Yalnız, ailesiz hissetmesin diye."
Azer onu süzdü ve ciddi olup olmadığını tarttı. Salih "Yüzü asık oturuyor değil mi şu an? İnsanlara gülümsediğini görüyorsun ama içten değil. Saklamak için." dedi. "Düğün gününde gerçekten sevdiğin kadının böyle hissetmesini mi istiyorsun?" Azer omuzlarını düşürdü. "Hayır." Salih başını salladı. "Bak; ben senden nefret ediyorum, sen de benden. Eyvallah. Ama Karaca'yı seviyoruz ikimiz de. Onun için, bu gecelik barış yapalım. Ne dersin?"
Azer biraz düşündü ama vereceği karar barizdi. "Tamam. Onu mutlu edecekse her şeye varım." Salih gülümsedi. "Tamamdır. Bekle." dedi ve park ettiği arabaya gidip kapıyı açtı. İçeriden güzel bir kadın çıkmıştı şık bir elbisenin içinde. Kadın "Ay Salih kaç saat konuştunuz bu kadar ya." diye söylenirken Salih "He Saadet. Bir şeyime de laf etme yauv." dedi. Saadet arka koltuğu açıp eğilip bir şeyler yaparken Azer "O kim?" dedi. Salih ona baktı. "Karım, Karaca'nın halası sayılır. Garip bir durum boş ver."
Kadın kucağında minik bir takım giymiş bir çocukla doğrulup kapıyı kapatmıştı. Saadet çocuğu babasına verip "Karaca nerede?" dedi Azer'e. Azer "Şey, eve gir, gösterirler." dedi büyük beyaz konağı gösterip. Saadet gülümseyip "Sağ ol damat." dedi ve eve ilerledi. Salih oğlunu pışpışlarken Azer "Beni kabullenmiş mi o?" dedi. "Tüm aile benden nefret ediyor sanıyordum." Salih "E o kabul etmeyecek de kim edecek?" dedi. "Kalbi büyük karım benim."
Salih, bebek ve Azer yavaşça düğün alnına yürürken Azer gerginliği azaltmak için "Adı ne?" dedi. Salih oğluna bakıp "İdris junior." dedi gülümseyerek. Azer başını salladı. Salih "Üç yaşına girecek işte yakında." dedi. Azer bebeğe bakarken dikkatini çeken şeyle "Çocuğa da mı kırmızı mendil taktın?" dedi. Salih "Tabi ki de." dedi. "Çok yakışıklı oldu." Çocuk gülerken Azer de gülümsedi.
***
Karaca kapısı çalındığında "Gel." dedi titreyen sesiyle. Azer'le evlenmek istiyordu ama ailesiz olacağını bilmek çok koyuyordu. Bir daha Akın ve İdris'i göremeyecek olmak, babaannesi ve Saadet ablasının yemeklerini yiyemeyecek olmak, Celasun ve Meke ile Çukur'da gezemeyecek olmak, amcaları olmadan...
Kapı açıldığında "Bugün evleniyorsun kız, acık gül." dedi Saadet. Karaca hemen ona döndü. "Abla?" Saadet ona gülümseyip kollarını açtı. Karaca hiç itiraz etmeden ona sarılınca Saadet duvağının üstünden nazikçe kızın saçlarını okşadı. Karaca ondan ayrılınca "Annem?" dedi. Saadet "Şey... annen gelmedi kuzum." dedi. Karaca omuzlarını düşürüp "Ha... tamam." dedi. Saadet onun kollarını sıvazlayıp "Ama ben ve Salih amcan geldik. Bir de Junior'u da getirdik. Amcan takım giydirdi küçücük çocuğa." dedi. Karaca güldü. "Çok yakışıklı olmuştur." Saadet başını salladı. "Öyle tabi."
Saadet kızın ellerini tutup ona uzaktan baktı ve "Çok güzel olmuşsun kuzum ya." dedi. Karaca ona gülümseyip "Teşekkürler." dedi. Saadet "Düğünün başlamasına az kaldı ama gel biraz konuşalım önce." dedi. İkisi de odadaki yatağa oturduklarında Saadet "Heyecanlısın değil mi?" dedi. Karaca başını salladı. "Evet. Ama biraz da... sanki onu size seçmişim gibi oldu." Saadet hemen "Hayır hayır kuzum öyle düşünme." dedi. "Bak, ben de aynısını yapmadım mı amcanla evlenirken?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
FanfictionNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.