Zaman : İlk VarCum sarılmamız
Salih çökmek üzereydi. Yamaç'la konuşmak bir şeydi ama şu an, Çukur'da, Cumali'nin karşısında durmak apayrıydı. Omuzlarında bir yük varmış gibi git gide ayakta durması zorlaşıyordu. Dizleri titriyordu. Cumali Salih'in dağınık saçlarını parmaklarıyla hafifçe iterek onun yüzünü tuttu. Salih hala ona bakamıyordu utancından.
Cumali ona bir süre baktıktan sonra hafif bir tokat attı sadece. Yamaç gülümsemişti. O da biliyordu çünkü, Cumali abisi isterse tek tokatıyla koca bir adamı yere devirecek güçteydi. Ama Salih'e vuramamış, eli gitmemişti.
Salih tokattan sonra savrulduktan daha fazla dayanamayacağını anlayıp kendini bıraktı. Başı abisinin göğsüyle buluşur buluşmaz Cumali kollarını ona sarmıştı. Onun sırtını sıvazlarken "Geçti gitti Salih. Bitti gitti." diye fısıldadı. Salih başını iki yana sallarken ağlamamak için kendini kastı.
Salih'in Çukur'a geldiklerinden beri korkudan pır pır atan kalbi, abisinin kollarında sakinleşip yavaşlatıyordu hızını. Cumali de farklı değildi. O masada Saadet konuşmaya başladığından beri göğsünde sıkışan bir bir şey vardı. Sanki ruhu ona çığlık atıyor, Salih'i istiyordu. Kardeşinin orada, yanında, dizinin dibinde olması lazımdı. Başka bir yerde, başka birinin yanında değil.
İkisinin de ruhu, kardeşlerine duydukları özlemden can çekişmeyi bırakmıştı. Yakınlıktan rahatlıyor, sakinleşiyordu ikisi de. Nefesleri birbirine uyup belli bir ritme otururken Salih anlık bir cesaretle "Özür dilerim." dedi. "Ben... koruyamadım." Cumali ona daha sıkı sarılıp bir sır verirmiş gibi "Sen hepimizden daha iyi korudun Salih." dedi. "Senin sayende uyudum ben rahat rahat. Korkmadan etmeden, tetikte beklemeden uyudum ben sayende."
Salih hıçkırıp başını iki yana salladı. "Karaca'nın vebali... benim boyn- Koruyamadım abi." Cumali onu kendinden uzaklaştırıp kızaran, suçluluk dolu gözlere baktı. Acıyla gülümsemeye çalışıp "Selim'in vebali de benim boynumda Salih." dedi. "Ben de o adama güvenip tapuları emanet etmeseyd-" derken Salih'in ona sıkıca geri sarılmasıyla susmak zorunda kaldı. Salih onun boynuna sıkıca sarılıp "Değil. Değil, Selim senin yüzünden gitmedi." dedi.
Şu halinde bile abisini düşünmeden edemiyordu.
Cumali de ona kollarını sarıp sıktı onu iyice. "Eğer kendini Karaca için suçlamayı bırakırsan Salih, ben de Selim için bırakırım." dedi sonunda. Salih hafifçe geri çekilip ona baktı. Yutkunup "Tamam." diye fısıldadı sonra ve abisine sarılmaya geri döndü. Salih bunu dese de biliyordu öyle bir şeyin olmayacağını. İkisi de kendilerinden nefret eden iki koca adamdı. Kendilerini suçlamayı asla bırakmayacaklardı. Ama en azından kardeşlerinin onları bunlara rağmen seveceğini bilmek iyiydi.
Bu konuşmadan sonra ikili sokak ortasında, gözleri kapalı bir şekilde birbirlerinin kollarında durup sarılırken kapıda Salih'le konuşmak için bekleyen ahali sıkılmaya başlamıştı. Ve sıkılan sadece onlar değildi. İdris daha da sıkılmıştı. Sonunda oflayıp "Ba-" diyerek koşarken Yamaç amcasını onu yakalayıp kucağına aldı ve "Girme len aralarına. Bekle biraz. Baban zaten. Görüyorsun her gün. Sabır." dedi.
İdris amcasına bakıp "Ama babam..." diye sızlanırken Yamaç başını salladı. "Evet, evet biliyorum babanı özlemek ne demek ama bekleyeceğiz." İdris oflayıp Yamaç'ın kucağında beklemeye başladı. Ama ikili etrafında olanlardan habersiz sarılmaya devam ediyordu.
Sonunda avludaki Damla "Ben kimse araya girmezse yarım saat daha böyle kalacaklarına dair iddaaya girerim." dedi birden. Akın başını sallayıp cebinden bir miktar para çıkartıp "Kırk dakika diyorum. Bahse girmek isteyen." dedi. Yamaç İdris'le onların yanına gidip "Bahis mi oynuyorsunuz abilerim üstünden ya?" dedi. Saadet ona cevap için "Yarım saat diyorum ben de." dedi. Yamaç şaşkınlıkla alınan notlara ve çıkan paralara bakarken sırıtıp "Ben de. Beş dakika bile sürmeden ayrılırlar diyorum. Çok da şey değil." dedi ve cebinden para çıkartıp ortaya koydu.
Bahisler kapanınca herkes beklemeye başlamıştı. Efsun dakikayı tutuyordu. Yamaç ona eğilip "Kaç dakika oldu hayatım?" dedi fısıldayarak. Efsun "Dört." diye fısıldayınca Yamaç sırıtıp İdris'i kucağından indirdi. İdris "Baba!" diye çığlık atıp ikilinin sarılmasını bozarken Akın amcasına bakıp "Hile yaptın!" dedi. "Bu sayılmaz. Valla parayı vermem!" Yamaç paraları gene de alıp "Biz hile yapmayı Vartolu Sadettin'den öğrendik oğlum. Kendini benimle bir tutmayacan." dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
Hayran KurguNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.