Üçüncü sezon finali ama burada Salih de var
Yamaç içeceğinden bir yudum alıp "Bu arada..." diyerek masanın dikkatini çekti. "Karaca'yı Celasun'la evlendirmeye karar verdim." O sırada su içen Salih'in boğazında kalan yudum adamın öksürmesine neden olmuştu. Saadet onun sırtına vururken Salih kendine geldi ve toparlanıp yalandan gülümseyerek "Öyle mi Yamaç?" dedi. "Sen mi karar veriyorsun artık bu tür şeylere?"
Yamaç Salih'e bakarken masada garip bir sessizlik olmuştu. Selim başını sallayıp Salih'in varlığından aldığı cesaretle "Cidden Yamaç, hayırdır? Kızımın bize söylemediği ama sana söylediği bir şey mi var?" dedi. Yamaç "Bunu sonra konuşuruz abi ama kararım kesin." dedi. Salih ufak bir şekilde gülüp "Yerim senin kararının keskinliğini, canım kardeşim." dedi sessizce ama karşındaki ve yanındaki Nehir duymuştu.
Yemek bitip çalışma odasına geçtiklerinde dört kardeş oturdular. Salih "Hayırdır?" dedi. "Karaca ve Celasun ne alaka? Bak bunu birkaç sene önce söylemiş olsan atlardım hemen ama şu an biraz olmadı sanki ha?" Selim son yorumu görmezden gelip "Salih haklı Yamaç, ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi. "Kızımın hayatıyla ilgili böyle büyük kararları verecek konumda falan değilsin o koltukta oturuyorsun diye."
Yamaç iç geçirip "Karaca ve Azer... Birliktelermiş." dedi. Cumali "Ne?" derken Yamaç "Sakin ol abi, devam eden bir şey yok. Karaca bu eve gelerek onu bitirdi, ya da ben öyle sanmıştım çünkü görüşmeye devam ediyorlarmış." Salih "Yani?" dedi sabırsızca. Yamaç "Yanisi Salih, eğer Azer Karaca'nın evleneceğini duyarsa geri çekilir. O tür adamlar başkasının nişanlısına falan bakmaz." dedi.
Salih gülüp "Senin bir bok bildiğin yok aslanım." dedi. Selim başıyla onaylarken Salih "Çünkü hatırla, en son birisi gene bu ailenin bir kızını düşmanlarının canını yakmak için evlendirmeye kalktığında o adam geri çekilmemişti, aksine taramalı tüfeklerle düğünü basmaya geliyordu." dedi. "Azer'in de aynısını yapmayacağı ne malum? Kanlı bir düğün daha mı olsun? Celasun yeterince bok gibi düğünler görmedi mi? Ya da Karaca? Ailesi ve sevdiği adam arasında kalmak zorunda mı?"
Yamaç oflayıp "Azer'le sen aynı değilsiniz." dedi. Salih "Benziyoruz ama Yamaç!" dedi. "Yanlış yapıyorsun. Bu yaptığın onu daha çok kızdırır, daha çok kinlenir bize, daha çok zarar verir." Cumali biraz düşünüp "Hiç istemesem de Salih haklı Yamaç. Azer'i daha fazla kızdırır bu." dedi. "Birbirlerini unutana kadar görüşmelerini engellesek?" Yamaç "Yok abi kaçar Karaca bir şekilde gene." dedi. Salih gülümseyip gururla "Kaçar." diye onayladı kardeşini.
"Yamaç, abiler... Bir fikrim var ama önce dinleyin adam gibi, sonra kızın tamam mı?" dedi Salih birden. Üçü de ona dönünce "Karaca'yı evlendirelim." dedi. "Ama Azer'le-"
Cumali anında "Hayatta olmaz!" derken Yamaç "Kafayı mı yedin?" dedi hiddetle. Selim "Dinleyen bir şu adamı!" diye bağırdı ve "Devam et sen de Salih." diye ekledi sesler kesilince. Salih başını teşekkür edercesine sallayıp "Azer'le evlendirelim çünkü aşkın, sevginin, aile kurma hayalinin onun gibi bir adama neler yapabileceğini biliyorum. Kızın ailesi düşmanı olsa bile tutunur o hayale. Bırakmaz." dedi ve uzaklara dalıp gülümsedi.
"Uysallaşır. Sırf sevdiği kadın ondan soğumasın, ona kırılmasın diye önce ailesi hakkında kötü konulmayı bırakır. Sonra onların işine taş koymayı bırakır kadının canı sıkılmasın diye. İntikamından vazgeçer sırf sevdiği kadın onu düşman bellemesin, aşkı bitmesin diye. Ben sırf o yüzden yaşattım; sırf o üzülmesin, o bana kızmasın diye yaşattım ailesini. Şansım vardı, hepsini mahvedebilirdim ama durdum. Sırf o onların ardından ağlamasın diye. Aşk adama bunları yaptırabiliyorken... bence izin verelim. Bizim dize getiremediğimiz adamı Karaca dize getirsin bizim için."
Üç kardeş Salih'e bakarken Yamaç gözlerini kırpıştırıp "Tamam ben soruyorum." dedi. "Sen bizim aileden intikamını Saadet üzülmesin diye mi almadın?" Salih kaşlarını çatıp "Saadet ne alaka lan?" dedi. "Ha siz ben öyle anlatınca, ha tamam... Yok lan, ne Saadet'i. Alakası yok. Tch." Cumali hafifçe gülümseyip "Kimden bahsediyordun lan o zaman içli içli?" dedi. "Bilmediğimiz bir yengemiz varsa söyle, vallaha kimseye bir şey demem."
Salih gergince gülüp "Yok abi ne alakası var..?" dedi. "O... biz yollarımızı ayıralı çok oldu. Unutmuştur beni yani." Yamaç koltukta geriye yaslanıp "Sen unutmadın yani?" deyince Salih "Konu neden bana döndü şu an? Karaca diyorduk. Karaca kızım sen de çık o kapının ardından, hiç saklanamıyorsun." dedi.
Bir süre sonra kapı açılınca onları ilk andan beri dinleyen Karaca içeri girmişti. "Merhaba." Selim kızına gülümseyip "Eee dinledin bizi. Ne diyorsun?" dedi. Karaca omzunu silkip "Celasun'la evlenmem ben, hayır." dedi. "Akşın'ın acısı bu kadar tazeyken olmaz." Cumali derin bir nefes alıp verdi ve yeğeninin omzunu tuttu destek olurcasına.
Salih onlara gülümseyip "Ya Azer?" dedi. "Onu seviyor musun?" Karaca başını salladı. "Evet. Evet ama ailemi de seviyorum ve eğer siz olmaz derseniz... bir şey diyemem." Salih Karaca'nın mutsuzluğunu belli etmemeye çalışan yüzüne bakıp ardından Yamaç'a döndü. Yamaç Salih'e ve abilerine teker teker baktıktan sonra kalktı ve Karaca'ya ilerledi. Yeğeninin alnını öpüp "Bizden özür dileyecek ama senin o Azer." dedi. Karaca boş bulup "Siz de ondan tabi." dedi. Amcaları ona bakınca Karaca "Ne?" diye isyan etti ufak çaplı. "Neticede sadece o saldırmadı. Siz de adamın evine bir ordu adamla geldiniz amca."
Salih sırıtıp "Sonra sen kapıyı açıp onları kovdun." deyince Karaca utanıp ona gülümsedi. Salih başını iki yana sallayıp Selim'e döndü ve "İlk gün dediğim şeyin hala arkasındayım Selimcim. Senin bu kızındaki t-" deyip durdu ve küfür yerine koyabileceği bir şey düşündü. Selim "Cesaret?" deyince Salih "Hah, o olur." dedi. "Senin bu kızındaki cesaret hiçbirimizde yok. Bu kıza iyi bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukur One Shots
FanfictionNe yaptığımı sorgulamayın, Çukur Fandom'ın buna ihtiyacı var.