Çukur yaş konusunda bok gibi olduğu için ben gene liste bırakıyorum buraya. Ona göre okuyun. İlk sahnedeki yaşları bu.
Cumali 59
Kahraman 57
Damla 51
Selim 48
Salih 48
Hilal 46
Yamaç 41
Efsun 40
Karaca 28
Akşın 28
Akın 26
Yasmin 25
Acar 23
Mücahit 20
Umut 16
Masal 16
Asiye 16
Nejan 13
Melek 7
Öykü 6
Gülsena 3
Salih heyecanla bir ileri bir geri yürürken Hilal "Aşkım bu kadar heyecanlanma, alt tarafı Gürcan geliyor." dedi. Adam ise yerinde hala durmuyordu. "Kızının düğünü için geliyor ama karam!" dedi. "Kızı oldu, bir de evleniyor!"
Hilal gülümseyerek sustu ve kitabına geri döndü. O sırada Salih hala konuşuyordu bıcır bıcır. "Hayır bak onun kızı 18 yaşında, o bile evleniyor ama bizim Acar'la Müco'da tık yok. Sıpalar. Hayır okul da okul tamam, okulunuz var. Ama bu Acar mezun oldu ya! Mezun oldu. Bak Nedret yengem de arıyor düzgün bir kız, sen de yardım ediyorsun ama yok, bulduğunuz kimseyi kabul etti mi?"
"Etmedi aşkım."
"Etmedi! Sıpa. Eşek sıpası."
"Çocuk aşık olmak istiyor Salih..."
"Tamam, hadi tamam eyvallah. Aşk güzel bir şey, eyvallah, istesin. O zaman bizim sıpamıza ne oluyor? Çisem'le iki yıldır birlikteler neredeyse. Ne zaman evlenecekler ya ben torun istiyorum belki de? Bak Kahraman abime, evde torun seviyor! Selim? Hem Karaca'nın kızı var hem de Akın'ın ikizleri! Torun sevebilmek için ev değiştirmekten bıktım ben ya!"
Hilal gülerek onu dinlerken aklına Mücahit'in üniversite için evden gittiği gün geldi. Güya bir çocuk daha yapacaklardı. Ama görünen o ki Salih'in istediği kendi bakacağı yeni bir çocuk değil, sadece seveceği ve şımartacağı bir çocuktu, bir torun yani.
Kapı çalınınca Salih hemen koşmuştu kapıya, Hilal de peşinden gitmişti tabi. Kapı açılınca Salih hemen Vartolu olma yoluna çıktığında yanında duran ilk arkadaşına, 25 yıllık arkadaşına sarıldı sıkı sıkı. Gürcan da özlemle ona sarılırken Hilal güldü. "Sanki geçen yaz Varto'ya gitmemişiz gibi ne bu sarılma ya?"
İki adam gülerek ayrıldılar. Salih, arkadaşının sırtına vuruyordu. "Özlemişim ya karam."
"Ben de özledim valla yenge. Hem geçen yaz ben dağdan inemedim ki..."
"Doğru lan, naptınız o piçleri?"
"Harcadık hepsini abi, sağ olsun jandarma da bu sefer başını çevirdi."
Salih başını salladı. "Gene de onlardan habersiz girişmeyin bir daha böyle işlere. Bak Emrah'ın arkadaşı atanacak yakında oraya, onunla tanışın konuşun, köyümüzü o teröristlere yedirmeyin."
"Yedirmeyiz abi evelallah."
"Ulan... şeytan diyor gençliğindeki gibi kaç git, Gürcanınla terörist avla dağda diye ama..."
"Sonra aklına 50 yaşında olduğun geliyor, değil mi canım?"
"48." diye düzeltti Salih onu. "Ama evet... yaşlandık."
"Sen hepimizi gömersin abi."
"İnşallah gömmem Gürcan, döverim seni. Neyse kapıda kaldın lan geç."
Ve Gürcan içeriye girdikten sonra eşi Reyhan girmişti. Reyhan da içeri girince Salih onu görmüştü. Yıllardır görmediği bir yüzü...
"Zeynep?" dedi tam da emin olamayarak.
