Her şeyi başlatan bir mesaj ve sonrasında gelişen olaylar zinciri...
Hayat, karşılaşmaması gerekenlerin yollarını kesiştirdi.
Siyah ve beyaz birbirine karıştı.
Şeytan valse başladı ve tutku kalbe bulaştı.
Ancak...
Bu dansın kimsenin tahmin edemey...
Gece gece canım bira çekince köstebek gibi mutfağa düştüm ama evde biranın b'si olmadığına kanaat getirmem uzun sürmedi. Mutsuzluktan nerdeyse sürünerek salona gidip kendimi koltuğa bıraktım. Umutsuzca saate baktığımda yakındaki tekelin açık olabileceği aklıma geldi ve yerçekimini bulmuş Newton edasıyla yerimden fırlayıp cüzdanımla anahtarımı alıp evden çıktım.
Serin hava suratıma çarpınca keşke bir ceket alsaydım diye düşündüm ama çok geçti. Aldırış etmeyip tekele doğru yürürken etrafıma bakınmayı da ihmal etmedim. Tekeli açık gördüğümde yokuş aşağı bisiklet süren çocuk heyecanıyla nerdeyse koşarak kendimi içeri attım ve birama kavuştum. İki bira, bir paket cips, bir paket yer fıstığı bir de küçük çikolata alıp tekelden çıktım.
Eve dönerken sokağın sessizliğinden mi yoksa benim kuruntu yapmamdan mı anlamasam da arkama sık sık bakma ihtiyacı duyuyordum. Giderken yolda olan birkaç kişi yoktu ve araba sesi bile olmaması ürkütücüydü. Tekrar arkama bakıp sokağın başını döndüğüm gibi birine çarptım ve hayatımda attığım en yüksek sesli çığlığı attım. Karşımdaki de en az benim kadar korkmuştu ve o da benim yaşlarımda bir kadındı. "Çok afedersiniz, benim dalgınlığım." diyebildim ve doğru düzgün cevap bile veremeden hızlı adımlarla uzaklaştım.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyorken çalan telefonumla irkildim. Arayan Onur'du. Tereddüt etmeden telefonu açtığımda daha sesini duymadan garip bir rahatlama hissettim. "Naber sarı afetim, nasıl gidiyor? Beni özledin mi?" Hafifçe gülümsedim. "İyi ki aradın Onur."
Sesimdeki telaşı sezmiş olmalıydı ki aynı telaş onun sesine de yansıdı. "Sorun ne Melis bir şey mi oldu?" Yutkundum. "Hayır tekele uğradım da eve dönerken korktum biraz yol çok ıssız. İyi geldi konuşmak. Eve gidene kadar kapatma olur mu?" Sesli bir nefes verdi. "Kapatmam tabii de neden evden çıkarken söylemedin ki ben seni arardım, hem bu saatte niye gidiyorsun?" Ciddi hali çok tuhafıma gidiyordu. "Canım bira istedi." Kısa ve netti işte derdim, yalan mı söyleseydim?
Onur birkaç saniye cevap vermedi sonrasında da "Daha dikkatli ol lütfen." diyerek konuyu uzatmak istemediğini belli etti. "Ee yarın ne planın var bakalım?" diyerek konuyu değiştirdiğinde "Spora gideceğim, okula uğramam gerekiyor başka da planım yok." dedim. Sonra "Sen ne yapacaksın?" dediğimde fazla meraklı çıkan sesime içimden sövdüm. "Ben yarın yoğun olacağım iki toplantım var ve birkaç yere uğramam gerekecek." Bir an kendimi çok işsiz güçsüz hissedip triplendim.
Eve geleli yaklaşık on beş dakika olmasına rağmen hala Onurla sohbete devam ediyorduk ve sık sık gülüyordum. "O halde artık kapatabiliriz. Evindesin, güvendesin, keyfin de yerinde. Daha ne olsun? Erken uyanmam gerekiyor yarın, o yüzden erken uyumalıyım." Hafifçe dudağımı büktüm sanki görüyormuş gibi. "İyi geceler Onur, teşekkür ederim."
Telefonu kapattıktan sonra içimde tuhaf bir mutluluk vardı, rahatlamıştım ama neyin rahatlığıydı bu bilmiyordum. Aldıklarımı yiyip içerken modum gayet yerindeydi. Güzel bir gece oluyordu ve keyfimi kaçıracak bir şey olmadan boş kafayla uyumak istedim. Üstümü değişecek hatta yatağıma gidecek halim yoktu. Işığı kapatarak koltuğa uzandım ve ayaklarıma örttüğüm battaniyeyi üstüme çekerek gözlerimi kapattım.
*** İnek obasıııı uyaaaağn...
Dünyanın en saçma alarm sesine sahiptim ama başka türlü de uyanmıyordum. Telefonum yanıbaşımda olduğu için gözlerimi anında aralayıp alarmı kapatmıştım ama ayılmak için bir süre boş boş tavanı izledim.
Hırt: Günaydın günışığım☀️
Güldüm, başta aşırı itici gelen tavrı şimdi sempatik geliyordu.
Melis: Gümafyım
Hırt: Bebeğim sen daha uyanmamışsın :D
Melis: Oladilir
Yerimden kalktım ve tabiri caiz sürünerek banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aynadaki tipime baktıktan sonra bir duş alayım en iyisi diye düşündüm ve kısa ama ayılmamda payı yüksek bir duş aldım. Havlumu alıp içeri geçtiğimde ilk iş telefona bakıp Onur'un mesaj bildirimini gördüm.
Hırt: Ben duş aldım sana da bi duş etkisi yapayım ayılman için ;)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vay anasını sayın seyirciler.
Hey maşallah.
Hafifçe öksürdüm. Hiçbir tepki vermedim. Madem o başlattı, ben galip gelecektim.
Melis: Ben ayılalı çok oldu da sen bayılmazsın umarım ;)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Onur mesajı görmesine rağmen birkaç dakika hiçbir şey yazmadı. Çevrimiçiydi, mavi tik yapmıştı ama dakikalardır bir emoji bile atmamıştı. Yazıyor görünüp duruyordu ha bire. Sinirlenmeye başlamıştım ve epey de bozulmuştum.
Hırt: Bismillahirrahmanirrahim.
Güldüm ve bunu mu yazıp siliyordu o kadar diye düşündüm.
Hırt: Elim ayağım soğudu resmen
Hırt: Melis tek bi sorum var
Hırt: Benimle evlenir misin
Kahkaha attım, kasıntı adamlara o kadar alışmıştım ki samimiyetle duygularını belli etmesi çok hoşuma gitmişti.
Melis: Benim daha yaşım kaç ne evliliği 😂
Hırt: Seneye bugün seninle nikah tarihimizi belirlemiyor olursak beni kıymetlimden as bir yerlere söz itiraz etmeyeceğim.
Melis: O kadar iddialısın yani :D
Hırt: Hissediyorum. :)
Melis: Yanılma lütfen
Melis: Ha çüksüz de yaşarım dersen o başka djdjdkdndm
Hırt: Yanılmayacağım, sen de bineceğin dalı kesme birtanem♥️
Şaşkın şaşkın mesajı tekrar okudum. Benim gibi fesat ruhlu fettan bir insanı bile şaşırtabiliyordu.
