"23"

11.1K 121 26
                                    

Düzenlenmiştir ❤️

En içten kahkahanızı attığınız anı düşündünüz mü hiç? Kiminleydiniz? O gün uyurken de mutlu muydunuz? Günün sonunda yine huzurlu muydunuz? Bir yanımda eski dostum, diğer yanımda bana sevgiyle bakan adamımla oturmuş kahkahalara boğulurken aklımdan geçen sorular bunlardı.

Zehra benim kuşkusuz en içten kahkahalarımda yanımda olan insandı ancak belki bilirsiniz, bazı ailelerin güzel geçen gününüzün acısını çıkarmadan, sizi gözyaşlarıyla uyutmadan huzurla uykuya dalabilmeleri mucizedir. Biz tam olarak böyle çocuklardık. Birbirimizi en kötü durumlarda bile motive eder, berbat halde buluşsak bile gülerek ayrılırdık ancak bu çocuksu mutluluklarımız da pek uzun sürmezdi.

Bir kısır döngü halinde ilerlerken bu düzen, bir gün sevip sevilirken ve iliklerime kadar mutluyken eve yine mutlu ve biraz sarhoş dönebilmek benim hayatta alabildiğim en önemli yoldu. Özgürdüm, mutluydum, aşıktım... Bir saniye? Aşık mıydım? Göz ucuyla Onur'a baktığımda bakışlarımız kenetlendi ve elimi tutup dudaklarına götürdü. Naif bir öpücük bırakarak kucağına indirdiği elimi avcunun içinde tuttu. Kalbim göğsüme sığmıyor gibi adeta ağzımda atarken zorlukla nefes aldım. Aşıktım.

Vaktiyle çok anlam yüklemiştim bu duyguya. Öyle imkansız, meşakkatli ve ulaşılmaz görüyordum ki sanki hiçbir zaman sevip sevilmem mümkün değildi. Korkunç flört deneyimlerim gözümün önünden hızla geçince ürperdim. Sevgiyi ne yanlış insanlarda aramıştım, ona öylesine muhtaçtım ki olacaksa mükemmel olması gerektiği kanaatindeydim.

Bu yüzden kimsede en küçük kusura tahammül edemiyordum ve kimseyi o hayal ettiğim duygularla sevemiyordum. Hayatım boyunca her şeye mantık yüklemiştim, aşka bile. Kusursuzu ararken öyle hissizleşmiştim ki şartlarıma uyan biri karşıma asla çıkmayacak gibi hissederek tüm umudumu kaybetmiştim. Sonra aşktan tiksinmiş, adını dahi duymaya tahammül edemez hale gelmiştim.

Ta ki Onur karşıma çıkıp bana insanın kalbinin hızlanışının tek sebebinin merdiven çıkmak veya hırçın bir köpekten kaçmak olmadığını gösterene kadar. Aşk insanı bulduğunda tüm o uçuk kriterlerin bir anda anlamsızlaşabildiğini öğretene kadar.
Mühim olanın mükemmellik değil, kusurlarıyla sevebilmek olduğunu kanıtlayana kadar.

Farklı zevklere sahip olmak, farklı kültürlere ait olmak, farklı dinlere inanmak, farklı takımları tutmak, kahveyi sert veya tatlı sevmek... Hiçbir önemi yoktu bunların. Aynı müzikleri dinlemek veya aynı yemekleri sevmek de sizi en kusursuz çift yapmıyordu. Bana bunları belki de hiçbir efor sarf etmeden öğretmişti.

"Canım?" Ah... Bu kelimeden nasıl nefret ederdim ben. Duyunca kusasım gelir, adeta tiksinirdim ancak insan nefret ettiği kelimeleri bile sevdiği birinden duyduğunda benimseyip hoşlanabiliyordu duymaktan. Bende öyle olmuştu en azından. "Melis." Bana tekrar ve bu kez ismimle seslenen Onur'a şaşkın şaşkın baktığımda düşüncelerim zihnimi çoktan terk etmişti. Gülerek "Nerelere gittin, kalkalım artık diyorduk." Şu an tek istediğim onu öpmekti ama sakince "Olur." dedim.

Onur hesabı ödemek için yeltenince Zehra da ısrar etti. "İkiniz de benim misafirimdiniz." diyerek ödemeyi Onur yaptı ve mekandan ayrıldık. Zehra "Ben taksiyle gideyim saat geç oldu." dediğinde "Olur mu? Bırakayım seni." diyen Onur'a gülümsedim. "Gerçekten hiç gerek yok, teşekkür ederim." "Nasıl istersen. Çok sevindim tanıştığımıza." "Ben de çok memnun oldum, teşekkür ederim her şey için." Onur gülümsemekle yetindiğinde Zehra bana yönelip kollarını boynuma sardı.

Kısa bir vedalaşma faslından sonra taksiye binmesiyle biz de Onur'un arabasına bindik. "Nereye gidiyoruz şimdi?" dediğinde "Bilmem." dedim yaramaz bir tavırla. "Bana gidelim." dediğinde aklıma evini ilk kez göreceğim geldi. "Peki." Memnun bir tavırla arabayı çalıştırdığında kemerimi bağlayıp kafamı cama çevirdim. Yolda arabanın sessizliğinden rahatsız olup şarkı açmasını istediğimde Onur şarkı açıp parmaklarını parmaklarıma kenetledi ve ikimiz de sustuk.

Şeytanla Dans +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin